UNICEF: Lübnan’da çocukların aşılanma oranı yüzde 31 azaldı

Beyrut’taki Hamra Caddesi’nde çocuğuyla birlikte dilenen bir kadın (AP)
Beyrut’taki Hamra Caddesi’nde çocuğuyla birlikte dilenen bir kadın (AP)
TT

UNICEF: Lübnan’da çocukların aşılanma oranı yüzde 31 azaldı

Beyrut’taki Hamra Caddesi’nde çocuğuyla birlikte dilenen bir kadın (AP)
Beyrut’taki Hamra Caddesi’nde çocuğuyla birlikte dilenen bir kadın (AP)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’na (UNICEF) göre, Lübnan’da çocukların aşılanma oranı yüzde 31 azaldı. Bu da sağlık çalışanlarının göç etmesine ve ilaç kıtlığına yol açan ekonomik çöküşe tanık olan ülkede çocukları ciddi hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor.
UNICEF tarafından hazırlanan ‘Lübnan'daki çocuklar için sağlık krizinin şiddetlenmesi’ başlıklı raporda, rutin aşılama oranlarındaki keskin düşüşün çocukları kızamık, difteri ve zatürre gibi potansiyel olarak ölümcül hastalıklara karşı savunmasız bıraktığı konusunda uyarı yapıldı.
AFP’nin haberine göre, söz konusu raporda, “Aşılar için soğuk zinciri çalışır durumda tutmak kritik öneme sahip. Artan yakıt fiyatları, güneş enerjisi kullanımını hızla artırmaya yönelik çabalara rağmen aşı teslimatı gibi temel hizmetler için yeni tehditler oluşturuyor” denildi.
Nüfusun yüzde 80’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşayan Lübnan’ın 2019 yazından beri tanık olduğu, Dünya Bankası (WB) tarafından 1850’den beri yaşanan en kötü krizlerden biri olarak nitelendirilen ekonomik krizden sağlık sektörü ağır bir şekilde etkilendi.
UNICEF Lübnan Temsilcisi Ettie Higgins, “Lübnan’da birçok aile, çocukları için temel sağlık hizmetlerine bile erişemiyor ve çocuklarının hayatta kalması için ihtiyaç duyulan gıdaları sağlayamıyor” dedi.
UNICEF raporunda Nisan-Ekim 2021 arasında acil ihtiyacına rağmen sağlık hizmeti alamayan çocuk sayısının yüzde 28’den yüzde 34’e çıktığı bildirildi.
UNICEF, ekonomik krizin sağlık çalışanlarının büyük bir göçüne yol açtığı, ilaç ve tıbbi ekipman ithalatına getirilen kısıtlamaların sağlık krizini şiddetlendirdiği konusunda uyardı.
Raporda, Lübnan’daki ailelerin yüzde 50’den fazlasının ihtiyaç duydukları ilaçları alamadıkları ve 58 hastanenin ilaç sıkıntısı yaşadığı belirtildi.
Rapora göre doktorların yüzde 40’ı, yenidoğan yoğun bakım hemşirelerinin yüzde 15’i ve ebelerin ise yüzde 30’u ülkeyi terk etti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24