BM girişiminin ardından Husiler çocuk askerleri kullanmayı bırakmayı kabul etti 

BM girişiminin ardından Husiler çocuk askerleri kullanmayı bırakmayı kabul etti 
TT

BM girişiminin ardından Husiler çocuk askerleri kullanmayı bırakmayı kabul etti 

BM girişiminin ardından Husiler çocuk askerleri kullanmayı bırakmayı kabul etti 

Birleşmiş Milletler (BM), Yemen'deki İran destekli Husilerin, ülkede yedi yıldır devam eden iç savaşta, çocuk savaşçıların kullanılmamasını kabul ettiğini duyurdu. BM ve Husiler, Yemen'de çocukların savaşçı olarak kullanılmasına son vermeye yönelik bir anlaşma imzaladı. BM bu anlaşmayı sağlamak için uzun süredir çaba gösteriyordu. Husilerin Yemen savaşında en az 3 bin 500 çocuk savaşçıyı silah altına aldığı tahmin ediliyor.  
 Yemen'de hükümet ve Husiler, Ramazan ayı öncesi iki aylık ateşkes konusunda anlaşmış ve ateşkes 2 Nisan'da yürürlüğe girmişti. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Husilerin, ‘Çocukların silahlı çatışmalarda kullanılmaması ve haklarının ihlal edilmesinin önlenmesine yönelik bir eylem planını’ imzaladığını açıkladı.  
Anlaşmaya göre, Husiler ‘çocuk askerleri’ cephe hatlarının gerisi de dahil olmak üzere ‘çatışmanın hiçbir aşamasında’ kullanamayacak. Husiler, eylem planı kapsamında, savaşçı olarak kullanılan çocukların belirlenmesi ve serbest bırakılması taahhüdü verdi. Husilerin maksimum altı ay içinde, 18 yaşından küçük çocukları tespit ederek ‘silahlı güçlerinden’ uzaklaştırması ve yeniden sivil topluma entegrasyonu için hazırlaması gerekiyor. Yemen Hükümeti de 2014’te yaptığı uluslararası anlaşma çerçevesinde benzer taahhütlerde bulunmuştu.  
Yemen'deki BM İnsani Yardım Koordinatörü David Grisley, söz konusu ‘eylem planının’ imzalanmasını ‘doğru yönde atılmış bir adım’ olarak değerlendirdi. Grisley, ‘’Bu anlaşma, Yemen’de yedi yıldır süren çatışmalardan en çok etkilenen çocukları koruma hususunda son derece önemli bir adıma işaret ediyor. Birleşmiş Milletler, Sana’daki Husilerin bu anlaşmayı pratiğe dökmesi için destek verecektir” dedi.  
BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba, çocukların korunmasına yönelik bu adımı ‘cesaret verici’ olarak nitelendirerek memnuniyetle karşıladı. Gamba, Yemen’deki taraflara ülkedeki ateşkesin, çocuk hakları ve ihtiyaçlarına öncelik verilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesi çağrısı yaptı. Gamba, “Ateşkesin kalıcı bir barışa dönüştürülmemesi için hiçbir engel yok, barış çocuklara karşı ihlallerin önlenmesi için en iyi araçtır. Anlaşma önemliydi ancak şimdi zorlu bir süreç başlıyor. Çocukların yaşadığı şartların iyileştirilmesi için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Ayrıca insani yardım kuruluşlarının çalışmalarının kolaylaştırılması da herkes tarafından benimsenmelidir” diye konuştu.  
Anlaşmaya göre Husiler, söz konusu ‘eylem planını’ Birleşmiş Milletler’in ‘çocuklara yönelik ağır ihlallerin izlenmesi ve raporlamasını’ yapan ekibi ile yakın işbirliği içinde uygulaması gerekiyor BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba da ‘anlaşmanın uygulanmasını’ takip edip raporlayacak.  
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Yemen Temsilcisi Philippe Duamelle, ‘eylem planının imzalanmasının’ Yemen'deki çatışmalardan ciddi şekilde etkilenen çocukların korunması için önemli bir kilometre taşı olduğunu’ söyledi. UNICEF'in, çatışmalar bağlamında, çocukların korunmasını sağlayacak söz konusu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını sabırsızlıkla beklediğini ifade etti.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.