Başağa hükümeti Libya’nın güneyinde ilk toplantısını düzenledi

ABD petrol sektörünün ‘siyasileştirilmesini’ reddetti.

Fethi Başağa hükümet toplantısına başkanlık ediyor (Facebook paylaşımları)
Fethi Başağa hükümet toplantısına başkanlık ediyor (Facebook paylaşımları)
TT

Başağa hükümeti Libya’nın güneyinde ilk toplantısını düzenledi

Fethi Başağa hükümet toplantısına başkanlık ediyor (Facebook paylaşımları)
Fethi Başağa hükümet toplantısına başkanlık ediyor (Facebook paylaşımları)

Libya’daki yeni İstikrar Hükümeti, Temsilciler Meclisi (TM) tarafından görevlendirilmesinden bu yana ilk kez dün (perşembe) Trablus’un 750 kilometre güneyindeki Sebha kentinde Fethi Başağa’nın başkanlığında ilk resmi toplantısını gerçekleştirdi. İstikrar Hükümeti’nin geçtiğimiz haftalarda başkent Trablus’a girme ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nden iktidarı devralma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Yeni Başbakan Fethi Başağa, toplantıda yaptığı konuşmada, “Hükümetin ilk toplantılarını, sürekli ötekileştirilmekten ve ihmalden mustarip olan Sebha kentinde gerçekleştiriyoruz. Tüm Libyalıların ve eyaletlerin hükümeti olma gayretimizden hareketle toplantılarımızı Sebha’da yapmayı biz seçtik” dedi.
Rakibi Dibeybe’ye üstü kapalı bir şekilde işaret eden bulunan Başağa, “Libya; ülkeyi Libyalıların paralarıyla satın alabileceğini zanneden bir şahsın veya hükümetin ya da ailenin el koyabileceği bir ganimet değildir. Yasama otoritesinden şeffaf ve tarafsız bir şekilde doğan meşru Libya hükümetinin çalışmalarıyla işe başlamaya karar verdik” ifadelerini kullandı. Başağa’nın ‘şeffaf ve tarafsızlık’ vurgusunun, Dibeybe’nin TM’de İstikrar Hükümeti için yapılan güven oylamasına hile karıştırıldığı suçlamalarına bir yanıt olduğu değerlendiriliyor.
Sebha’daki toplantıdan önce Başağa Trablus’a girme ve hükümet işlerini başkentten yönetme taahhüdünü birden fazla kez tekrarlamıştı. Ancak bunu başaramadı. Bununla birlikte İstikrar Hükümeti önceki gün yaptığı açıklamada, zaman belirtmeden çalışmalarına Trablus’tan başlayacağını belirterek, başkentte iktidar değişiminin ‘barışçıl bir şekilde’ gerçekleşmesine bağlı olduğunu kaydetti.
Bu sırada Başağa hükümetini destekleyen ve Trablus’taki Dibeybe hükümetinin göreve devam etmesini reddeden birtakım protestocular petrol üretim tesislerini kapatmaya başladı. Bu adım, Libya’ya yaklaşık 600 bin varil petrol üretimi kaybına neden oldu.
Tunus resmi haber ajansı TAP, Dibeybe hükümetinin Enformasyon ve İletişim Dairesi’nin yayınladığı açıklamaya yer verdi. Açıklamada, “Tunus ile ilişkilerin gerildiğine dair medyada dolaşan haberler doğru değil. Dibeybe’nin, Tunus’un Trablus büyükelçisi ile son görüşmesi kardeşçe ve dostçaydı. Tweet atan bazı çevrelerin dolaşıma koymaya çalıştığı şeyin aksine görüşmede iki ülke arasındaki işbirliğini çeşitli alanlarda güçlendirme yolları ele alındı” denildi.
Söz konusu açıklama, Dibeybe hükümetinin, Başağa’nın Tunus’taki faaliyetleri nedeniyle Tunus’un Trablus Büyükelçisi’ne nota verdiğine dair iddiaların medyada dolaşıma koyulmasının ardından geldi. Bu iddialar arasında Dibeybe’nin Tunus Büyükelçisi’ne ‘yakışıksız sözler sarf ettiği’ de bulunuyor.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter’e ait ‘Libya El-Hadath’ isimli televizyon kanalı, Dibeybe hükümetini sosyal medyadan  saldırılar düzenlemek ve Başağa’nın, Hafter’den Trablus’a saldırmasını ve başkenti İstikrar Hükümeti’ne teslim etmesini istediğini ifade eden haberler yaymakla suçladı.
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, kendisi ve ABD Hazine Bakanlığı Orta Doğu ve Afrika Bölgesi'nden Sorumlu Bakan Yardımcısı Eric Meyer’in Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddik el-Kebir ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini bildirdi. Norland görüşmelerde “Libya Merkez Bankası’nın kamu harcamaları konusundaki şeffaflığını güçlendirmeye yönelik ortak çabaları” ele aldıklarını ifade etti.
Norland, açıklamasında, “ABD, paraların Libya’daki siyasi, hizipsel veya barış ile güvenliği baltalama amaçları için kullanılması yönündeki Libyalıların endişelerine katılıyor. Merkez Bankası’nı, kuruma olan güveni yeniden tesis etmesi ve istikrara katkıda bulunması için
Libya petrol gelirlerinin zimmete geçirme durumlarına karşı korumaya teşvik ettim” dedi.
Libya petrol üretiminin yarısının durmasıyla ilgili endişesini de dile getiren Norland, “Petrol üretimindeki zorunlu ve uzun süreli kesintiler; elektrik kesintileri, su temini sorunları, yakıt kıtlığı ve petrol altyapısının tahrip edilmesi de dahil olmak üzere Libya halkı için zor koşullar yaratmakta ve bu durum Libya enerji sektörünün geleceğini ve sektör için gelir oluşturma kapasitesini tehdit etmektedir” ifadesini kullandı.
Libya resmi haber ajansı LANA’da yer alan habere göre, cumhurbaşkanı adayları “Trablus’ta bazı parti ve sendika başkanlarıyla yaptıkları görüşmelerde Başkanlık Konseyi’nin sadece seçimleri düzenleme görevi verilecek 6 aylık bir hükümeti kurarak mevcut siyasi tıkanıklığı gidermek için olağanüstü hal ilan etme talebini destekleme hususunda fikir birliğine vardı”.
Libya yerel basın yayın organlarına göre, Dibeybe hükümetini destekleyen silahlı milislerin liderlerinden oluşan bir heyet ‘Mısır tarafı ile basına kapalı görüşmeler düzenlemek için Kahire’ye hareket etmesine paralel olarak onlarca kişi Mısır’ın Trablus Büyükelçiliği binası önünde toplanarak Devlet Yüksek Konseyi’nden ‘Kahire’de acele edilmemesi’ talebinde bulundu.
Devlet Yüksek Konseyi, Kahire toplantısına katılan temsilcilerine “anayasal sürecin önündeki zorluklara, engellere ve çözüm önerilerine yer verdikleri detaylı bir rapor sunmalarını” tavsiye etmişti. Devlet Yüksek Konseyi daha önce seçimlerin şeffaf bir şekilde ve acilen düzenlenmesi için anayasal bir zemin hazırlaması konusunda gerekenleri yerine getirme talimatı almıştı.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.