Dünyanın en büyük karbon yakalama makinesi İzlanda'da 'dondu'

Küresel ısınmayı durdurmaya çalışan devasa cihaz alışılmadık derecede soğuk hava karşısında diz çöktü

Dondurucu soğuklar, şimdi İzlanda kışının aşırı soğuğuyla başa çıkmaları için geliştirilen parçaları etkiledi (Climeworks)
Dondurucu soğuklar, şimdi İzlanda kışının aşırı soğuğuyla başa çıkmaları için geliştirilen parçaları etkiledi (Climeworks)
TT

Dünyanın en büyük karbon yakalama makinesi İzlanda'da 'dondu'

Dondurucu soğuklar, şimdi İzlanda kışının aşırı soğuğuyla başa çıkmaları için geliştirilen parçaları etkiledi (Climeworks)
Dondurucu soğuklar, şimdi İzlanda kışının aşırı soğuğuyla başa çıkmaları için geliştirilen parçaları etkiledi (Climeworks)

The Independent'ın haberine göre, dünyanın en büyük karbon giderme makinesini işleten şirket, İzlanda'daki dondurucu havanın cihazı durdurması üzerine ekipmanda değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Reykjavik'in dışındaki Orca makinesi son haftalardaki arızalar sonucu programın gerisinde kalıyor ve her yıl havadan 4 bin ton karbondioksit giderme hedefine hâlâ ulaşamadı.
İsviçreli Climeworks şirketi tarafından işletilen ve Eylül 2021'de kullanılmaya başlanan sistem, havayı dev pervaneler ve kumaş tüpler aracılığıyla çekerek çalışıyor. Hava, nitrojen ve oksijen gibi diğer gazları serbest bırakırken CO2'yi seçerek yakalayabilen kimyasal filtrelerle temas ettiriliyor.
Ardından saf CO2 gazı suyla karıştırılıyor ve iki yıl içinde mineralize olarak bazalta dönüşeceği bazalt kayanın derinliklerine enjekte ediliyor.
Ne var ki New Scientist'te yer alan habere göre, İzlanda'nın soğuk havası aksaklıklara yol açtı.
Bu yıl görülen özellikle soğuk kış, dondurucu soğuktan daha çok etkilenen tahrik kayışları gibi parçalarda temel mekanik sorunlara neden oldu.
Climeworks'te iklim politikaları yöneticisi olan Christoph Beuttler, "Yüksek teknolojili şeyler değil. Havaya uyum sağlamak için temelde yatan teknolojiyi değil, çevresindeki teknolojinin parçalarını yeniden tasarlamak zorunda kaldık" dedi.
Bazı parçalarda yapılan değişikliklerden sonra, sistem yine beklendiği gibi çalışıyor.
Beuttler, "Bu, parçaları hemen yerleştirip deneyim kazanmanın ne kadar önemli olduğuna dair çok iyi bir örnek" diye ekledi.
Cihaz dünyada bu türdeki en büyük makine olmasına rağmen hala küçük ölçekte çalışıyor. Tam kapasiteye ulaştığında bile yılda 4 bin ton CO2 emerek 2020'de toplam 31,5 milyar ton olan küresel salımların çok küçük bir kısmıyla başa çıkabilecek.
Ne var ki karbon yakalama teknolojisi, en başta insanların salımlarda radikal kesintilere gitmesinin yanı sıra ormanların genişletilmesi, deniz çayırı yataklarının ve turba bataklıklarının yenilenmesi gibi sera gazlarını emmeye yönelik doğal çözümlerle birlikte iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç olarak kabul ediliyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) son raporunda iklimi değiştiren gazların atmosferden giderilmesini sağlamak için karbon yakalama teknolojisine ihtiyaç duyulmasının "neredeyse kaçınılmaz" olduğunu belirtmiş fakat bu teknolojinin fosil yakıtlara bağımlılığın mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesinin ve salımların azaltılmasının yerine geçmemesi gerektiği uyarısını yapmıştı.
New Scientist'e göre Climeworks, Orca'nın 10 katı kapasiteye sahip olabilecek "Mammoth" (Mamut) adlı daha büyük bir proje planlıyor.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe