Kamışlı'da SDG ile rejim güçleri arasında yükselen tansiyon Hmeymim Hava Üssü’nün arabuluculuğuyla düştü

Türkiye, Haseke ve Rakka kırsalında SDG’nin kontrolü altındaki bölgeleri bombaladı

Suriye’nin kuzeyinde yer alan Halep kırsalında Suriyeli muhalif bir savaşçının 5 Nisan’da çekilen bir fotoğrafı (EPA)
Suriye’nin kuzeyinde yer alan Halep kırsalında Suriyeli muhalif bir savaşçının 5 Nisan’da çekilen bir fotoğrafı (EPA)
TT

Kamışlı'da SDG ile rejim güçleri arasında yükselen tansiyon Hmeymim Hava Üssü’nün arabuluculuğuyla düştü

Suriye’nin kuzeyinde yer alan Halep kırsalında Suriyeli muhalif bir savaşçının 5 Nisan’da çekilen bir fotoğrafı (EPA)
Suriye’nin kuzeyinde yer alan Halep kırsalında Suriyeli muhalif bir savaşçının 5 Nisan’da çekilen bir fotoğrafı (EPA)

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kentinde Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı Asayiş güçleriyle ile Suriye rejimi güçleri arasında yükselen tansiyon Hmeymim Hava Üssü’ndeki Rus güçleri komutanı tarafından yönetilen arabuluculuk girişimiyle düştü.  Öte yandan Türkiye, dün Haseke’nin ve Rakka’nın kuzeybatı kırsallarındaki farklı bölgeleri bombaladı.
Asayiş güçleri, Kamışlı’daki Sebaa Bahrat Kavşağı ve şehir merkezindeki güvenlik hizmetleri kompleksine giden ana girişteki taş bariyerleri ve beton blokları kaldırdı. Ayrıca, Kamışlı Havalimanı'na gidiş-dönüşlerdeki trafik ve hareket kısıtlamaları da hafifletildi. Şarku’l Avsat muhabiri, devlet kurumlarında çalışan memurların ve işçilerin normal şekilde işlerine döndüklerini ve resmi çalışma saatleri içerisinde çalışabildiklerini yerinde gözlemledi.
Ancak hükümet tarafından işletilen fırınlarda çalışanlar telefon aracılığıyla yaptıkları açıklamalarda, bölgeyi sekiz gündür abluka altında tutan Asayiş güçlerinin Haseke ve Kamışlı'da hükümet güçlerinin kontrolündeki bölgelere unun girmesini engellediklerini ve  Haseke'deki ana fırının ve Kamışlı'daki el-Baas Fırını’nın çalışmalarını durduklarını söylediler. Suriye Arap Haber Ajansı’na (SANA) konuşan, Kamışlı'daki el-Baas Fırını’nın Müdürü Sattam el-Mahmud, Asayiş güçlerinin dört günlük kuşatmasının ardından fırını ele geçirmesi ve işçilerin çalışmalarını engellemesi nedeniyle fırının çalışmalarını durduğunu açıkladı. Mahmud, Asayiş güçlerinin fırındaki işçilerin halkın ekmek taleplerini karşılayabilmek için depolardan un almalarını engellediklerini de sözlerine ekledi.
Diğer taraftan Suriye’nin kuzeyindeki Halep ilinde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve SDG’nin nüfuz bölgelerinde yer alan ve nüfuslarının çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Afrin ilçesi ve eş-Şehba bölgesi yerel meclisleri resmi bir açıklamayla uluslararası kuruluşlara Halep’teki Kürt bölgelerine yönelik kuşatmayı kaldırması için Suriye hükümetine baskı yapmaları çağrısında bulundular. Suriye rejimini, sivilleri ablukaya almak ve aç bırakma politikası uygulamakla suçlayan yerel meclisler, sivillerin hareket özgürlüğünün yanı sıra bölgeye gıda, ilaç, yakıt ve un girişinin sağlanmasını talep ettiler. Ayrıca 4. Zırhlı Tümen'in Şeyh Maksud, Eşrefiye ve eş-Şehba bölgesine giden yollara yerleştirdiği bariyerlerin ve beton blokların kaldırılması çağrılarını yinelediler.
Bir başka gelişmede ise Alman Haber Ajansı’nın (DPA), Suriyeli muhalif kaynaklardan aktardığı bilgilere göre bir Rus arabulucu, SDG yönetimine güçlerini Suriye hükümetinin Kamışlı'daki merkezlerinden çekmesi ve hükümet çalışanlarının işlerine geri dönmesi için baskı yaptı. DPA, Suriye’deki Rus güçlerinin üç gündür rejim ile SDG arasında Haseke’deki devlet kurumlarının büyük çoğunluğunun yer aldığı bölgedeki kuşatmayı kaldırmanın yanı sıra gıda maddelerinin bölgeye girişine izin verilmesi ve SDG güçlerinin 10 gün önce ele geçirdiği Kamışlı’daki ana fırın olan el-Baas Fırını’nın rejime teslim edilmesi amacıyla yapılan müzakerelere arabuluculuk yaptıklarını bildirdi.
Kaynaklar, SDG’li müzakerecilerin Haseke Valisi Tümgeneral Gassan Halil'in görevden alınmasını ve Halep'te Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerindeki kuşatmanın kaldırılmasını talep ettiğini, ancak Rus arabulucunun onlara Türkiye destekli Suriyeli muhalif grupların Kamışlı'nın batısındaki ed-Derbesiye ve Amuda beldelerini işgal edeceklerini ve bununla kalmayıp Kamışlı'ya ulaşacaklarını bildirdiğini söylediler. Kaynaklara göre bunun üzerine SDG, kısa süre önce kontrol altına aldığı devlet kurumlarını çatışma yaşanmadan teslim etti.
Öte yandan Türkiye, Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece Haseke’nin ve Rakka’nın kuzeybatı kırsallarındaki farklı bölgeleri bombaladı. Bölge sakinlerinin aktardığı bilgilere göre Türk obüslerinin şiddetli bombardımanları, siviller arasında paniğe ve yerinden edilmelere yol açtı. Haseke’nin kuzey kırsalında yer alan Tel Temir beldesi sakinleri ve görgü tanıkları, Türk obüslerinin iki gün boyunca Barış Pınarı Harekatı bölgesine konuşlandırıldığını, Türk ordusu ve Suriyeli muhalif gruplarla temas bölgelerinin bitişiğindeki Tel Cuma, Um'ul Keyf, et-Tavile, Tel Şenan ve ed-Derdare köylerinin şiddetli bir şekilde bombalandığını aktardılar. Bombardımanlar sonucunda bölgedeki çok sayıda insan evlerini terk ederken Ebu Rasin ilçesine bağlı Dada Abdal, Akariye ve Hırbet Şeir köylerini hedef alan ağır top ve roketatar bombardımanları ise bazı sakinlerin mal ve mülklerinde maddi hasara yol açtı.
SDG'ye bağlı Tel Abyad Askeri Meclisi’nden askeri bir kaynak, Türk ordusunun Rakka'nın kuzey kırsalında yer alan Ayn İsa ilçesinin kırsalına füzeli saldırılar düzenlediğini ve Muşeyrife, Bi’r İsa, Debs, Huşan, Fatise, el-Halidiye ve Sayda köyleri ile Ayn İsa Mülteci Kampı, Mat’am Sakr ve M4 Uluslararası Karayolu ile köylerin silolarını hedef aldığını söyledi. Askeri kaynak, Ayn İsa şehrinin doğu ve batı kırsalındaki köylerin yoğun top ve füze atışlarıyla hedef alındığını da ekledi. SDG Kuvvetleri Genel Komutanlığı'ndan geçtiğimiz Cuma günü yapılan açıklamada da, “Türk devleti, dünyanın Ukrayna'daki savaşla meşgul olmasından yararlanarak, operasyonlarına hız kazandırdı. Bu da bölge halkını korumak ve bu saldırıları durdurmak için gerekli araçlara ve mekanizmalara duyulan ihtiyacı artırdı” denildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan SDG’nin Resmi Sözcüsü Aram Hanna, “Çıkarlarını ve emellerini gerçekleştirmek amacıyla Suriye'nin kuzey ve doğusuna yeni saldırılarda bulunmak için bir yeşil ışık arayışında olan Türkiye, dünyanın Ukrayna-Rusya savaşıyla meşgul olmasını bu saldırı için bir fırsat olarak görüyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin operasyonlarını bölgenin güvenlik ve istikrarını bozmayı amaçladığını öne süren Hanna, ‘bu ihlaller’ konusunda garantör ülke Rusya ile günlük olarak temas halinde olduklarını, ancak bu temasları Türkiye’nin ‘ihlallerini’ durduracak etkili ve ciddi adımlara dönüştüremediklerini belirtti. SDG’nin ateş edilen noktalara uygun şekilde ve zamanında müdahale ettiğini söyleyen Hanna, SDG’nin bölgenin güvenliğini ve emniyetini sağlamak ve Türkiye’nin emellerine karşı çıkmak için gerekli tüm önlemleri aldığını da sözlerine ekledi.



Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
TT

Şam’da bayram yoksulluk nedeniyle buruk geçiyor

Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)
Şam’da berberler, sokak satıcıları ve esnaf bayram süresince eski ihtişamdan uzak manzaralara sahne oldu. (AFP)

Beş kişilik bir ailenin reisi olan Ebu Yusuf bu bayramı da buruk geçirdi. Yokluk ve yoksulluk onu da diğer tüm Suriyeliler gibi derinden etkiledi. “Bayramda mutlu olmak istedik ama olamadık. Bayramlaşmak için birçok akrabaya gidemedim. Sadece erkek ve kız kardeşime gittim. Çoğu insan benim gibi, yokluktan dolayı psikolojik olarak yorgun” diyen 40 yaşındaki Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada üç çocuğunun bayram ihtiyaçlarının az bir kısmını dahi karşılayamadığını belirterek şunları söyledi:

 Artık bayramlarda sevinme imkanımız yok. Mutluluk çok paranın olmasını gerektiriyor ancak çoğu kişide bulunmuyor. Allah şartları düzeltsin, eski günlerdeki gibi bayramlarda neşeyi geri getirsin...

Ebu Yusuf, yüzünde üzüntü ile ‘lanetli savaştan’ önceki yıllardaki bayramların sevincini hatırlayarak, aile fertlerinin bayram namazından hemen sonra en büyüğün evinde toplandıklarını ve ardından diğer akrabalarıyla bayramlaşmak için yola çıktıklarını, Şam sokaklarının bayramlaşmak için dışarı çıkan insanlarla dolduğunu anlattı. “Şimdi sokaklara bakın, çocuklar dışında neredeyse boş” dedi. Halkın büyük çoğunluğu, Suriye hükümetinin, yoksulluk sınırının altında olan bölgelerinde yaşıyor. Devlet sektörü çalışanlarının aylık maaşı 150 bin lirayı geçmiyor. Beş kişilik bir aile, özellikle gıda maddelerindeki fiyatlardaki çılgın artış nedeniyle ayda dört milyon liradan fazlasına ihtiyacı duyuyor.

sdgf
Şam’da şeker satan bir dükkan. (AFP)

Şam sakinlerinin Kurban Bayramı kutlamaları için yaptıkları hazırlıklar, orta sınıfın yok olmasının ardından sınıf farklılıklarının ve geçim eşitsizliklerinin artan boyutunu gösterdi. Şarku’l Avsat, bayramdan önceki birkaç gün boyunca, bayram ihtiyaçlarını satın alındığı Şam pazarlarının kalabalık hali yerinde gözlemledi. Hazırlıklar vatandaşların maddi imkanlarına göre değişiklik gösteriyordu. Ebu Muhammed’in anlattıklarını, Şam’ın güneyinde tek oğluyla birlikte yaşayan yaşlı kadın Ümmü Samir de doğruladı. Gözyaşlarını tutmaya çalışan kadın, Şarku’l Avsat’a bayramın ilk üç gününde kapısını sadece üç kızının çaldığını belirterek şunları söyledi:

Bayramlar, maddi durumdan dolayı sıkıcı hale geldi. Komşular sessiz, kapılar çalınmıyor ve kimse kimsenin bayramını kutlamıyor. Bina girişinde veya asansörde birbirlerini görürlerse selam verirler ama ziyafet hazırlıkları çok az olduğu için nadiren biri diğerini davet eder.

Yaşlı kadın, yoksulluğun birçok aile reisi için psikolojik bir baskı oluşturduğunu vurgulayarak pek çok kişinin artık bir fincan kahve ya da bir bardak meyve suyu ikram edemediğini kaydetti. “Böyleyken, bayramdan nasıl mutlu olacaksınız?” diye sordu.

sde
Şam’da bayramın ilk gününde çocukların sevinci. (AFP)

Bu zor şartların gölgesinde bazıları, lise öğretmeni Mahmud’un da yaptığı gibi sosyal medya aracılığıyla akraba ve komşularının bayramını kutlamakla yetindi. Mahmud, Şarku’l Avsat’a şunları aktardı:

Bu daha iyi, çünkü durum çok zor. Birine giderseniz ve onun mali gücünün olmadığını biliyorsanız, utanmasına neden olabilirsiniz.

Ancak tüm bunlar yine de Şam sakinlerinin hepsinde bayram sevincinin tamamen kaybolduğu anlamına gelmiyor. Zira sayıca çok az da olsa varlıklı kişiler ve zenginler, bayram geleneklerini yeniden canlandırmak için çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir toplum araştırmacısı, Şarku’l Avsat’a, Suriyelilerin büyük çoğunluğunun her geçen gün daha da kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle yorgun hissettiğini ve sürekli endişe içerisinde yaşadığını belirtti. Bunun her geçen gün daha da kötüleşen psikolojik durumlarını etkilediğini, sadece ziyafetlerle değil, ruhları neşelendirecek her şeyden mahrum kalmalarına neden olduğunu vurgulayan araştırmacı, bu dayanılmaz durum nedeniyle birçok Suriyelinin psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Hükümete bu duruma acilen bir çözüm bulma çağrısında bulundu.