Rus tarafı arabulucu oldu: Halep’teki Kürt mahallelerine yönelik ablukanın kaldırılması yönündeki çabalar sürüyor

Haseke şehir merkezinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bir bölge bulunuyor.

Haseke kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölge (Şarku’l Avsat)
Haseke kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölge (Şarku’l Avsat)
TT

Rus tarafı arabulucu oldu: Halep’teki Kürt mahallelerine yönelik ablukanın kaldırılması yönündeki çabalar sürüyor

Haseke kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölge (Şarku’l Avsat)
Haseke kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölge (Şarku’l Avsat)

Kürt kaynaklar, Suriye hükümeti ile Özerk Yönetim arasındaki krize son verilmesi, ülkenin kuzeyindeki Halep kentindeki Kürt mahallelerine uygulanan abluka ile ülkenin en kuzeyindeki Kamışlı kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ isimli bölgeye uygulanan ablukaların karşılıklı olarak kaldırılması amacıyla Rusya tarafının arabuluculuk rolü üstlendiğini bildirdi. Suriye hükümetinden bir yetkili, Kamışlı’da Kamu Güvenlik Güçleri’nin (Asayiş) kontrol altına aldığı tüm hükümet dairelerinin yeniden hükümetin kontrolüne geçtiğini ve memurların görevlerinin başına döndüğünü belirtirken, bir Kürt yetkili Suriye hükümetini ‘Suriyelilere boyun eğdirmek ve siyasi planlarından vazgeçirmek için abluka ve aç bırakma politikası ile despot yöntemler’ kullanmakla suçladı.
Üst düzey yetkili bir Kürt kaynağı, Hmeymim Üssü’ndeki Rus Kuvvetleri Komutanı’nın arabuluculuk çabaları kapsamında dün (Cuma) Kamışlı’da Özerk Yönetim ve hükümet temsilcileriyle yoğun toplantılar gerçekleştirdiğini aktardı. Kaynağın aktardığına göre toplantılarda konuşulan meseleler arasında, Halep kentinde Şeyh Maksud ve Eşrefiye isimli Kürt mahallelerine ve Kamışlı kentinde Suriye hükümetine bağlı ‘Güvenlik Karesi’ bölgesine uygulanan ablukaların karşılıklı bir şekilde kaldırılması, hükümet güçlerinin gıda malzemeleri, yakıt, ilaç ve sivillerin diğer ihtiyaçlarının Halep’teki Kürt mahallelerine girmesine izin vermesi, buna karşılık Asayiş güçlerinin de Kamışlının en büyük ekmek fırını olan Baas Fırını'nı rejime teslim etmesi, bazı yollardaki kontrol noktalarını kaldırması, Kamışlı Havalimanı yolunu açması ve tüm tarafların önceden anlaştığı temas hatlarına dönmesi bulunuyor.
İki taraf arasında ön anlaşma yapıldığını ve önümüzdeki saatlerde yürürlüğe gireceğini söyleyen kaynak, “Asayiş’in Kamışlı’daki eylemleri, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed komutasındaki 4. Tümen güçlerini Halep’teki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallerinden uzaklaştırmak ve Halep’in kuzey kırsalına komşu olan Şahba kenti ile söz konusu mahallelerde yaşayan Kürt sakinlerinin seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasını engellemek amacıyla Suriye hükümetine karşı bir baskı kartından ibarettir” dedi. Suriye hükümetinin Rusya’nın arabuluculuğuna yanıt vermemesi durumunda Kamışlı’daki senaryonun Haseke’de de tekrarlanacağını belirten kaynak, bölgenin çevresinde ABD ve Rus güçlerinin konuşlu olmasından ötürü hükümet güçleri ile Asayiş arasında bir silahlı çatışmanın çıkmasına ihtimal vermediğini kaydetti.
Şarku’l Avsat muhabiri, Asayiş güçlerinin Kamışlı’daki Hükümet Sarayı ve Baas Partisi şube binalarından çekildiğini ancak Güvenlik Karesi bölgesinde yer alan ve Siyasi Güvenlik, Askeri Güvenlik ile Devlet Güvenliği gibi askeri ve güvenlik teşkilatlarının kullandığı binalara giden yola kontrol noktaları kurarak bu teşkilatlara abluka uygulamaya devam ettiğini gözlemledi. Asayiş güçleri daha önce yıllardır ilk kez Es-Seba Döner Kavşağı’na kontrol noktaları kurarak Güvenlik Karesi içinde ilerlemişti.
Özerk Yönetim Sözcüsü Lokman Ahmi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Halep’te Kürt mahallelerine dayatılan abluka siyasetinin ‘savaş suçundan’ ibaret olduğunu söyledi. Özerk Yönetim’in tüm arabulucu çabalara icabet ettiğini ve ablukanın barışçıl yollarla kaldırılması için çalıştığını belirten Ahmi, “Fakat verilen tüm bu çabalar şu ana kadar bir sonuca ulaşmadı. (Suriye) hükümeti ikinci kez Suriye’nin şehir ve beldelerine yaptığı gibi Halep’teki Kürt mahallelerine yönelik abluka politikasını izledi. Çünkü bu mahallelerin sakinleri Kürt. Bu politikanı hedefi, Eşrefiye ve Maksud mahallelerinin sakinlerini açlığa mahkum ederek onlara boyun eğdirmektir” dedi.
Ahmi, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Suriye hükümeti tüm Suriye halkını ve Suriye egemenliğini temsil etme iddiasında bulunuyor. Peki o zaman halkın bu yönetimi kabul etmesi için neden halkı açlığa mahkum etme ve ablukaya alma politikası güdüyor? Tecrübelerimiz bu politikaların Şam yönetimi üzerinde olumlu sonuçları olmadığını ve yönetimin daha fazla reddedilmesiyle sonuçlandığını gösterdi. Diyalog ve siyasi çözümler öne çıkarılmalıdır. Suriye krizinin ve Suriye’nin mustarip olduğu tüm sorunların tek çözümünün, tüm bileşenleriyle birlikte Suriye halkının beklenti ve hedeflerini gerçekleştirecek siyasi ve barışçıl bir çözüme ulaşmak adına çeşitli ve etkili Suriyeli aktörler arasındaki diyalog olduğunu düşünüyoruz.”
Bölge sakinleri ve Afrin’den göç eden Kürtler, Suriye hükümetinin uygulamalarını ve 4. Tümen’in Şeyh Maksud ile Eşrefiye mahallelerine uyguladığı ablukayı protesto için Halep’in kuzey kırsalındaki El-Ahdas bölgesinde Halep merkeze giden otoban yolu üzerinde gösteri düzenledi. Göstericilerin talepleri arasında Kürt mahallelerine yönelik ablukanın kaldırılması, mahalle sakinlerine seyahat özgürlüğünün güvence altına alınması, temel gıda malzemeleri, ilaç ve yakıtın bölgeye girmesine izin verilmesi bulunuyordu. Göstericilerin taşıdıkları pankartlarda Şeyh Maksud ile Eşrefiye mahalleleri ile Şahba kentine giden tüm yolların üzerindeki 4.Tümen’e ait kontrol noktalarının kaldırılmasını talep eden ifadeler yazıldı.
4. Tümen unsurları geçen aydan bu yana Halep’teki Kürt mahallelerine sebze taşıyan araçlardan yüksek miktarlarda vergi alıyor ve taciz eder şekilde kimlik kontrolü yapıyor. Bölgeye girmeyi bekleyen araçların zaman zaman uzun kuyruklar oluşturduğu görülüyor.
ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Haseke kentine bağlı birçok ilçe ve beldeleri kontrol altında tutuyor. Ancak hükümet güçleri Haseke ve Kamışlı’da yer alan ‘Güvenlik Karesi’ bölgelerindeki varlıklarını koruyor. Buna karşılık SDG de Halep kentindeki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kontrol ediyor. Söz konusu mahalleler Halep’in kuzey kırsalına komşu olan Şahba kentine yakın bir konumda. Şahba’ya bağlı bazı ilçe ve beldelerde Afrin’den göç eden Kürtler ikamet ediyor.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”