Hristiyanlar, İsrail makamlarının Kutsal Kabir Kilisesi kararına öfkeli

Çile haftası boyunca Kudüs Eski Şehri’ndeki Kutsal Kabir Kilisesi'ni ziyaret eden Hristiyan hacılar (AFP)
Çile haftası boyunca Kudüs Eski Şehri’ndeki Kutsal Kabir Kilisesi'ni ziyaret eden Hristiyan hacılar (AFP)
TT

Hristiyanlar, İsrail makamlarının Kutsal Kabir Kilisesi kararına öfkeli

Çile haftası boyunca Kudüs Eski Şehri’ndeki Kutsal Kabir Kilisesi'ni ziyaret eden Hristiyan hacılar (AFP)
Çile haftası boyunca Kudüs Eski Şehri’ndeki Kutsal Kabir Kilisesi'ni ziyaret eden Hristiyan hacılar (AFP)

Ortodoks kurumlar ve önde gelen isimler, İsrail makamlarının Kutsal Cumartesi etkinliklerine kısıtlamalar getirmesi ve etkinliklere katılacak Hıristiyanların sayısını azaltılmasının ardından Kudüs’teki Yüksek Mahkeme’ye bir dilekçe sundu. Diğer yandan, Ortak Liste dün (Çarşamba) İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve İç Güvenlik Bakanı Omer Bar Lev’i Kudüs’te bulunan Kutsal Kabir Kilisesi’ndeki ibadetçi sayısını bin kişi ile sınırlamaya yönelik kararını iptal etme çağrısında bulundu.
Ortodoks kurumlar ve isimler yayınladıkları dilekçede, “Kutsal Kabir Kilisesi’nde Kutsal Cumartesi etkinliklerine katılanların sayısının sınırlanması ve kısıtlamalar getirilmesi, ibadet özgürlüğüne ve dini ayinleri yerine getirme hakkına yönelik açık bir saldırıdır ve Filistin’in kutsallara yönelik ihlaller serisinin başka bir bölümüdür” ifadelerine yer verildi. Dilekçede “Bu hükümet, Kudüs’ü Filistin topraklarının geri kalanından ayırmak amacıyla Kudüs’teki tüm Filistin dini etkinliklerine katılımını azaltmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor” ifadeleri de yer aldı. Ayrıca Cumartesi’nin Hıristiyanlar için en kutsal günlerden biri olduğu ve işgalci hükümetin ve kuvvetlerinin, ibadetçilerin kiliseye girmesini engelleme veya sahte bahanelerle kısıtlamalar getirme hakkı olmadığı belirtildi. Ortodoks kurumlar ve isimler, Kutsal Kabir Kilisesi de dahil olmak üzere, Doğu Kudüs’ün işgal altındaki bir Filistin toprağı olduğunu ve hükümetin baskıcı müdahaleyi durdurması ve geri çekilmesi gerektiğini düşünüyorlar.
İsrail makamları, Ortodoksların Kutsal Cumartesi gününde ibadet edenlerin sayısına katı kısıtlamalar getirmiş ve Kutsal Kabir Kilisesi’ne binden fazla ve çevresine de 500’den fazla kişinin girmesine izin verilmemesine yönelik karar amıştı. Ortodoks Patrikhanesi bu kararı, ‘Kutsal Cumartesi’ye yönelik giderek artan tek taraflılık olarak değerlendirdi. Patrikhane, genelde bu sayının çok daha fazlasının geldiğini belirterek, “Bu haksız kısıtlamaların hiçbir gerekçesi yoktur” ifadelerini kullandı.

Avde: Kutsal Kabir Kilisesi işgalin doğrudan hedefi oldu
Kutsal Kabir Kilisesi için ilk kez böyle bir karar alındı. Ortak Arap Listesi Bloku Başkanı Eymen Avde “Şimdi de Kutsal Kabir Kilisesi işgalin doğrudan hedefi oldu” ifadelerini kullandı. Avde, Facebook hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda “Tarihte ilk kez, Kutsal Cumartesi günü Kutsal Kabir Kilisesi’ne girişe ciddi kısıtlamalar getiriliyor. Bu günler genel olarak Hristiyanlar için en kutsal günlerdir ve Filistinlilerin anavatanlarındaki ulusal miraslarının ve işgal altındaki ebedi başkenti Arap Kudüs'ün kalbinde yer alır” ifadelerini kullandı. Avde “Bana bugünlerde getirilen kısıtlamaların derinliğini açıklayan Ortodoks Piskoposu Atallah Hanna ile olan görüşmemi şimdi sonlandırdım” dedi. Avde ayrıca, meselenin özünde işgal ve onu sona erdirme meselesi olduğunu zira işgal devam ettiği sürece bunların da devam edeceğini, bütün bu suçların işgalin sonucu olduğunu vurguladı.
Yüksek Arap İzleme Komitesi yaptığı açıklamada, işgal makamlarının ve kurumlarının Doğu takvimine göre Pazar günü olan Paskalya Bayramından önceki Kutsal Cumartesi günü Kutsal Kabir Kilisesi’ne girenlerin sayısının kısıtlanması kararını kınadı. Komite söz konusu kısıtlamaların Filistinlilerin kendi şehirlerinde ve devletinin başkentinde varlıklarına ilişkin kısıtlamalar kapsamında olduğunu belirti. Açıklamada “Bu kısıtlamalar, işgal güçlerinin işgal altındaki Kudüs’te bulunan Eski Şehir’e ve Mescid-i Aksa’ya girişler üzerinde uyguladığı kısıtlamalara paralel olarak geliyor. Bu durum, işgalin Filistin’in milli ve dini kimliğine sahip olan işgal altındaki tüm Kudüs’ü hedef aldığına yönelik zaten kesin olan bir durumu doğruluyor” ifadelerine yer verildi. Komite ibadetçilere, bu kısıtlamaları reddederek, bu hafta sonu ve Paskalya Bayramı’ndaki etkinliklerinde Kutsal Kabir Kilisesi’ne gitme çağrısında bulundu.



Hizbullah, 1980'lerdeki gerilla taktiklerine dönüyor

Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
TT

Hizbullah, 1980'lerdeki gerilla taktiklerine dönüyor

Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)
Hizbullah, Lübnan'a başlattığı kara harekatında sınırdan top atışlarını da sürdürüyor (Reuters)

İsrail ordusu Lübnan'a saldırılarına devam ederken, zayıflayan Hizbullah'ın gerilla taktiklerine döneceği düşünülüyor. 

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün analizinde, İsrail ordusunun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürmesi, örgüte ait telsizlerle cep telefonlarını patlatması ve Lübnan'a kara harekatı başlatmasıyla Şii grubun kan kaybettiği değerlendirmesi paylaşılıyor. 

Analizde, üst üste gelen bu saldırılar nedeniyle Hizbullah'ın 1980'lerde İsrail'e karşı kullandığı gerilla taktiklerine başvurmak durumunda kalacağı savunuluyor. 

İran destekli örgütün şehirlerde pusu kurma, yol kenarlarına bomba yerleştirme ve sabotaj yapma gibi stratejiler izleyebileceği belirtiliyor. 

Fransız Le Monde gazetesinden Christophe Ayad, örgütün durumuna dair şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Kayıplarını telafi etmeye çalışan Hizbullah'ın yeniden örgütlenmesi aylar, hatta yıllar alacaktır. İsrail, cephaneliğinin büyük bir bölümünü imha ettiği Hizbullah'ın silah tedarikini de artık kontrol altına aldı. Hizbullah'ın son 20 yılda yaptığı gibi yeni bir cephanelik inşa etmesine izin vermeyecekler.

Ayad, Hizbullah'ın İsrail saldırılarında birçok komutanını da yitirdiğine işaret ederek, örgütün 2006'daki 33 gün süren İsrail-Lübnan savaşında kullandığı gerilla taktiklerini sahaya sürebileceğini belirtiyor. 

Diğer yandan analist, Hizbullah'ın 2006'daki gibi bir zafer kazanamayabileceğini savunarak şöyle devam ediyor: 

İsrail ordusu, 2006'da başarısız oldu çünkü küçük bir gerilla gücüyle savaştığını düşünüyordu. Bunun yerine kendisini çok daha donanımlı ve iyi eğitimli savaşçılarla karşı karşıya buldu. Hizbullah da bu yıl ciddi kayıplar yaşadığı çünkü 2006'daki savaşın tekrarlanacağını düşünüyordu.

Hizbullah, liderinin kaybını telafi etmeye çalışırken, İsrail ordusunun çarşamba gecesi Beyrut'un Dahiye ilçesine düzenlediği saldırıda Nasrallah'ın halefi olarak görülen Haşim Seyfettin'i hedef aldığı öne sürülüyor.

Amerikan medya kuruluşu Axios'a konuşan İsrailli yetkililer, Nasrallah'ın kuzeni Seyfettin'in bölgedeki bir yeraltı sığınağında olduğunu ve bu noktaya ağır bombardıman yapıldığını savunuyor. Seyfettin'in akıbeti henüz belli değil.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Nasrallahı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. Tahran yönetimiyse bölgede geniş çaplı bir savaş istemediklerini bildiriyor.

Independent Türkçe, France 24, Axios, Times of Israel