Yemen Başkanlık Konseyi’nin öncelikleri: Ekonomi ve Kalkınma

Yemen Başkanlık Konseyi’nin ilk toplantısındaki öncelikleri: Ekonomi ve Kalkınma

Yemen'deki Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Salı günü Aden'de yemin ederken (Reuters)
Yemen'deki Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Salı günü Aden'de yemin ederken (Reuters)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi’nin öncelikleri: Ekonomi ve Kalkınma

Yemen'deki Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Salı günü Aden'de yemin ederken (Reuters)
Yemen'deki Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Salı günü Aden'de yemin ederken (Reuters)

Yemen Başkanlık Konseyi, geçici başkent Aden'de Uleymi başkanlığında ilk toplantısını önceki gün gerçekleştirdi.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Konsey’in programının "acil olarak" uygulanması gerektiğini belirterek özellikle programın “ekonomi ve kalkınma ile ilgili maddelerinin” hayata geçirilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
İlk toplantıya konsey üyelerinden katılan isimler şunlar: Aydaros Kasım ez-Zebidi, Sultan el-Arade, Tarık Muhammed Salih, Abdurrahman el-Mahremi, Abdullah el-Uleymi, Osman Huseyin Mucella ve Ferec el-Bahseni.
Yemen resmi haber ajansı SABA’nın aktardığına göre, toplantıda bir sonraki aşamanın öncelikleri ele alındı. Liderlik Konseyi Başkanı, Temsilciler Meclisi'nde anayasal yeminini ettikten sonra yaptığı konuşmada ister ekonomi ve kamu hizmetleri, isterse askeri, güvenlik ve siyasi hizmetler ile ilgili olsun Aden'in kalkınma ve istikrar alanında tam destek almasının önemine değindi.
Uleymi, barış, sevgi ve özgürlük kenti rolünü yeniden kazandırmak için Aden’i geliştirme ve kalkındırma konusunda Aden halkına çalışma sözü verdi.
Başkanlık Konseyi Başkanı, "kardeş ve dost ülkelerin büyükelçilerine ve BM ve İsveç'in Yemen elçilerine Salı günü Aden'in ev sahipliğinde düzenlenen tarihi toplantıya katıldıkları için" teşekkür etti.
Uleymi, Vali Ahmed Muhammed Lemles tarafından temsil edilen Aden'deki güvenlik komitesine ve tüm güvenlik ve askeri teşkilatlara teşekkür etti.
Ayrıca "koalisyon ülkelerine, özellikle de Suudi Arabistan Krallığı ve BAE'ye sınırsız destekleri için teşekkürlerini" yineleyen Uleymi, Meclis'te yaptığı konuşmada Başkanlık Konseyi'nin görevlerine açıklık getirdi.
Konsey’in takım ruhu içinde çalışacağını dile getiren Uleymi, kuzeydeki ve güneydeki Yemen halkına, tüm siyasi, askeri, güvenlik, ekonomik ve sosyal zorluklarla yüzleşmek için ortaklık ve ulusal uzlaşma temelinde çalışma sözü verdi. Söz konusu zorluklarda öne çıkanlar arasında “darbe, savaşı sonlandırmak, devleti yeniden inşa etmek, barışı ve istikrarı yeniden sağlamak, ekonomik durumu ve yaşam durumunu ele almak ve geçici başkent Aden'de ve tüm ulusal topraklarda kurumları yeniden inşa etmek ve istikrara kavuşturmak” yer alıyor.
Uleymi, “Konsey barış için samimi bir şekilde her türlü çabayı gösterecektir. Konsey, devleti, anayasal kurumlarını, cumhuriyet sistemini ve ulusal birliğini koruyan adil ve sürdürülebilir bir barışı, eşit vatandaşlığı, özgürlüğü, sosyal adaleti ve hak ve özgürlükler sistemini teşvik eden bir barış için elini uzatacaktır”.
Askeri ve güvenlik kurumunu “istikrarın en önemli direklerinden” kabul eden Uleymi, konseyin misyonunun “birey ve kurum olarak misyonu korumak, vatanı ve egemenliğini muhafaza etmek ve kazanımları korumada konseyin rollerini arttırmak” olduğunu ifade etti.
Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, “Güvenlik istikrarı ve askeri ve güvenlik teşkilatı arasında birliği sağlamak, Başkanlık Liderlik Konseyi ve hükümetin, devleti ve kurumlarını yeniden inşa etme ve barış ve istikrarı hayata geçime konusunda zorluklarla yüzleşmek için başlatacağı çalışmaların temelidir” dedi.
Başkanlık Konseyi Başkanı, Konsey’in askeri ve güvenlik kurumlarına özel önem vereceğini, kapasitelerini ve etkinliklerini artıracağını, kolluk kuvvetlerini görevlendireceğini, sivilleri koruyacağını ve devletin istikrarını sağlamlaştıracağını söyledi.
Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Aden'deki devlet kurumlarının yeniden inşa edilmesinin Yemen tarihinde yeni ve belirleyici bir aşamanın ilanı olacağını söyledi.
Bakan, Başkanlık Konseyi toplantısının "İran bağlantılı terörist Husi milislerinin darbesinden bu yana daha önce hiç gerçekleşmediğini" söyledi.
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığı habere göre Bakan İryani yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Siyasi yelpazenin farklı renkleri arasında yıllarca süren çatışmayı ve kriz ve savaş koşullarının yarattığı komplikasyonları aşan bu başarı, “sınıf, konum ve söz birliği” olan bir aşama inşa ediyor. Bu başarı ayrıca barışa ulaşmak, siyasi, ekonomik, güvenlik ve kalkınma istikrarını sağlamak ve vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek için çaba ve yeteneklerin birleştirileceği bir aşamayı inşa ediyor”.
Bu tarihi başarının Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi Genel Sekreterliği tarafından düzenlenen Yemen müzakerelerinin sonuçlarının bir uygulaması olduğunu söyleyen İryani, liderlik konseyi toplantısının Kapsamlı Ulusal Diyalog Konferansı'ndan bu yana Yemen siyasi ve ulusal bileşenlerinin en büyük buluşmasını içerdiğini ve Yemenlilerin desteğini ve bölge ülkelerinin ve dünyanın tebriklerini aldığını kaydetti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24