BMGK’da Libya konusunda farklılıklar devam ediyor

BMGK oturumunun bir parçası (AFP)
BMGK oturumunun bir parçası (AFP)
TT

BMGK’da Libya konusunda farklılıklar devam ediyor

BMGK oturumunun bir parçası (AFP)
BMGK oturumunun bir parçası (AFP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) dün, Birleşmiş Milletler'in (BM) gelecekte Libya’daki rolünün yanı sıra yeni bir özel temsilci atanması konusunda iki konuyu görüşmek üzere üyelerle kapalı bir toplantı yaptı.
Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu'nun (UNSMIL) görev süresi 30 Nisan’da sona eriyor. Kasım 2021’de Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis istifa etmesinden bu yana BMGK Libya konusunda anlaşmazlıklara tanıklık etti. Bu sebeple geçtiğimiz Eylül ayında UNSMIL’ın görev süresi dört aydan fazla uzatılmazken, Ocak ayında sadece üç ay uzatıldı.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir diplomat, BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo'nun toplantıda BM misyonunun Libya’daki görev süresini bir yıl uzatmanın önemini vurguladığını söyledi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kasım ayından bu yana Jan Kubis'in yerini alacak kişilerin isimlerini Güvenlik Konseyi'ne sunmadı. Ancak ABD’li diplomat Stephanie Williams'ı danışman olarak atadı. Williams’ın görevi ise Nisan sonunda bitiyor.
Diplomatlar, Birleşmiş Milletler’in Libya elçisi olarak atamayı umut eden Afrika'nın, Rusya ve Çin'in de desteğini alan bir hamleyle Guterres'e isimler önerdiğini söyledi.
Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011'de ‘Arap Baharı’ sırasında devrilmesinden sonra on yılı aşkın bir süredir devam eden siyasi kaos ve savaştan çıkmakta güçlük çekiyor.
Libya’da doğu ve batıdaki rakip kurumlar arasındaki ülkeyi baltalayan bölünmeler nedeniyle, Mart ayının başından beri Libya'da iki rakip hükümet var.
Doğuda eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa tarafından kurulan ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan bir hükümet, Trablus'ta ise Birleşmiş Milletler himayesindeki siyasi anlaşmalardan doğan ve liderliğini Abdulhamid Dibeybe’nin yürüttüğü mevcut hükümet rekabet ediyor.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.