ABD’nin Ukrayna’ya gönderdiği ölümcül silahlar neler?

ABD, Ukrayna’ya toplam değeri 2 milyar doları bulan askeri yardımda bulundu

Harkiv'de paletli bir askeri aracın yanında duran bir Ukrayna askeri (AFP)
Harkiv'de paletli bir askeri aracın yanında duran bir Ukrayna askeri (AFP)
TT

ABD’nin Ukrayna’ya gönderdiği ölümcül silahlar neler?

Harkiv'de paletli bir askeri aracın yanında duran bir Ukrayna askeri (AFP)
Harkiv'de paletli bir askeri aracın yanında duran bir Ukrayna askeri (AFP)

Ne zaman uluslararası ya da bölgesel bir çatışma çıksa, silah üreticileri arasında da bir rekabet yaşanmaya başlıyor. Bu, silah üreticileri açısından yeteneklerini dünyaya göstermek için bir fırsattır. Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki bir gerilimin yaşandığı Ukrayna savaşında da aynı durum görülüyor. ABD, Şubat ayı sonlarında başlayan savaşın başından bu yana Ukrayna'ya binlerce Javelin tanksavar füzesi tedarik etti. Javelin tanksavar füzeleri ve Stinger uçaksavar füzeleri savaşın ikonik silahları haline geldi.
Ancak, savaşın başlamasının üzerinden geçen iki ayın ardından bugün “Ukrayna direnişi Rus işgaline dayanabilecek mi? ABD’nin ölümcül silah stoku ne zaman tükenecek?” soruları soruluyor.
Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nden (CSIS) askeri ilişkiler araştırmacısı Mark F. Cancian, ABD'nin ölümcül silah stoklarının yaklaşık üçte birini Ukrayna'ya verdiğini söyledi. Cancian, yeni füze üretiminin yavaş olması ve stokları yenilemenin yıllar alması nedeniyle ABD’nin olası savaş planları için yeterli stok bulundurmak amacıyla Ukrayna'ya silah tedarikini azaltmak zorunda kalacağı bir noktaya gelebileceğini düşünüyor.
Cancian, CSIS’in internet sitesinde yer alan analitik makalesinde, Rusların çok sayıda zırhlı aracı olduğunu, ancak bu araçları kullanacak yeterli sayıda eğitimli ekibe sahip olmadığını ve askerlerinin morallerinin bozuk olduğunu yazdı. Cancian, “Ukrayna'nın tanksavar silahları, en etkili tanksavar silahları stoku tükenmeden önce Rusya’ya savaş alanında bir çıkmaza girmesine neden olacak kadar kayıp verdirebilecek mi?” diye sordu.
Javelin uzun menzilli lazer güdümlü tanksavar silahının sadece bir kişi tarafından taşınabileceğini belirten Canican, Javelin’in bu savaşın ikonik silahı haline geldiğini ifade etti. Javelin’in NATO ve diğer ülkelerin Ukrayna'ya sağladığı çeşitli tanksavar mühimmatları arasında en gelişmiş, en yetenekli ve en maliyetli silah olduğunu belirten Canican, ABD'nin Ukrayna'ya 7 bin adet Javelin tanksavar füzesi tedarik ettiğini kaydetti.
Askeri ilişkiler araştırmacısı, makalesinde şu görüşlere yer verdi:
“Javelin, tanksavar silah sistemlerinin en yeteneklisi ve en bilinenidir. Bununla birlikte en fazla tedarik edilebilen silah değil. En öne çıkan faydaları arasında, piyadelerin Ukrayna kuvvetlerinin saflarında tanksavar silahları kullanmasına izin vermesidir. Ukrayna piyadeleri kendilerinden çok daha büyük ateş gücüne sahip olmalarına rağmen Rus mekanize kuvvetlerini yenmeyi başardı.”
ABD, stoklarında kaç adet Javelin olduğuna ilişkin rakamları açıklamasa da ABD Ordusu'nun bütçe belgelerine göre Javelin’in üretiminin başladığı 1994 yılından bu yana toplam 37 bin 739 adet üretildi. ABD Ordusu, bu füzelerin bir kısmını her yıl eğitim ve test için kullanıyor. Buna göre ABD’nin stoklarında 20 ila 25 bin adet Javelin kalmış olabilir. Bu yüzden Ukrayna’ya gönderilen 7 bin adet Javelin tanksavar füzesi, ABD’nin toplam stokunun yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Mark Cancian, bu stokların, askeri planlamacıların savaş planlarının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini merak edecek kadar düşeceği ve ABD’nin muhtemelen bu noktaya kadar geleceği uyarısında bulundu.
Öte yandan ABD, Ukrayna’ya hafif silahlar, izleme radarları ve (yüksek hareket kabiliyetine sahip, çok amaçlı) zırhlı kamyonlar gibi çeşitli başka askeri sistemler de tedarik etti. Bunun yanında açıklanan rakamlar, potansiyel stoklarla karşılaştırıldığında nispeten az olduğu söylenebilir. Örneğin, ABD Ukraynalılara 50 milyon mermi gönderdi. Bu rakam kulağa çok fazla gibi gelse de ABD’nin, yıllık olarak askeri ve sivil amaçlı toplam 8,7 milyar mühimmat üretiyor olması karşısında oldukça küçük bir rakamdır.



İsrail'in Güney Sudan'a sağladığı yardımlar, ‘Filistinlilerin yerinden edilmesi’ konusunu yeniden gündeme getirdi

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a hava yoluyla bırakılan yardımlara doğru koşan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a hava yoluyla bırakılan yardımlara doğru koşan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail'in Güney Sudan'a sağladığı yardımlar, ‘Filistinlilerin yerinden edilmesi’ konusunu yeniden gündeme getirdi

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a hava yoluyla bırakılan yardımlara doğru koşan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a hava yoluyla bırakılan yardımlara doğru koşan Filistinliler (Reuters)

İsrail, Güney Sudan'a ‘insani yardım’ göndererek, Tel Aviv'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri Cuba'ya yerleştirme çabalarını yeniden gündeme getirdi. Güney Sudan ise ‘Filistinlilerin yerinden edilmesi’ konusunda görüşmeler yapıldığını yalanladı.

Güney Sudan'ın Kahire Büyükelçisi Kual Nyok Kual, “İsrail'in Güney Sudan'a sağladığı yardım, Filistinlilerin bu ülkeye yerleştirilmesi için görüşmeler yapıldığı anlamına gelmez” dedi. Kual, ‘ülkesinin Gazze Şeridi sakinlerinin kendi topraklarına taşınmasını reddettiği konusunda net bir tutum sergilediğini’ belirtti.

Güney Sudan hükümeti, Tel Aviv ile Cuba arasında Gazze Şeridi sakinlerinin kendi topraklarına yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldığına dair son zamanlarda çıkan haberleri yalanladı. Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından geçtiğimiz hafta çarşamba günü yapılan açıklamada, “Cuba, Filistinlileri Güney Sudan topraklarına yerleştirmek için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin bir şekilde yalanlıyor. Bu iddialar asılsızdır ve Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmamaktadır” denildi.

Ancak Tel Aviv ile Cuba arasında karşılıklı diplomatik ziyaretler ve yardımlar, geçen hafta AP’nin altı bilgi sahibi kişiden aktardığı, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere yapılan görüşmeler hakkındaki haberleri yeniden gündeme getirdi. Bu görüşmeler, İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için yürüttüğü daha geniş çaplı çabaların bir parçası olarak değerlendiriliyor.

sxdfrgt
İsrail saldırıları nedeniyle yerinden edilmiş Filistinli bir kadın (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Güney Sudan'a ‘acil insani yardım’ sağlayacağını duyurdu. Pazartesi günü İsrail gazetelerinde yer alan bir açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı'na bağlı İsrail Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (MASHAV), Güney Sudan'daki insani kriz ve kolera salgınıyla mücadele etmek için ihtiyaç sahiplerine acil yardım sağlayacak. Yardımlar, hastaların tedavisi için temel tıbbi ekipman, su arıtma ekipmanları, eldivenler ve maskeler ile koleradan korunmak için özel hijyen malzemelerini içerecek” ifadeleri yer aldı.

İsrail'in yardımı, Cuba ile Tel Aviv arasında karşılıklı diplomatik ziyaretlerin ardından geldi. Güney Sudan Dışişleri Bakanı Monday Simaya Kumba 6 Ağustos'ta İsrail'i ziyaret ederken, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel geçtiğimiz hafta çarşamba günü Cuba'yı ziyaret ederek ‘iki taraf arasındaki iş birliğini güçlendirmenin yollarını’ görüştü.

Güney Sudan'ın Kahire Büyükelçisi Kual Nyok Kual, “İsrail'in Cuba'ya sağladığı son yardımlarla Filistinlilerin buraya yerleştirilmesi arasında bir bağlantı kurulamaz” dedi ve ‘ülkesinin Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada Filistinlilerin yerinden edilmesini ve kendi topraklarına yerleştirilmesini reddettiğini’ bildirdi. Kual, “Cuba’nın bu konu hakkındaki tutumu açık ve sabittir; değişmeyecektir” dedi.

Diğer yandan Filistin Devlet Başkanlığı, Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşıladı. Filistin Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cuba'nın ‘İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve sürgün girişimlerine dolaylı olarak katılmama’ tutumu övüldü.

frgty6u
ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımları taşıyan Filistinliler (DPA)

Kual ise iki taraf arasındaki karşılıklı ziyaretlerin ve İsrail'in yardımlarının, Cuba ile Tel Aviv arasındaki diplomatik ilişkiler bağlamında gerçekleştiğini belirterek, ‘ülkesinin diğer ülkeler gibi İsrail ile diplomatik ilişkiler sürdürdüğünü ve karşılıklı ziyaretler ile ortak iş birliğinin doğal olduğunu’ söyledi.

İsrail medyası son olarak, Tel Aviv'in Gazzelileri nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu bildirdi. İsrail Kanal 12 televizyonu, Tel Aviv'in Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya olmak üzere beş ülkeyle, Gazze Şeridi'nden göç ettirilecek Filistinlileri kabul etmeleri konusunda görüşmeler yaptığını bildirdi.

Mısır bu haberlere ilişkin endişesini dile getirdi. Mısır, ‘tarihsel bir adaletsizlik olan ve ahlaki veya hukuki hiçbir gerekçesi olmayan bu sürgüne izin vermeyeceğini ve buna katılmayacağını, çünkü bunun Filistin meselesinin ortadan kaldırılmasına yol açacağını’ vurguladı.

Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Eymen er-Rakab, İsrail'in Cuba'ya sağladığı yardımların Güney Sudan'ı Filistinlileri kabul etmeye ikna etmek için bir cazibe unsuru olabileceğini belirtti ve Güney Sudan'ın bu adımı reddetme yönündeki resmi tutumunun İsrail'in çabalarını durdurmayacağını kaydetti.

Er-Rakab, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “İsrail, Filistinlileri yerleştirmek için birçok ülkeyle temas halinde. Bu girişimler, Arap ülkeleri ve Filistin Yönetimi tarafından engellenmeye çalışılıyor. Arap ülkeleri, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden sürülmesini Filistin meselesinin ortadan kaldırılması olarak görüyor” ifadelerini kullandı.