Tunus’ta ders kitaplarının basım ihalesini Türk firmasının kazanması tartışma yarattı

Tunus’ta ders kitaplarının basım ihalesini Türk firmasının kazanması tartışma yarattı
TT

Tunus’ta ders kitaplarının basım ihalesini Türk firmasının kazanması tartışma yarattı

Tunus’ta ders kitaplarının basım ihalesini Türk firmasının kazanması tartışma yarattı

Tunus’ta önümüzdeki eğitim öğretim yılında kullanılacak ders kitaplarının basımı için düzenlenen uluslararası ihaleyi bir Türk firmasının kazanması, Tunuslu matbaa sahipleri, hükümet yetkilileri ve Tunus Eğitim Bakanlığı arasında sert tartışmalara yol açtı.
Tartışmaya katılanlar, bu önemli finansal anlaşmanın onlarca yıldır olduğu gibi yerel matbaa sahipleriyle yapılması gerektiğini ifade ettiler.
Eğitim Bakanlığı matbaa sahiplerine, Tunus’ta yaşanan mali kriz sebebiyle kitap basım anlaşması fiyatının düşürülmesi çağrısında bulunmuş ancak, matbaacılar ders kitaplarının maliyetini ve ürünlerin kalitesine bağlılık bahanesiyle anlaşma fiyatını düşürmeyi reddetti. Bu durum, Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarının basımı için uluslararası bir ihale düzenlemesine neden oldu. İhaleyi bir Türk firmasının kazanması ise Tunuslu matbaacılar arasında sıkıntı yarattı. Tunuslu matbaacılar, kitap basımını yabancı bir tarafa verilemeyecek ‘egemenlik meselesi’ olarak değerlendirdi.
Tunus medya kaynakları, hükümete bağlı Kamu Anlaşmaları Takip ve İnceleme Komitesi’nin, bu dosyanın tekrar incelenmesi için Tunus Bakanlar Konseyi’ne nakledilmesini talep ettiğini bildirdi. Kaynaklara göre, Komite ihaleyi almaya yönelik detayların incelenmesini, Türk tarafının ders kitaplarını zamanında teslim etme taahhüdünün kapsamının kontrol edilmesini ve kitabın basımını yurt dışında yapılması kararının Tunus matbaa sahiplerinin mali durumu üzerindeki etkisinin incelenmesini talep etti.
Söz konusu anlaşma yaklaşık 13,7 milyon ders kitabının basımını ele alıyor. Türk firmasının kazandığına yönelik ihalenin sonuçları Mart ayında açıklandı. Özellikle de Tunuslu bir firmanın teklifi ile Türk firmanın teklifi arasındaki farkın küçük olması nedeniyle ülkede tartışma çıktı.
Sanayi ve Ticaret Federasyonu’na bağlı Tunus Ders Kitabı Üretimi Odası, devlet kurumlarının Türk firmasının anlaşmayı kazandığını açıklandığı sırada sunduğu verilere zıt veriler sundu. Ders Kitabı Üretimi Odası, Ulusal Pedagoji Merkezi tarafından açıklandığına göre, Tunus matbaalarının ihale öncesindeki teklifinin 45 milyon dinarı değil, 34,9 milyon dinarı geçmediğini vurguladı. Ulusal Pedagoji Merkezi, devlet kurumlarını kamuoyunu yanıltmakta ısrar etme ve şüphe ve şaşkınlık yaratan nedenlerle, gerçekleri saklama ve çarpıtma ithamında bulundu. Merkez aynı zamanda, Tunus Eğitim Bakanlığını, Ulusal Pedagoji Merkezi’nin görüşlerini ve matbaa sahiplerinin sesinin Bakanlar Kurulu’na ulaşmasına izin vermemekle suçladı.
Ders Kitabı Üretimi Odası, kitap üretiminde kullanılan kağıt maliyetinin bir kısmını karşılayan Ulusal Destek Fonu’nun müdahalesinin ardından, Tunuslu firmanın teklifi ile Türk firmanın teklifi arasındaki farkın çok az olduğunu ortaya çıkardı. Genel olarak Tunuslu firmanın teklifinin 41,2 milyon Tunus dinar, Türkiye’nin Türk firmanın teklifinin ise 42,5 milyon Tunus dinar olarak tahmin edildiği belirtildi. Türk firmanın kazanması durumunda, Tunus Pedagoji Merkezi, finansal kaynak açmak için yaklaşık bir milyon dinar ve sevkiyat sırasında kalite kontrol şirketinin yararına yaklaşık 425 bin dinar dahil olmak üzere ek finansal giderler üstlenecek. Ayrıca kredinin açıldığı günden çalışmaların tamamlanmasına kadar döviz kurundan elde edilen işlem tutarındaki farkı da karşılaması gerekecek.

Tunus: Bin 424 kaçakçılık operasyonu engellendi
İnsan Hakları Genel İdaresi Müdürü ve İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Yargıç Fazile el-Halifi, dün başkent Tunus’ta düzenlediği basın toplantısında, bakanlığın, 2019 ile 2021 yılları arasındaki dönemde, doğrudan veya insan hakları örgütleri veya avukatlar aracılığıyla bin 85 şikayet dilekçesi aldığını, bu dilekçelerden 782’sinin değerlendirildiğini belirtti.
Öte yandan Halifi, gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik saldırıların artmasının ardından Bakanlığın, bilgilerin tek bir taraftan ve resmi kaynaklar üzerinden sağlanır hale gelmesi için yerel ve yabancı medyayla ilişkiler kurmaya çalıştığını ve İçişleri Bakanlığı ile medya arasında iletişimsizlikten kaçınılmasının istendiğini belirtti.
Tunus İçişleri Bakanlığı’nın Kara Sınırları Dairesi Müdürü Kayser Şafta, Tunus Ulusal Muhafızlarının yılbaşından 20 Nisan’a kadar bin 424 kaçakçılık operasyonunu engellediğini açıkladı. Şafta, güvenlik birimlerinin toplam mali değeri 42 milyon Tunus dinarını (yaklaşık 15 milyon dolar) aşan kaçakçılık ürünlerine ve araçlarına el koyduğunu belirtti.
Tunus İçişleri Bakanlığı, tekelcilere ve vurgunculara karşı mücadeleyle ilgili olarak, 1 Ocak’tan başlayarak 20 Nisan’a kadar bin 961 tutanak tutulduğunu duyurdu.
Aynı dönemde güvenlik birimleri 2 milyon 886 bin 814 ton sübvansiyonlu ürüne el koydu. El konulan ürünler arasında temel gıda maddesi miktarı bir milyon 471 bin 898 tona ulaştı. El konulan hububat ve yem miktarı ise 109 bin 538 tona ulaştı.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.