Hartum’dan ‘kimliği belirsiz cesetlerin’ gömülmesine yönelik karar

Başsavcı, bir yıl sonra yeniden gündeme gelen krize ilişkin komite kurdu.

Adli tıp çalışanalrı, gerçekleri örtbas etme hamlelerine karşı toplu halde istifa ettiler.  (Hasan Hamid)
Adli tıp çalışanalrı, gerçekleri örtbas etme hamlelerine karşı toplu halde istifa ettiler.  (Hasan Hamid)
TT

Hartum’dan ‘kimliği belirsiz cesetlerin’ gömülmesine yönelik karar

Adli tıp çalışanalrı, gerçekleri örtbas etme hamlelerine karşı toplu halde istifa ettiler.  (Hasan Hamid)
Adli tıp çalışanalrı, gerçekleri örtbas etme hamlelerine karşı toplu halde istifa ettiler.  (Hasan Hamid)

İsra eş-Şaher
Hartum’daki hastanelerde tutulan kimliği belirsiz cesetlerin gömülmesi kararının ardından ‘Academic Hospital morgu cesetleri’ krizi yeniden gündeme geldi.
Kriz, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kimliği belirsiz cesetler için özel mezarlıkların inşasının yanı sıra  kimliklerine ilişkin soruşturma yapılmadan defnedilmesinin yasaklanması kararı aldığı Kasım 2019’a kadar uzanıyor. Önerilen kararların uygulanmasındaki gecikme, binlerce cesedin Hartum’daki farklı morglarda yığılmasına neden oldu. Ayrıca hastanelerde yaşanan elektrik kesintileri de civar mahallelere ağır bir kokunun yayılmasına yol açtı.
Evlere ulaşan ceset kokusu nedeniyle bölge halkı Nisan 2021’de morgun yakınında oturma eylemi düzenleyerek cesetlerin derhal yok edilmesi ve gömülmesi çağrısı yaptı. Ancak morg, cesetleri gömme yetkisinin bulunmadığını ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir karar yayınlanmadığı sürece harekete geçme imkanları olmadığını bildir. Hastane müdürü söz konusu dnemde yaptığı açıklamada cesetlerin fazlalığından en çok zarar görenin kendileri olduğunu vurguladı.

Ordu Genel Komutanlığı’na ynelik suçlamalar
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre suçlamalar birkaç tarafa birden yöneltildi. Birçok kişi cesetlerin Sudan Ordusu Genel Komutanlığı’ndaki oturma eyleminin ardından kaybolan kişilere ait olduğunu iddia etti. Ancak bu iddia sorumlu makamlar tarafından yalanladı. Morg çalışanlarından bir kaynak konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Herkes elimizdeki cesetlerin kimliğini öğrenmek istiyor. Herkesi temin ederiz ki cesetlerin Ordu Genel Komutanlığı tarafından yapılan oturma eyleminin dağıtılmasıyla herhangi bir ilgisi yoktur. Oturma eylemi, aynı yılın ortalarında dağıtıldı. Bu olay ise 2019 sonuna kadar uzanıyor.” 

Toplu istifalar
Krizle birlikte söz konusu hikayenin de yayılması geçen yıl büyük bir öfkeye neden olurken kamuoyunun da gündeminin üst sıralarına yerleşti. Bu durum, ‘adalet ve sağlık yetkililerinin, yüzlerce kimliği belirsiz cesetle ilgili gerçekleri ve kanıtları yok etme girişimlerini’ protesto etmek amacıyla Sudan’daki adli tıp görevlilerinin toplu bir şekilde istifa etmelerine yol açtı.

İnsan hakları aktivisti Abdullah Halid konuya dair şu açıklamayı yaptı:
“Cesetlerin, gerçekler ortaya çıkmadan, kimliklerinin tespitini garanti altına alacak gerçek bir soruşturma dosyası açılmadan gömülmesi faciadır.”
Halid, ailelere cesetleri teşhis etme izni verilmemesi konusunda da şunları söyledi:
“Bu durum, cesetlerin üst düzey yetkililerin de dahil olduğu Genel Komutanlık katliamına dayandığının en büyük kanıtıdır. Bu nedenle gerçeği gizlemek ve ailelerin kayıp çocuklarını teşhis etmelerine izin vermemek konusunda oldukça ısrarcıydılar.”

Komite oluşturulması kararı
Egemenlik Konseyi üyesi ve Acil Sağlık Yüksek Komitesi Başkanı Abdulbaki Abdulkadir, morglarda yığılmış cesetleri gömmek için bir komite oluşturma kararı aldı. 2022 tarihli 7 sayılı kararın, cenaze işlemlerini hızlandırarak ve ölüleri gömerek onurlandırmak ve cesetlerin birikmesinden kaynaklanan çevre ve sağlık risklerini önlemek için Hz. Peygamber’in sünneti doğrultusunda alındığı kaydedildi.
Karar uyarınca Başsavcı Halife Ahmed Halife, Federal Sağlık Bakanlığı Adli Tıp Danışma Kurulu Başkanı Akil en-Nur Muhammed Sivar el-Zeheb liderliğinde ve Federal Adalet ve Sağlık Bakanlıkları üyeleri, İslam Fıkıh Akademisi Başkanı ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Ulusal Basın ve Yayın Konseyi Genel Sekreteri, Hartum Eyaleti Hükümet Genel Sekreteri, Hartum Eyalet Polisi Genel Müdürü, Hartum Eyaleti Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü, Suç Delilleri Genel Dairesi Müdürü gibi yetkililerin katılımıyla bir komite oluşturuldu.
Kararda ‘morglarda biriken cesetlerin gömülmesi, adli tıpla ilgili tüm hukuki, adli ve idari işlemlerin tamamlanması, bu gibi durumlarla benzer küresel süreçlerin takip edilmesi ve ilgili prosedürlere göre ölünün belgelenmesi sürecinin yönetilmesi’ gibi birçok madde yer aldı.

Çevre için büyük tehlike
Otopsi birimde çalılan ve isminin verilmesini istemeyen bir doktor şu açıklamada bulundu:
“Şu an çevre için büyük tehlike oluşturan cesetler, kokunun çevre mahallelere yayıldığı geçen Ramazan Ay’ında oturma eylemi düzenleyen Sudanlıların isteği doğrultusunda toprağa verilecek. Cenazelerin gömülmesi süreci, kolay ve kısa bir süre zarfında gerçekleşemez. Kanıtlar, gömme kararının Egemenlik Konseyi’nden geldiği yönünde. Defnedildikten sonra da soruşturmanın devamına yardımcı olacak ve kayıpların kimliğini ortaya çıkaracak DNA ve diğer deliller alınarak cesetlerin hakları korunacaktır. Cesetlerin çürümeleri ve sürekli meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle durum kontrolden çıktı. Defin kararı geç geldi. Kararın daha erken alınması gerekiyordu. Ancak sorumlu makamlar, ölenlerin haklarını korumak istiyor.”

Yasal kurumlar
Soruşturma başlatmak ve ölüm koşullarını öğrenmek için cesetlerin hakları konusunda açıklamalarda bulunan avukat Muaz Abdullah da şunları söyledi:
“Cesetlerin bu morglarda uzun süre kalmaması gerekiyor. Hükümetin her cesetten örnek alması ve ölüm koşullarını öğrenmek için soruşturma dosyası açmasının ardından, özellikle aylardır kötü kokudan zarar gören insanların sağlığı için söz konusu cesetler gömülmeli. Egemenlik Konseyi gerekli önlemleri aldı. Gömülme kararı, hikâyenin yayılmasının üzerinden tam bir yıl geçtikten sonra alındı. Bir şey saklanmaya çalışılsaydı cesetler ortaya çıkmadan önce gömülürdü.”



İsrail, Lübnan'da 100 füze rampası ve Hizbullah ait bir kışlanın hedef alındığını açıkladı

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir bölgeye düzenlediği hava saldırısının ardından  dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir bölgeye düzenlediği hava saldırısının ardından  dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'da 100 füze rampası ve Hizbullah ait bir kışlanın hedef alındığını açıkladı

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir bölgeye düzenlediği hava saldırısının ardından  dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir bölgeye düzenlediği hava saldırısının ardından  dumanlar yükseliyor (AFP)

Lübnanlı güvenlik kaynakları Reuters'a yaptıkları açıklamada İsrail'in bugün (Perşembe) Lübnan'ın güneyinde çok sayıda saldırı düzenlediğini, savaşın başladığı Ekim ayından bu yana düzenlenen en ağır saldırılar olduğunu söyledi.

İsrail Ordu Radyosu, hava kuvvetlerinin hava saldırıları sırasında güney Lübnan'da 100'den fazla roketatarı hedef aldığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Alman haber ajansı DPA'dan aktardığına göre Hizbullah Perşembe akşamı yaptığı üç ayrı açıklamada İsrail'in güney köylerine yönelik saldırılarına karşılık olarak savaşçılarının İsrail'e ait Ya'ra kışlasını roket silahlarıyla, İsrail'e ait Adamit ve Leman kışlalarını da Katyuşa roketleriyle hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah ayrıca savaşçılarının İsrail'in “Metulla” mevzisini “Falak” füzeleriyle hedef aldığını duyurdu.

Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgeleri, İsrail'in Gazze Şeridi'ne savaş ilan etmesi ve Hizbullah'ın Gazze Şeridi sakinlerini desteklediğini açıklamasının ardından 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında ateş teatisine sahne oluyor.