TSK’nın Kuzey Irak’a operasyonuna Bağdat’tan tepki

Irak Dışişleri Bakanlığı, Türk büyükelçiyi çağırarak ‘nota’ verdi. Cumhurbaşkanlığı operasyonu egemenliğin ihlali olarak değerlendirdi

TSK’nın Kuzey Irak’a operasyonuna Bağdat’tan tepki
TT

TSK’nın Kuzey Irak’a operasyonuna Bağdat’tan tepki

TSK’nın Kuzey Irak’a operasyonuna Bağdat’tan tepki

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Irak'ın kuzeyine yönelik operasyon başlatması, Irak kamuoyunda tepkilere neden oldu. Irak Cumhurbaşkanlığı, TSK’nın operasyonunu, ‘Irak’ın egemenliğinin ihlali ve ulusal güvenliğine tehdit’ olarak nitelendirdi. Türkiye'ye nota veren Irak Dışişleri Bakanlığı ise Türk askerlerinin Irak topraklarından çekilmesini istedi. 
Türkiye Milli Savunma Bakanlığı, önceki gün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi kontrolündeki Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerinde terör örgütü PKK’ya yönelik karadan ve havadan ‘Pençe Kilit’ adıyla yeni bir operasyon başlatıldığını duyurmuştu. Operasyonun çok sayıda helikopter ve insansız hava aracının katılımıyla gerçekleştirildiği öğrenildi.
Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ‘sert bir üslupla’ yazılan ve Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney'e verilen notada Ankara'dan ‘kabul edilemez ihlal’ olarak değerlendirilen askeri operasyonlara son vermesi istendi.
Açıklamada, "Irak hükümeti, ulusal egemenliğine yönelik bağlayıcı saygısını yansıtan bir tutumla Irak topraklarındaki tüm Türk güçlerinin çekilmesi için yaptığı çağrıyı yinelemektedir. Irak, Birleşmiş Milletler’in (BM) yasaları uyarınca, tek taraflı düşmanca eylemlere karşı zorunlu icraatları uygulama noktasındaki yasal haklarını saklı tutar. Kuzeydeki PKK unsurlarının büyük çoğunluğu, söz konusu örgütle Türkiye arasındaki anlaşma doğrultusunda burada bulunmaktadır, Türkiye’nin iç çatışmalarını Irak’a yansıtması kabul edilemez" denildi.
Irak Cumhurbaşkanlığı da Türkiye'nin operasyonunu ‘Irak'ın egemenliğinin ihlali ve ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirerek kınadı. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Merkezi Federal hükümetle koordine edilmeden Irak topraklarına yönelik ‘benzer eylemlerin’ gerçekleşmesinin asla kabul edilemez olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Türkiye ile ortak çıkarlar temelinde olumlu ilişkilerin güçlendirilmesini savunuyoruz, bu bağlamda güvenlik sorunlarının önceden işbirliği ve koordinasyon yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtiyoruz. Güvenlik sorunlarına yönelik tek taraflı uygulamalar kabul edilemez, Irak’ın egemenliğine saygı duyulmalıdır” ifadeleri kullanıldı.  
Sadr Hareketi lideri Mukteda Sadr, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Komşumuz Türkiye, Irak topraklarını haksız ve gerekçesiz bir şekilde bombaladı. Eğer kendisine yönelik Irak topraklarından bir tehdit varsa, bunu ortadan kaldırmak için Irak hükümeti ile koordinasyon sağlamalıdır. Irak silahlı güçleri buna muktedirdir. Bu eylemlerin tekrarına sessiz kalmayız. Irak egemen bir devlettir ve topraklarında güvenliğin sarsılmasına izin vermez. Komşu ülkelerle dengeli ilişkiler kurulmasını savunuyoruz, aynı zamanda diplomatik ve güvenlik mütekabiliyetinden yanayız” değerlendirmesinde bulundu.



Selam Şarku'l Avsat'a: İç savaş tehdidi kesinlikle kabul edilemez

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
TT

Selam Şarku'l Avsat'a: İç savaş tehdidi kesinlikle kabul edilemez

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Hizbullah'ın iç savaş tehdidini reddederek, partinin Genel Sekreteri Naim Kasım'a verdiği yanıtta, "Bugün hiçbir Lübnanlı iç savaşa geri dönmek istemiyor" dedi.

Selam'ın bu açıklamaları, Hizbullah'ın Lübnan hükümetinin “silahların tekelini elinde tutma” kararına yanıt olarak tehdit tavanını yükseltmesinin ardından Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda geldi. Bu, Kasım'ın partinin Genel Sekreterliği görevine gelmesinden bu yana ilk kez iç gerginliklerin yaşanabileceğini ima etti.

Selam, Kasım'ın sözlerinin iç savaş tehdidi içerdiğini ve “bugün Lübnan'da iç savaş isteyen kimse olmadığını, tehdit ve şantajın kesinlikle kabul edilemez olduğunu” belirtti. “Bu hükümetin Lübnan'ın ulusal hükümeti olduğu, kararlarını Bakanlar Kurulu'nda aldığı, emirlere değil, Lübnan halkının taleplerine göre hareket ettiği kesin” dedi. “Lübnan halkının ezici çoğunluğunun, bugün silahların toplatılması için bir uygulama planı hazırlayan Lübnan hükümetinin kararlarını desteklediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Selam, "Bizim talebimiz silahların yalnızca devletin elinde olması. Bu, silahların Lübnan devletine ve ulusal ordusuna teslim edilmesi anlamına geliyor" diyerek orduyla ilgili herhangi bir şüpheyi reddetti ve "Lübnan ordusunun vatanseverliğinden şüphe duyan varsa, lütfen bize söylesin" dedi.