Irak Savunma Bakanlığı: Öğrencilerin mensup oldukları aşiret ve kabileye göre askeri fakültelere kabul edildikleri iddiası doğru değil

Irak Savunma Bakanlığı, 81 öğrencinin Savunma Bakanı ile aynı aşirete mensup olduğu için Askeri Fakülte’ye kabul edildiği iddiasını yalanladı.

Irak Savunma Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
Irak Savunma Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
TT

Irak Savunma Bakanlığı: Öğrencilerin mensup oldukları aşiret ve kabileye göre askeri fakültelere kabul edildikleri iddiası doğru değil

Irak Savunma Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
Irak Savunma Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)

Askeri Fakülte’nin 112. eğitim dönemine başvuru yapan onlarca Iraklı dün başkent Bağdat’taki Savunma Bakanlığı binasının önünde gösteri düzenledi. Gösteriler, başvurusu kabul edilen 81 öğrencinin Irak’ın önde gelen Arap aşiretlerinden Cubur aşiretine mensup oldukları iddiasının ardından geldi. Savunma Bakanı Cuma İnad el-Cuburi’nin de aynı aşirete mensup olduğu biliniyor. Savunma Bakanlığı, 81 öğrencinin Savunma Bakanı Cuburi ile aynı aşirete mensup olduğu için askeri fakültelere kabul edildiği iddiasını yalanladı.
Onlarca Iraklı, askeri fakültelere kabullerde esas alınan şartları ve prosedürleri protesto için gösteri düzenledi. Savunma Bakanlığı pazar günü, bu yıl subaylık eğitimine başvuran 2 bin 251 aday içerisinden başvurusu kabul edilenlerin listesini yayınladı.
Bakanlığın açıklamasına göre, Haziran ayında başlayacak ve 2022-2024 arasında devam edecek eğitimlerin ardından öğrenciler ordudan asteğmen olarak mezun olacak. Ülkedeki 3 askeri fakültenin birincisinde 751 öğrenci, ikincisinde 750 öğrenci, sonuncusunda da 750 öğrenci eğitim alıyor.
Irak Savunma Bakanlığı dün (salı) yaptığı açıklamada, askeri fakültelere kabul edilen 81 öğrencinin Bakan Cuburi ile aynı aşirete mensup oldukları iddiasına yanıt verdi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
 “Askeri fakülteye kabul için yapılan öğrenci seçiminin bir dizi şartlara ve prosedürlere göre gerçekleştirildiğini açıklığa kavuşturmak isteriz. Ayrıca askeri fakülteye kabul için başvuruda bulunan öğrenci, Askeri Akademi ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan özel bir komite tarafından belirlenen birtakım fiziksel ve tıbbi testlere, teorik ve pratik sınavlara tabi oluyor. Öğrenci seçme konusu kabile veya aşiret mensubiyetine göre değil, tüm vilayetlerin nüfus oranına göre gerçekleşiyor. Zira kabul edilecekler için kontenjan ve Irak vilayetleriyle ilgili nüfus yoğunluğu oranları tayin ediliyor. 112’nci eğitim dönemine kabul edilen Cubur aşiretine mensup öğrencilere gelince, onlar sadece Selahaddin vilayetinden değil Irak’ın tüm vilayetlerinden gelmektedir. Söz konusu aşiretten kabul edilenlerin sayısı Ninova vilayetinde 32 öğrenci, Kerkük vilayetinde 25 öğrenci, Bağdat vilayetinde 16 öğrenci, Selahaddin vilayetinde 12 öğrenci, Divaniye vilayetinde 5 öğrenci, Kerbela vilayetinde 5 öğrenci, Diyala vilayetinde 4 öğrenci, Necef vilayetinde 2 öğrenci ve Babil vilayetinde 1 öğrencidir. Kuzeyden güneye Irak’ın tüm vilayetlerine yayılan Cubur aşireti, Irak’ın başlıca aşiretlerindendir. Bu, Cuburi künyesi taşıyan herkesin Savunma Bakanı’nın akrabası olduğu anlamına gelmemektedir. Örneğin Irak’ın çeşitli vilayetlerinden Cubur aşireti Meclis üyelerinin sayısı 15’in üzerindedir. Onlar Irak halkının tüm evlatlarını temsil etmektedir. Böyle bir konunun gündeme getirilmesinin amacı, mezhepçilik ve milliyetçilik fitnesi tohumları ekmek ve Irak’ın ortak safını bölmeye çalışmaktır. Bu, sadece Irak’ın düşmanlarının işine yarar. Böyle konuların gündeme getirilmesi, çeşitli din, milliyet ve mezheplerden evlatlarını vatan uğruna feda eden askeri kuruma hizmet etmemektedir.”
Bu iddia, Necef Bağımsız Milletvekili Hadi es-Selami tarafından dün gündeme getirildi. Selami, Savunma Bakanı hakkında ‘gayri meşru kazanç elde etme ve yolsuzluk’ şikayetinde bulunduğunu belirtti.
Selami, Bakan hakkındaki şikayetini Anayasa’nın 9. ve 14. maddelerine dayandırdığını ifade etti.
Anayasa’nın 9. Maddesinde “Irak Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik teşkilatları, ayrımcılık veya ötekileştirme olmadan Irak halkının bileşenlerinin dengesini ve temsiliyetini gözetecek şekilde Irak halkının bileşenlerinden oluşur” ifadeleri kullanılıyor. 14. Maddede ise “Iraklılar cinsiyet, ırk, milliyet, renk, din, mezhep, inanç, görüş, ekonomik veya sosyal durumu sebebiyle ayrımcılık yapılmaksızın kanun önünde eşittirler” ifadeleri yer alıyor.
Selami, daha önce de Savunma Bakanlığı’nın yüksek rütbeli bir subayını, bazı askeri birliklere ayrılan iaşe paralarını çalmak ve zimmetine geçirmekle suçlamıştı.



Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan: Hükümet savaşı sona erdirmeye yönelik tüm çabalara açık

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, dün yaptığı açıklamada hükümetin HDK ile ordu arasında yaşanan ‘yıkıcı savaşı sona erdirmeyi amaçlayan tüm yapıcı çabalara açık’ olduğunu söyledi.

Reuters'ın haberine göre Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Joe Biden'ın çatışan taraflara müzakerelere yeniden başlamaları için yaptığı çağrıya verdiği yanıtta “Halkımızın acılarını hafifletecek ve Sudan'ı güvenlik, istikrar, hukukun üstünlüğü ve demokratik güç devri yoluna sokacak barışçıl bir çözüm aramak için tüm uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Başkan Biden dün çatışan tarafları, 2023 nisanından bu yana devam eden ve on binlerce insanın ölümüne ve ülkenin kıtlığın eşiğine gelmesine neden olan savaşı sona erdirmek üzere müzakerelere yeniden başlamaya çağırdı. Biden, Sudan’ın batısındaki Darfur’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmaların yeniden başlamasından günler sonra yaptığı açıklamada, “Sudanlıların çektiği acıların sorumluluğunu taşıyan çatışan tarafları (Sudan ordusu ve HDK) güçlerini geri çekmeye, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaya ve bu savaşı sona erdirmek için müzakerelere yeniden katılmaya çağırıyorum” dedi.

Cumartesi günü, HDK'nın ülkenin güneybatısındaki el-Faşir’in kontrolünü ele geçirmek için saldırı başlatmasıyla şehirde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

El-Faşir, geçtiğimiz mayıs ayından bu yana kuşatma altına almış olmasına rağmen HDK’nın ele geçiremediği Darfur eyaletinin beş şehrinden sadece biri.

Biden yaptığı açıklamada kuşatmanın son zamanlarda ‘yoğunlaştırılmış bir saldırıya’ dönüşmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Biden, savaşın başlamasından bu yana sivillere yönelik zulümlere atıfta bulundu.

Darfur Valisi Minni Minawi, geçtiğimiz hafta ordunun HDK tarafından el-Faşir'e yapılan ‘büyük bir saldırıyı’ püskürttüğünü ve HDK'nın ilerleyerek kentteki askeri mevzileri ele geçirdiğini açıkladı. Sudan, geçtiğimiz yıl nisan ayından bu yana Orgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile eski yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu liderliğindeki HDK arasında devam eden bir savaşa sahne oluyor.

ABD Başkanı, salı günü yaptığı açıklamada, Sudan’daki savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizlerinden birini’ yarattığı uyarısında bulunarak yaklaşık ‘10 milyon insanın’ yerinden edildiğini söyledi.

ABD, 14 Ağustos'ta Sudan’a insani yardımların ulaştırılmasının kolaylaştırılması ve ateşkesin sağlanması için İsviçre'de müzakereler başlattı.

Müzakereler, başladıktan yaklaşık on gün sonra ateşkes konusunda bir anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak çatışan taraflar iki önemli koridor üzerinden güvenli ve hiçbir engelleme olmadan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamayı taahhüt etti.

ABD'nin Sudanlı sivillere iki yıl içinde toplam 1,6 milyar dolarlık yardımda bulunduğunu hatırlatan Biden, “Açıkça söylemeliyim ki ABD, özgürlük, barış ve adaleti hak eden Sudan halkına olan bağlılığından vazgeçmeyecek. Çatışmanın tüm taraflarına şiddete son vermeleri çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, her iki tarafın da Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımların herhangi bir engelleme olmadan ulaştırılmasına derhal izin vermesi gerektiğinin altını çizdi.