Ammar el-Hekim ‘Irak’ta uzlaşı hükümetinden bir anda ulusal çoğunluk hükümetine geçilmesine’ karşı uyardı

Hekim ‘dengeli çoğunluk hükümeti’ kurma çağrısında bulundu.

Bağdat’taki Şeyh Abdulkadir Geylani Camii’nde Kur’an-ı Kerim okuyan bir Iraklı (DPA)
Bağdat’taki Şeyh Abdulkadir Geylani Camii’nde Kur’an-ı Kerim okuyan bir Iraklı (DPA)
TT

Ammar el-Hekim ‘Irak’ta uzlaşı hükümetinden bir anda ulusal çoğunluk hükümetine geçilmesine’ karşı uyardı

Bağdat’taki Şeyh Abdulkadir Geylani Camii’nde Kur’an-ı Kerim okuyan bir Iraklı (DPA)
Bağdat’taki Şeyh Abdulkadir Geylani Camii’nde Kur’an-ı Kerim okuyan bir Iraklı (DPA)

Irak’ta Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim, ülkede yıllardır uzlaşma ilkesine dayalı olarak uzlaşı hükümeti kurulduğuna işaret ederek, uzlaşı hükümetinden bir anda ulusal çoğunluk hükümetine geçmenin yol açacağı sonuçlara karşı uyardı.
Hekim, önceki gün (Perşembe) Şarku’l Avsat muhabirinin de katıldığı Ramazan etkinliği sırasında basın yayın organları mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ekim 2021’de düzenlenen seçimlerin ‘ülkedeki siyasi sürecin bozulmasına neden olan açık bir dengesizlik hali yarattığını ve bu halin ülkenin şu anda mustarip olduğu siyasi tıkanıklığın kaynağı olduğunu’ ifade etti. Hekim, Şarku’l Avsat muhabirinin “Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki ve kendiniz de dahil olmak üzere birçok siyasi parti liderinin daha önce teklif ettiği ulusal çoğunluk seçeneğine şimdi neden itiraz ediyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“İlkesel açıdan ulusal çoğunluğa gitmekte bir ihtilaf yok. Fakat seçimler sırasında yaşananlar ve seçim sonuçlarının getirdikleri dikkate alındığında denge olmadan ulusal çoğunluğa gitmenin risklerinden endişe ediyorum. Zira bunca yıl siyasi sürecin işletildiği uzlaşma (ilkesinden) ulusal çoğunluk hükümetine veya politikasına sıçramak mümkün değil.”
Hekim, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Seçim sonuçlardaki dengesizlik Sünni ve Kürt ‘evlerinde’ sağlıklı bir şekilde büyük ölçüde giderildi. Ancak Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin elde ettiği sonuçlar neredeyse Sadr Hareketi’nin ulaştığı sonuçlara yaklaşmış olsa da bu dengesizlik Şii Evi’nde hâlâ mevcut. Sadr Hareketi 73 sandalye kazanırken Koordinasyon Çerçevesi 78 sandalye elde etti. Sadr Hareketi’nin seçimdeki oyları 850 bin iken, Koordinasyon Çerçevesi yaklaşık iki buçuk milyon oy aldı yani Sadr Hareketi’nin üç katı. Koordinasyon Çerçevesi ile Sadr Hareketi’nin arasında yaşananların aksine Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokrat Partisi, Sünni ve Kürt evlerinin içindeki ortaklarına eşit muamelede bulundu ve onları ötekileştirmedi. Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum Partisi’nin sandalyeleri Hamis el-Hancer liderliğindeki Azim Koalisyonu’nun kazandığı sandalyelerin iki katıyken Halbusi Sünnilere ayrılan bakanlık için kullanılacak sandalyelerin yarısını Hancer’e verdi ve ardından Hancer’i Egemenlik Koalisyonu’nun başkanı yaptı. Aynı durum Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi için de geçerli. Barzani cumhurbaşkanlığı makamı üzerinde ısrar ediyor fakat Kürtlerin bakanlık makamları üzerindeki payının tamamını ortağı Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne verdi.”
Koordinasyon Çerçevesi’nin, en büyük meclis blokunun, temellerini Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi’nin oluşturacağı Şii bir blok tarafından kurulması ısrarına değinen Hekim, “Bu konudaki ısrarımız mezhepsel bir boyuttan kaynaklanmıyor aksine gözden kaçırılmaması gereken bir toplumsal gerçeklik var o da Irak’taki Şiilerin en büyük toplumsal bileşen olduğudur. Dolayısıyla ulusal çoğunluk bahanesiyle Şii bileşeni ittifaklara dağıtmak, bu bileşeni azınlık haline getirecektir. Gerçekte ise durum böyle değil” dedi.
Irak’ın Anayasa’da belirtilen süreleri ihlal etmesi sebebiyle içine girdiği mevcut siyasi çıkmazı atlatabilmesi için neler yapması gerektiği sorusunu yanıtlayan Hekim, “Irak’ta uzlaşı yönetiminden dengeli bir ulusal çoğunluk yönetimine geçiş yapılmalı. Çünkü aşamaları zıplayarak geçmek hiç kimsenin çıkarına olmaz. Bunun için tüm ortakların olaya ulusal ve gerçekçi bir bakış açısıyla bakması gerekir” ifadelerini kullandı. Hekim, başbakan adaylarıyla ilgili gündeme gelen isimlerle ilgili soruya, “Şimdiye kadar makamı üstlenecek belirli isimler yok. Bundan önce en büyük blok meselesi çözülmeli” diye yanıt verdi.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr 40 gün süreyle ‘siyasi itikafa’ gireceğini ilan ederek, bu süre içerisinde Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki rakiplerine yeni hükümeti kurma fırsatı tanımıştı. Ancak Sadr Hareketi’nin hükümet kurma müzakerelerinde yer almayacağını vurgulayan Sadr, eğer bu süre içerisinde hükümet kurmayı başarırlarsa muhalefet saflarına geçeceğini belirtti. Ancak Koordinasyon Çerçevesi, bu açıklamanın ardından Sadr’ı en büyük meclis blokunu kurmak için uzlaşmaya çağıran bir dizi girişim başlattı.  Koordinasyon Çerçevesi uzlaşının Şii Evi’nin iki üyesi olan Sadr Hareketi ile kendisi arasında olması gerektiğini vurguluyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.