ABD’li Muhafazakarlar ötekileştirilmekten mustarip

ABD’li muhafazakarların, ilerici ‘wokeism (uyanıklık) savunucularına’ yönelik eleştirileri üniversitelere uzanıyor

12 Nisan'da Virginia Üniversitesi'ndeki bir konferansta konuşan Eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence (AFP)
12 Nisan'da Virginia Üniversitesi'ndeki bir konferansta konuşan Eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence (AFP)
TT

ABD’li Muhafazakarlar ötekileştirilmekten mustarip

12 Nisan'da Virginia Üniversitesi'ndeki bir konferansta konuşan Eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence (AFP)
12 Nisan'da Virginia Üniversitesi'ndeki bir konferansta konuşan Eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence (AFP)

ABD Virginia Üniversitesi'nden kendisini ‘ılımlı muhafazakar’ olarak tanımlayan öğrenci Jack, “Lisedeyken fikirlerimden dolayı reddedildim” ifadelerini kullanarak muhafazakar gençlerin, fikirlerinin kurbanı olduklarını söyledikleri ilericilere karşı ABD üniversitelerinin kampüslerinde verdikleri mücadeleye işaret ediyor.
Jack, Washington DC’den 180 kilometre uzaklıktaki üniversitede verdiği röportajda “Bana hakaret eder, aptal veya geri kafalı derlerdi” diyor. Hem önemli isimler hem de sıradan insanlar arasında artan sayıda muhafazakar, ilericileri kendilerine zıt olan fikirleri bastırmak istemekle suçluyor.
İlericileri ‘wokeism (uyanıklık) savunucuları’ olarak tanımlıyorlar. ‘Wokeism’ ilerici aktivistlerin adaletsizlik karşısında ‘uyanık’ kaldıklarını belirtmek için kullandıkları bir kalıp ve zamanla hakaret etmek için kullanılan bir tabire dönüşmüş.
Virginia Üniversitesi kampüsünde Jack, yorumcuları, politikacıları ve radyo sunucularını ‘ABD’yi Wokeism savunucusu solculardan nasıl kurtarabiliriz’ başlığından bahsetmeye davet eden bir öğrenci derneği olan ‘Young Americas Foundation’un etkinliklerine katılmaya başladı.
Dernek, Donald Trump yönetiminde ABD Başkan Yardımcısı olarak görev yapan 62 yaşındaki Mike Pence'yi konuk olarak ağırladı. Kampüsün Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmasına yardımcı olan şık kırmızı tuğlalı binalarına giden yolda Pence’nin gelişinin duyurusu bir tahtaya tebeşirle yazılmıştı.
Öğrenci Abby Hinton, ‘sol fikirlerin hakim olduğu’ bu üniversitede ‘fikirlerini empoze etmeye çalışanlara’ karşı ‘kendisini nasıl savunacağını’ öğrenmek için konferans salonunda yerini aldı.
Pence'nin konuşacağı konferans salonuna girdiklerinde, öğrencilere ABD Anayasası’nın küçültülmüş nüshaları, Eski ABD Başkanı Ronald Reagan rozetleri ve ‘politik doğruculuğu değil özgür konuşmayı destekliyorum’ yazılı çıkartmalar sunuldu.
Bir yığın insanla dolu salonun karşısında Pence, ABD’lilerin eskiden hoşlandıkları ‘vatanseverlik eğitiminin’ yerini aldığını düşündüğü ‘siyasi endoktrinasyona’ karşı uzun bir konuşma yaptı.
Öğrencilerden biri kendisine, bir yüzme müsabakasında üniversitelerinden kadın bir yüzücünün trans bir kadın yüzücü karşısında ikinci olması ile ilgili bir soru yöneltti.
Genç öğrenci, trans kadının müsabakaya katılmasına izin verilmemesi gerektiğini savunarak “Mükemmellik geleneğimiz wokeismi savunan solun etkisi altında" diye yakındı.
Eski Başkan Yardımcısı bir alkış tufanı ile birlikte “Soldakilerin çoğu bir kültür savaşı başlatmak için yıllarını harcadı. Görünen o ki bunu yaptılar ve kaybediyorlar” ifadelerini kullandı. Bu cümle masum değildi.
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Larry Sabato, bu iki tarafı karşı karşıya getirmenin ve kampüslerde ve sosyal medyada bu karşıtlığı tekrar tekrar dile getirmenin ve protestolar düzenlenmesinin sağ kanattaki seçmenleri harekete geçirmek için etkili bir yöntem olduğunu söyledi. Sabato, ders verdiği üniversite binasının önünde verdiği röportajda “Bunlar ön seçimlerde oy kullanan insanlar” dedi.
Okullarda ırk veya cinsiyet ile ilgili konuların öğretilmesinde sola kayıldığı iddiasına odaklanan bir kampanya yürütmesinin ardından Kasım 2021'de Virginia valisi seçilen Glenn Youngkin örneğini verdi.
Sabato, adayların bu meseleleri önümüzdeki kasım ayında yapılacak ara seçimler ve 2024 başkanlık oylaması gibi yaklaşan seçim turlarında tekrar gündeme getireceklerini tahmin ediyor. Mike Pence, bu tutumları benimseyerek siyasi bir geri dönüş arayışında mı ve hedefi Beyaz Saray mı? Bu soru konferans salonunda kendisine sorulduğunda Pence gülümseyerek “Sizi haberdar edeceğim” şeklinde cevap verdi.



İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
TT

İsrail, Gazzeli Filistinliler için vatan arayışını genişletiyor

İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)
İsrail, zorla göç ettirme planından vazgeçmedi, aksine Filistinliler için vatan arayışını sürdürüyor (AFP)

İnci Mecdi

Batı basınında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti ile Ortadoğu ve Afrika’da bazı ülkeler arasında Gazze Şeridi sakinlerinin topraklarına yerleştirilmesi konusunda devam eden görüşmelere dair haberler yer almaya devam ediyor. Bu durum, Netanyahu'nun Gazzeli Filistinlileri insani bir formül kullanarak zorla göç ettirme planlarının hâlâ yürürlükte olduğunu doğruluyor. Hem de uluslararası hukukun olası bir ihlali ve etnik temizlik eylemi olarak değerlendirildiğinden, kendisini engellemeye yönelik uluslararası ve bölgesel baskılara rağmen.

Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı, birkaç gün önce İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze sakinlerinin topraklarına transfer edilmesi konusunda görüşmeler yapıldığı yönündeki haberleri yalanlayarak, bu iddiaların “doğru olmadığını ve Güney Sudan hükümetinin resmi tutumunu veya politikasını yansıtmadığını” vurgulasa da, İsrail ve ABD, yüz binlerce Filistinliyi Gazze'den transfer etme çabalarını sürdürüyor. Cumartesi günü Wall Street Journal'a konuşan konuya yakın kaynaklara göre, İsrailli yetkililer, Gazze'den ayrılmayı kabul eden Filistinlileri kabul etmeleri için Libya, Güney Sudan, Somaliland ve Suriye de dahil olmak üzere altı ülke ve bölgedeki mevkidaşlarıyla görüştüler.

Finansal anlaşmalar

Bazı kişiler Amerikalı gazeteye, İsrail'in Gazze sakinlerini Güney Sudan veya Libya'ya yerleştirmeye yönelik görüşmelerinin devam ettiğini söylerken, bir başka kaynak Filistinlileri Suriye veya Somali'den ayrılan bir bölge olan Somaliland'a yerleştirmek için daha önce yapılan görüşmelerde kayda değer bir ilerleme kaydedilmediğini bildirdi.

Somaliland hükümetinin temsilcisi, görüşmelerin hâlâ devam ettiğini belirtirken, Libya ve Suriye'deki yetkililer gazetenin bu haberle ilgili yorum taleplerine yanıt vermediler. Mevcut ve eski ABD’li yetkililer, ABD'nin Filistinlilerin topraklarına yerleştirilmesi konusunda İsrail ile Afrika ülkeleri arasında yapılan müzakerelere dahil olmadığını belirttiler.

Değerlendirilen destinasyonların çoğu, iç çatışmalar ve ekonomik çalkantılar gibi kendi iç sorunlarından muzdarip ve muhtemelen yüz binlerce göçmeni barındırmada zorluk çekecekler. Buna rağmen, kötü koşulları, Gazze'den veya başka yerlerden transfer edilen kişilerin kabulü karşılığında kendilerine ekonomik destek veya başka faydalar sunabilecek anlaşmaların kapısını açtı.

Mısır'ın itirazı ve baskısı

Ekim 2023'te Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden haftalar sonra, İsrailli yetkililer Gazze Şeridi sakinlerinin zorla göç ettirilmesine yönelik planlardan açıkça bahsetmeye başladılar. Bu fikir, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yılın başlarında 2 milyon Filistinlinin Mısır ve Ürdün'e transfer edilmesini talep etmesiyle daha büyük bir yankı oluşturdu. Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ni kontrol edeceğini ve “Gazze Rivierası” olarak tanımladığı plan ile Gazze’nin uluslararası bir turizm merkezi olarak yeniden geliştirileceğini de söyledi.

Bu talepler, İsrail ve ABD'nin Gazze Şeridi sakinlerini Sina'ya yerleştirme baskısına boyun eğmeyen Kahire ile Washington arasında gerginliğe yol açtı. Wall Street Journal'a konuşan bazı kişiler, bu baskının devam ettiğini belirtti.

Mısır, Gazze Şeridi'nin sakinlerinden boşaltılması fikrine, uluslararası hukuku ihlal eden ve Filistin davasının tasfiyesi ile sonuçlanacak bir etnik temizlik operasyonu olarak gördüğü için şiddetle karşı çıkıyor. Bazı kaynaklara göre, ABD'nin baskısı, birçok görüşmenin İsrailli ve Mısırlı yetkililer arasında sözlü atışmalar da dahil olmak üzere tartışmalarla geçmesine neden oldu.

Kaynaklar daha önce de Associated Press'e (AP), Mısır'ın Güney Sudan'a, İsrail'in Gazze sakinlerini daha geniş bir anlaşmanın parçası olarak topraklarına yerleştirme teklifini kabul etmemesi için baskı yaptığını bildirmişti. İki Mısırlı yetkili, İsrail'in aylardır Filistinlileri kabul edecek bir devlet bulma çabalarından haberdar olduklarını ve bu çabaların Sudan ile sınırı olan Güney Sudan ile temasları da içerdiğini söylediler. Kahire'nin Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi yönünde baskı yaptığını kabul ettiler.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Güney Sudan için bu anlaşma, İsrail ile daha yakın bağlar kurmasına yardımcı olabilir. Washington ile ilişkilerini iyileştirmesi için Güney Sudan’la çalışan bir Amerikan lobi şirketinin kurucusu olan Joe Szlavik, Güney Sudanlı yetkililerden görüşmeler hakkında bilgi aldığını söyledi. Bir İsrail heyetinin, Filistinliler için kamplar kurma olasılığını görüşmek üzere ülkeyi ziyaret etmeyi planladığını da sözlerine ekledi. Güney Sudanlı bir sivil toplum örgütünün başkanı Edmund Yakani de görüşmeler hakkında Güney Sudanlı yetkililerle görüştüğünü söyledi.

Szlavik'e göre, ABD İsrail ile yapılan görüşmelerden haberdar ancak doğrudan müdahil değil. Güney Sudan'ın, Trump yönetiminin ülkenin bazı seçkinlerine uyguladığı seyahat yasağını ve yaptırımları kaldırmasını istediğini açıkladı. Nitekim ülke, belki de Trump'ın gözüne girme çabasıyla, ABD yönetiminin yasadışı göçmenlere yönelik toplu sınır dışı etme operasyonları kapsamında halihazırda sekiz kişiyi kabul etti.

Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, “Başkan Trump, Gazze yeniden inşa edilirken Filistinlilerin güzel ve yeni bir yere yerleşmelerine izin verilmesi de dahil olmak üzere, Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmek için sık sık yenilikçi çözümler çağrısında bulundu. Ancak Hamas'ın önce silahsızlanmayı ve bu savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi gerekiyor ve şu anda verebileceğimiz daha fazla ayrıntı yok” dedi.

Gönüllü ayrılış mı, zorla göç ettirme mi?

Birçok Filistinli, savaştan ve kıtlığa yakın bir açlık krizinden kaçmak için en azından geçici olarak Gazze'den ayrılmak istese de, kalıcı olarak ayrılmayı ve başka bir yere yerleşmeyi reddediyor. Hukuk örgütleri, insani yardım kuruluşları ve bazı hükümetler, ayrılmaların gerçekten gönüllü olup olmayacağını sorguluyorlar. Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları İzleme Örgütü de dahil olmak üzere bazıları, bu fikrin etnik temizlik sayılabileceği konusunda uyardılar.

Cenevre Sözleşmeleri uyarınca, zorla göç ettirme bir suç ve yalnızca sivillerin güvenliği için geçici tahliye veya askeri zorunluluk gibi dar kapsamlı durumlarda kendisine izin verilebilir. İsrailli ve uluslararası hukuk uzmanlarıysa, bu kriterleri karşılamanın zor olduğunu ve Gazze'nin savaştan zarar görmüş ortamının, transferlerin gönüllü olacağı yönündeki argümanları zorlaştırdığını belirttiler.

Özellikle gençler, çocuklu aileler veya hasta akrabaları olan birçok Gazzeli'nin ayrılmak istediği bildiriliyor. Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi tarafından geçen mayıs ayında yapılan ankete katılan Gazzeli Filistinlilerin üçte birinden fazlası, savaştan sonra göç etmeye istekli olduklarını söyledi.

Merkezin Direktörü Halil Şikaki'ye göre, göç etme olasılığı en yüksek olan demografik grup, eğitimli gençler ve bu durum Gazze'den beyin göçüne katkıda bulunabilir. Şikaki, savaştan önce yapılan anketlere göre, bu grup arasındaki katılımcıların üçte ikisi ila dörtte üçünün ekonomik ve güvenlik nedenleriyle Gazze'den başka yerlere göç etmeye istekli olduğunu ekledi. Birçoğunun Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Körfez ülkeleri veya Türkiye'ye taşınmakla ilgilendiğini belirtti.