Suriye’nin Dera kentinde uzlaşı anlaşması için tanınan ek süre bugün sona eriyor: Gençlerin çoğu zorunlu askerlik hizmetinden endişe ediyor

Suriye’nin Dera kentinde uzlaşı anlaşması için tanınan ek süre bugün sona eriyor: Gençlerin çoğu zorunlu askerlik hizmetinden endişe ediyor
TT

Suriye’nin Dera kentinde uzlaşı anlaşması için tanınan ek süre bugün sona eriyor: Gençlerin çoğu zorunlu askerlik hizmetinden endişe ediyor

Suriye’nin Dera kentinde uzlaşı anlaşması için tanınan ek süre bugün sona eriyor: Gençlerin çoğu zorunlu askerlik hizmetinden endişe ediyor

Dera kentindeki Suriye rejimine bağlı Güvenlik Komitesinin, firari askerler ve durumlarının karar bağlanmasını isteyenlerin uzlaşı anlaşmasına katılması için tanıdığı ilave iki günlük süre bugün sona eriyor.
Dera Belediye Meclisi ve muhtarlıklara daha önce bildirilen kararda, “Dera kentindeki firarilere ve isteyenlere uzlaşı yapmak için verilen süre bitti. Askeri birliklerinden ve kışlalarından firar eden askerlerin gerekli uzlaşmalardan faydalanmaları için bu süre uzatıldı. Zira durumlarının karara bağlanmasını isteyenler ve firari askerler için Dera el-Mahatta Mahallesi’ndeki El-Huriyat Salonu’ndaki geçici uzlaşı merkezinde çarşamba ve perşembe günleri saat 09.00’da kabul merkezi açılacak. Bu işlemler ve uzlaşılar, firari askerlere firarla ilgili hukuki kararlarının bildirilmesi ve uzlaşı gereği cezanın affedilmesini kapsıyor” denildi. Karara göre Dera’daki askeri yargıcın çıkaracağı uzlaşı kararı gereğince asker kaçağına, adli af kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren birliğine katılması için 15 gün süre verilecek ve asker kaçağı bu süre zarfında tutuklanmayacak.
Dera kenti sakinlerine zorunlu ve yedek askerlik hizmetlerini ertelemeleri için Nisan’ın başında çıkan idari kararla tanınan süre geçtiğimiz günlerde sona ermişti. Zira bu karardan faydalananlar askeri hizmetini 1 yıl erteleme ve Suriye dışına çıkmak için seyahat belgesi alma hakkına kavuşmuştur. Hakkında yakalama kararı bulunanlara ise seyahat belgesi verilmemişti. Bu adım, 5343 sayılı devlet başkanlığı kararnamesi kapsamında atılmıştı. Suriye makamları bu süreci “Suriye’nin güneyinde uzlaşı işlemlerini tamamlama” şeklinde nitelendirmişti.
Dera kentindeki gençlerin çoğu erteleme süresinin bitmesinin ardından bölge genelinde konuşlanan Suriye rejim güçlerinin zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmeyi kabul edenleri veya firarileri askere karşı yeni bir politika izlemesinden endişe ediyor. Nitekim güneyde daha önce erteleme hakkından faydalananların büyük bir kısmının Suriye dışına çıkmalarına izin verilmediği ve askere çağrılma veya tutuklanma endişesiyle bulundukları köy veya şehirde kalmaya mecbur bırakıldıkları belirtiliyor.
Dera24 Ağı isimli haber sitesi, Dera kentinin kuzey girişindeki Ataman beldesinin döner kavşağında kısa bir süreliğine kontrolü ele geçiren yüzleri maskeli bir grup silahlı kişiler ile bir askeri araçta bulunan unsurlar arasında çatışma çıktığını ve ardından silahlı kişilerin bölgeyi terk ettiklerini bildirdi. Çatışma sırasında bir otobüs şoförünün bir ayağından yaralandığı kaydedildi. Çatışma anına ait görüntülerde yüzleri maskeli kişilerden birinin elinde Suriye rejiminden esirlerin olduğunu ve sadece tutukluların serbest kalması karşılığında onları serbest bırakacağını söylediği duyuluyor.
Suriye’nin güneyinde uzlaşının yapıldığı bölgelerde cinayet ve suikast olayları sürüyor. Bu kapsamda iki gün önce 6 suikast saldırısı düzenlendi. Bu saldırıların sonuncusu Dera’nın batı kırsalındaki El-Yaduda beldesi ile Harab eş-Şahm köyünde rejime bağlı 4. Tümen mensubu 2 unsuru hedef aldı. Çarşamba sabah saatlerinde gerçekleşen saldırıda kimlikleri bilinmeyen eli silahlı kişilerin yakın mesafeden ateş açtığı 2 unsurun olay yerinde can verdiği belirtildi. Salı akşamı ise Kriminal Güvenlik Merkezi Başkanı ve yarbay rütbesinde bir subay, Dera’nın kuzey kırsalındaki Es-Sanmin mahallesinden otomobiliyle geçişi sırasında el yapımı patlayıcı infilak etti. Olayda ağır yaralanan subay hastaneye sevk edildi.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.