Cezayir Genelkurmay Başkanı’ndan ‘ülkesini hedef alan komploları’ engelleme çağrısı

Cezayir Genelkurmay Başkanı ülkenin güneyindeki askeri bir üssü denetlerken (Savunma Bakanlığı)
Cezayir Genelkurmay Başkanı ülkenin güneyindeki askeri bir üssü denetlerken (Savunma Bakanlığı)
TT

Cezayir Genelkurmay Başkanı’ndan ‘ülkesini hedef alan komploları’ engelleme çağrısı

Cezayir Genelkurmay Başkanı ülkenin güneyindeki askeri bir üssü denetlerken (Savunma Bakanlığı)
Cezayir Genelkurmay Başkanı ülkenin güneyindeki askeri bir üssü denetlerken (Savunma Bakanlığı)

Cezayir Genelkurmay Başkanı General Said Şangariha, ülkesine karşı kurulan ve halkın birliğini hedef alan komplo ve entrikaları engelleme çağrısında bulundu. General Şangariha,  aynı zamanda ‘bölgedeki kronikleşmiş kırılgan durumun’ yanı sıra ‘komşu bir ülkede terör olgusunun yayılmasına ve sınır ötesi organize suç vakalarının artmasına’ karşı da uyardı.
Cezayir Genelkurmay Başkanı, Cumartesi günü ülkenin güneyindeki bir askeri üsse gerçekleştirdiği ziyaret sırasında askerlere hitaben yaptığı konuşmada, Cezayir halkı ile ordusu arasındaki uyumun terörizm belasını yenmelerini sağladığını vurguladı. Kimi kast ettiğini belirtmeden ‘hastalıklı, kötü ruhlu, Cezayir'in ve halkının iyiliğini istemeyen ve asla istemeyecek olan kötü niyetli komplocuların ve takipçilerinin’ komplolar kurduklarını söyleyen General Şangariha, “Tüm komplolara rağmen bu birlik ve beraberlik hiç kuşkusuz ülkemizin ilerleme ve gelişme yolunda devam etmesini sağlayacak ve ülkemiz Allah'ın izniyle bir güvenlik ve emniyet vahası olarak kalacaktır” ifadelerini kullandı.
Genelkurmay Başkanı Şangariha, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemize karşı son dönemde başlatılan karalama kampanyalarına yakından bakın. Görüntü çok net. Niyetlerinin kötülüğünü, amaçlarının ahmaklığını, vatana ihanet eden, vicdanını ve namusunu satan müteşebbislerin cimriliğini anlamak için uzun uzadıya düşünmeye ve derinlemesine bir tahlilde bulunmaya gerek yok.”
General Şangariha’nın ‘vatan haini’ diyerek hedef aldığı kişilerin, yurtdışındaki Cezayirli muhalifler olduğuna işaret edildi. Cezayir tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan ayrılıkçı İslami eğilimli Reşad Hareketi üyeleri olan söz konusu muhaliflerin haklarında uluslararası tutuklama emri çıkarıldı.
Cezayir’deki cezaevlerinde Reşad Hareketi’ne üye olmakla suçlanan çok sayıda mahkum bulunuyor.  Cezayir hükümeti ayrıca, ayrılıkçı El Kabail (Kabileler) Bağımsızlık Hareketi’ni (MAK) terör örgütü olarak sınıflandırdı. MAK üyelerinin çoğu hapishanelere konulurken Cezayir, Fransa’dan uzun yıllardır burada ikamet eden hareketin lideri Amazig (Berberi) sanatçı Ferhat Muhenni’nin sınır dışı edilmesini istiyor.
Genelkurmay Başkanı Şangariha konuşmasında, Cezayir'in ulusal birliğini güçlendirmesi gerektiğini ve tüm ulusal güçlerin ülkenin yüksek çıkarları etrafında toplandığı bir zamanda, ‘paralı’ olarak nitelediği söz konusu tarafların aynı ırktan olan halk arasında ve halk ile ordusu arasında kasten fitne ve fesat tohumları ekmeye çalıştıklarını söyledi. Şangariha, “Bunlar şehitler diyarında asla gerçekleşmeyecek fanteziler ve hayallerdir. Çünkü Cezayir halkının ve ordusunun kökenleri hakikidir. Ülkenin çıkarlarından ve evlatlarının geleceğinden başka amaçları yoktur” şeklinde konuştu.
Genelkurmay Başkanı, özellikleri Cumhurbaşkanı tarafından çizilen yeni Cezayir'in inşası için orduyu ülkeye hizmet etme, üstün çıkarlarını koruma, güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini artırma görevini yerine getirmeye çağırdı.
Cezayir’de, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 2019 yılında görevden ayrılmasından bu yana yetkililer tarafından yapılan her resmi konuşmada yurtiçinde ve yurtdışında ülkeye karşı kurulan komplolardan bahsediliyor. Genellikle Cezayir'in ‘kararlı duruşu ve haklı nedenlere olan bağlılığı’ vurgulanan bu konuşmalarda sık sık Filistin davasına ve Batı Sahra çatışmasına atıfta bulunuluyor.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Fas'a yaptığı ziyaretten ve İsrail'in Cezayir-İran yakınlaşmasından duyduğu endişeyi ifade etmesinden bu yana Cezayirli yetkililerin açıklamalarında Filistin davasına ve Batı Sahra çatışmasına daha fazla atıfta bulunulmaya başlandı. Lapid, aynı ziyareti sırasında Cezayir’i İsrail'in Afrika Birliği'ne üye olmasına karşı çabaları nedeniyle sert bir şekilde eleştirmiş, Cezayir, Lapid'in bölgeye gerçekleştirdiği ziyareti ve açıklamalarını ‘kendisine karşı bir savaş ilanı’ olarak değerlendirmişti.
Mecelletu’l-Ceyş’in (Ordu Dergisi) Nisan sayısında Savunma Bakanlığı adına yayınlanan bir yazıda şu ifadeler yer aldı:
“Ordu, hainlerin oyunlarını ve aşağılık uygulamalarını, bazılarının saflıklarını kullanarak onları etkilemeye ve onları devletin ve böyle alçakça girişimlerden etkilenmeyecek olan ordu dahil tüm devlet kurumlarının temel direklerini sarsmayı amaçlayan bir projeye dahil etme arayışlarını ifşa etme konusunda kararlı. Bu alçak girişimlerin arkasında, ülkemize olan düşmanlığını gizlemeyen bazı dış güçlerin de yardımıyla, ülkemize ve devlet kurumlarına karşı açıkça düşmanlık etmeyi seçen yolunu kaybetmiş insanlar bulunmaktadır.”
Dergide, daha önce ‘Cezayir'e düşman olan yabancı ülkelere hizmet etmekle’ suçlanan Reşad ve MAK hareketlerine üstü kapalı bir şekilde atıfta bulunuyordu. Cezayir, Reşad ve MAK hareketlerini ayrıca geçtiğimiz yaz başkentin doğusundaki el-Kabail bölgesinde onlarca insanın ölümüne neden olan ve çok geniş bölgeleri yakıp kül eden yangınlardan da sorumlu tuttu.



Oklara Hamas’a çevrildi: Direniş Ekseni’ni Hamas’ın 7 Ekim kararı mı dağıttı?

Han Yunus’ta Aksa Tufanı Operasyonu sırasında ele geçirilen bir İsrail askeri aracının üzerine çıkan Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
Han Yunus’ta Aksa Tufanı Operasyonu sırasında ele geçirilen bir İsrail askeri aracının üzerine çıkan Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
TT

Oklara Hamas’a çevrildi: Direniş Ekseni’ni Hamas’ın 7 Ekim kararı mı dağıttı?

Han Yunus’ta Aksa Tufanı Operasyonu sırasında ele geçirilen bir İsrail askeri aracının üzerine çıkan Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
Han Yunus’ta Aksa Tufanı Operasyonu sırasında ele geçirilen bir İsrail askeri aracının üzerine çıkan Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)

Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düşmesinden bir yıl sonra, ‘Direniş Ekseni’ çevrelerinde, Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihindeki Aksa Tufanı Operasyonu’nu, Direniş Ekseni’nin hiçbir unsuruyla koordinasyon kurmadan başlatarak eksenin gücünü ortadan kaldırmakla suçlandığı tartışmalar yeniden alevlendi.

Bu tartışma, bazen Direniş Ekseni taraflarının halk tabanlarından sıradan insanlar tarafından sosyal medyada gündeme getirildiyse de gayri resmi iç tartışmalarda ve toplantılarda da yer aldı ve resmi tartışmalarda da gündeme getirilmiş olabileceği düşünülüyor.

fgtr
İsrail saldırıları sonucu dumanlar yükselirken Gazze şehrinden kaçan Gazze sakinleri (Arşiv - AFP)

Bu tartışma, Hamas'ın yurtdışındaki Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'in bir televizyon röportajında yaptığı açıklamaların ardından bazı çevrelerde yeniden alevlendi. Röportajda Hamas’ın Direniş Ekseni ile ilişkisi hakkındaki bir soruya yanıt veren Meşal, Hamas’ın tarihi boyunca hiçbir eksenle ittifak kurmadığını ve tüm Arap ve İslam ülkelerine açık olduğunu söyledi.

Bu açıklamaların ardından Hamas ve Meşal'i en çok eleştirenler, sosyal medya platformu X üzerinden tweetler atan Beşşar Esed rejiminin destekçileriydi. Ancak Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre asıl tartışma, Meşal'in açıklamalarından önce, sınırlı bir liderlik düzeyinde siyasi diyalogun hakim olduğu gayri resmi oturumlarda, bazı grupların aktif üyeleri ve halk tabanları arasında Gazze Şeridi'nde yaşandı.

Bu toplantılardan birinde, Hamas’ın Gazze şehrindeki bölgelerden sorumlu üst düzey bir yetkilisi, Hamas'ın saldırı planında hata yaptığını, Direniş Ekseni taraflarına, özellikle de Gazze Şeridi'ndeki bazı ortak gruplara, böyle bir saldırının sonuçlarının basit olmayacağını önceden bildiklerinden, sonuçlarına hazırlıklı olabilmeleri için bilgi vermediğini belirtti.

rt5y6
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın silahlı kanadının lideri Heysem et-Tabtabai ve diğerlerinin cenaze töreninden bir kare (Arşiv - AFP)

İki haftayı aşkın bir süre önce düzenlenen toplantıya katılan kaynaklara göre lider ve toplantıya katılanların çoğu, savaşın diğer cephelere yayılması ve Hizbullah genel sekreteri Hassan Nasrallah dahil olmak üzere üst düzey Hizbullah liderlerini hedef alan önemli suikastlar gibi eksendeki bazı partilerin beklenmedik çöküşün Suriye’de eski rejimin çöküşüne yol açtığını, Esed rejiminin düşüşü ve İran'a yönelik saldırılar gibi olayların eksene zarar verdiğini ve sadece insani kayıplara yol açmakla kalmayıp, ABD'nin desteğiyle İsrail'in Gazze ve Lübnan'ı silahsızlandırma konusundaki ısrarı çerçevesinde bölgedeki gerçekliği de değiştirdiğini düşünüyor.

Toplantı sırasında, Hizbullah’ın askeri kanadının önde gelen bir üyesi, “Hamas'ın Aksa Tufanı Operasyonu bizi de onu da yok etti. Kendisiyle birlikte her şeyi yok etti... Artık eksen kalmadı, başka hiçbir şey kalmadı” diyerek toplantıda bulunanları şaşırttı.

Diğerleri de ona katılarak koşulların daha da zorlaştığını vurguladılar. Ancak Hamas'ın tek başına suçlanamayacağını ve Direniş Ekseni çevreleri arasındaki güvenlik dengesizliklerinin, İsrail'in hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunduğunu, etkili suikastların başarısına atıfta bulunarak belirttiler. Bazıları ise eksendeki tarafların kendilerini yeniden inşa edebilecek ve tüm zorluklarla başa çıkabilecek kapasitede olduklarına inandıklarını ifade ettiler.

fg
Şam'ın merkezindeki Emeviler Meydanı'nda Suriye’nin bağımsızlık bayrağını sallayan Suriyeli bir adamın havadan çekilen bir fotoğrafı, 11 Aralık 2024 (AFP)

Öte yandan bazıları Hamas'ın, tek başına saldırı kararı aldığı için halkından ve eksenin destekçilerinden özür dileme ve 2006 yılında Lübnan'ı savaşa sürükleme hatasını kabul eden Hassan Nasrallah'ın cesaretini göstermesi gerektiğini düşünüyordu.

Gazze Şeridi'ndeki Direniş Ekseni’ne bağlı bir İslamcı grup ve bir başka solcu grubun kaynakları, Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana ve hatta savaşın sona ermesinden sonra bile, Filistinli grupların, özellikle maddi düzeyde, İran'ın çeşitli nedenlerle onlara verdiği desteğin azalmasıyla birlikte yeni koşullar ve gerçeklerden etkilendiğini kabul ediyor.

Bunu, birçok tarafın Gazze Şeridi’ne para transferini engellemek için attığı adımların doğrudan bir sonucu olarak görüyorlar. Hatta yurtdışındaki gruplar da İran'ın savaş nedeniyle yaşadığı durumun bir sonucu olarak bu destekten etkilenmiş durumda.

Sol kanat bir fraksiyondan bir kaynak, yurtdışındaki, özellikle Lübnan’daki direniş ekseninin takipçileriyle kişisel görüşmelerinde, herkesi bu zor duruma soktuğu için Hamas’ı suçlayanlar olduğunu söyledi.

dfr
İsrail'in Şehran'daki petrol deposuna düzenlediği saldırıda alevler ve duman yükselirken dalgalanan İran bayrakları (Arşiv - Reuters)

Filistinli İslamcı gruplardan birinin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Şüphesiz, savaşın sonuçları durumun gerçekliğini değiştirdi ve eksenin, ortak karar alma koordinasyonu ile güçlü bir varlık olarak hayatta kalma yeteneğini ortadan kaldırdı, ancak bu koordinasyon Hamas'ın savaşı başlatma planlarında ve niyetlerinde açıkça yoktu” ifadelerini kullandı.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Direniş eksenindeki herkes, yeteneklerinin ve liderlerinin çoğunu kaybetti ve bu, gruplar ile bölgedeki eksenin diğer bileşenleri arasındaki ortak koordinasyon sürecini açıkça etkiledi.”

Kaynak, bir yandan İran'ın desteğinin azalması, diğer yandan da bu gruplara mali akışın olmaması nedeniyle, gruplar arasında mali engellerin yeniden ortaya çıktığını ve bu gruplardaki aktif üyelerin maaş ve teşviklerinin ödenmesi için mali taahhütlerin eksik olduğunu inkar etmedi. Kaynak, bu durumun, eksenin tüm güçlerinin gerçekliğini ve koşullarını değiştiren son savaşın etkilerinden biri olduğunu vurguladı.

Öte yandan yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, Hamas'ı ‘Direniş Ekseni’nin dağılmasının arkasında olmakla’ suçlamanın haksızlık olduğunu söyledi. Hamas’ın eksenin bir parçası olduğunu belirten İbrahim, aynı zamanda eksenin Suriye'yi kaybettiği bir dönemde İsrail'in Hizbullah’ı ve İran'ı vurmasının sebeplerinden biri olabileceğine işaret etti.

Şarku’l Avsat’a konuşan İbrahim, Gazze, Lübnan, Suriye ve İran'da yaşananlara rağmen, Direniş Ekseni’nin Aksa Tufanı Operasyonu sırasında stratejik bir zafer elde ettiğine inananlar olduğunu söyledi.

İbrahim, Hamas'ın savaşın başlangıcında eksenin taraflarıyla koordinasyon kurmamış olmasına rağmen, söz konusu tarafların Hamas'ı terk etmediğini ve Hizbullah'ın Lübnan'dan aktif olarak savaşa katıldığını, ardından İran'ın da saldırıya uğradıktan sonra savaşa dahil olduğunu, ancak bundan önce, savaşın başlamasının ardından savaşa katılan ve önceden haberi olmayan Filistinli gruplara siyasi ve mali destek sağladığını açıkladı.

Diğer yandan siyasi analist İbrahim el-Medhun, bu tür suçlamaların ve eleştirilerin mantıksız olduğunu ve gerçeklere dayanmadığını belirterek, Suriye rejimi dışında Direniş Ekseni’nin savaşa katıldığını, Suriye rejiminin ise Hamas'a karşı düşmanca tavır takındığını, hatta Suriye içinde Gazze'yi desteklemek için herhangi bir halk hareketi veya kitlesel hareketin yapılmasını engellediğini vurguladı.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünün Gazze'de olanlarla bağlantılı değil, biriken iç krizlerin sonucu olduğunu, Lübnan'daki durumun ise İsrail'in Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bağımsız olarak Hizbullah'a karşı büyük çaplı bir saldırı hazırlığında olduğunu gösterdiğini söyleyen Medhun, Hamas'ın yaptıklarının bu planları erken bir aşamada ortaya çıkardığını ve İsrail'in hazırlıklarına dair stratejik bir uyarı görevi gördüğünü ifade etti.

Halid Meşal'in açıklamalarının bağlamından koparıldığını düşünen Medhun’a göre Meşal, esasında Hamas'ın İsrail'e karşı duran her eksenin yanında olduğunu, Arap veya İslam ülkelerindeki iç çatışmalara karışan herhangi bir eksenin parçası olmadığı söyledi.


HDK, Kadugli'deki BM merkezine saldırdı

Kuzey Kordofan'daki bir kampta gıda yardımı için sıra bekleyen yerinden edilmiş kişiler (AFP)
Kuzey Kordofan'daki bir kampta gıda yardımı için sıra bekleyen yerinden edilmiş kişiler (AFP)
TT

HDK, Kadugli'deki BM merkezine saldırdı

Kuzey Kordofan'daki bir kampta gıda yardımı için sıra bekleyen yerinden edilmiş kişiler (AFP)
Kuzey Kordofan'daki bir kampta gıda yardımı için sıra bekleyen yerinden edilmiş kişiler (AFP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli’ye insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenleyerek Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Bu saldırı sonucunda Bangladeşli altı asker hayatını kaybetti. Şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, personelini tahliye etmeye başladı. Şehir ayrıca sakinlerinin toplu göçüne tanık oluyor.

Sudan Geçici Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranıştır ve uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saymayı ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etmeyi amaçlamaktadır.”

Açıklamada, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunmasını sağlamak için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler’ alınması çağrısı yapıldı.

Bu gelişme, BM Genel Sekreteri António Guterres'in HDK’yı ‘kötü aktörler’ olmakla suçlamasından iki gün sonra yaşandı. Buna karşın HDK, BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladı.


İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
TT

İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)

İsrail Times gazetesine göre, İsrailli bir yetkili bugün, Hamas'ın üst düzey lideri Raid Saad'ın Gazze şehrinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü doğruladı. Bu da İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi anlamına geliyor.

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre görgü tanıkları ve sağlık kaynakları bugün, Gazze şehrinin güneybatısındaki Raşid Caddesi üzerindeki Nablusi kavşağı yakınlarında bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail uçağının Nablusi Meydanı yakınlarında bir araca birkaç füze ateşlediğini, aracı imha ettiğini ve can kayıplarına yol açtığını söyledi. Ambulans ekipleri, ölü ve yaralıları hastanelere taşımak için acilen olay yerine gitti.

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee ise yaptığı açıklamada, ordu ve Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Teşkilatı) Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas komutanını hedef alan bir saldırı düzenlediğini ve onu son zamanlarda hareket için silah üretimi ve yeniden yapılanma çalışmaları yapmakla suçladığını belirtti.

İsrail Ordu Radyosu, saldrırının hedefinin, İzzeddin el-Haddad'dan sonra "Hamas'ın ikinci adamı" ve askeri üretim dosyasından sorumlu kişi olarak tanımladığı Raid Saad olduğunu bildirdi. İsrail'in bugünkü operasyonu gerçekleştirmeden önce son haftalarda kendisine birkaç kez suikast girişiminde bulunduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Ynet internet sitesinden aktardığına göre Raid Saad Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın liderlerinden biri.

Hamas'tan hava saldırısının hedefinin kimliğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Axios haber sitesi, İsrail'in saldırıdan önce Amerika Birleşik Devletleri'ni önceden bilgilendirmediğini ifade etti.