Afganistan'ın Kunduz vilayetinde camiye bombalı saldırı

Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Kunduz vilayetinin İmam Sahip ilçesinde bir camiye düzenlenen bombalı saldırıda 33 kişi öldü.

Mezar-ı Şerif'te bir camide meydana gelen patlamanın etkileri (EPA)
Mezar-ı Şerif'te bir camide meydana gelen patlamanın etkileri (EPA)
TT

Afganistan'ın Kunduz vilayetinde camiye bombalı saldırı

Mezar-ı Şerif'te bir camide meydana gelen patlamanın etkileri (EPA)
Mezar-ı Şerif'te bir camide meydana gelen patlamanın etkileri (EPA)

İmam Sahip Emniyet Müdürü Hafiz Ömer, basına yaptığı açıklamada, ilçedeki Mevlevi Sikander Camisi'ne bombalı saldırı düzenlendiğini söyledi.
Taliban geçici hükümetinin sözcüsü Zabihullah Mücahid, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Mevlevi Sikander Camisi'ne düzenlenen bombalı saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 33 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Saldırıda 43 kişinin yaralandığını ifade eden Mücahid, saldırının faillerinin en kısa zamanda tutuklanacağını kaydetti.
Öte yandan, görgü tanıklarına göre saldırı, cuma namazından hemen sonra gerçekleştirildi.
Patlamanın şiddetiyle caminin pencerelerinin kırıldığı ve camide hasar oluştuğu öğrenildi.
Saldırıyı henüz üstlenen olmadı.
Bu arada, dün de ülkenin kuzeyindeki Mezar-ı Şerif kentinde Şiilere ait bir camide düzenlenen bombalı saldırıda çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş ve saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlenmişti.
Dün Kunduz ve Nangarhar vilayetlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda da 8 kişi hayatını kaybetmişti.

BM'den kınama
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, Genel Sekreter Antonio Guterres’in camiye yapılan bombalı saldırıyı kınadığı belirtildi.
Açıklamada, hayatını kaybedenler için taziye ve yaralılara için de acil şifa dilenerek, sivillere yönelik saldırıların uluslararası insancıl hukuka göre kesinlikle yasak olduğu kaydedildi.



Gazze'nin geleceği: Kuzey İrlanda modeli düşünülüyor

Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
TT

Gazze'nin geleceği: Kuzey İrlanda modeli düşünülüyor

Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)
Filistinliler, 14 Ekim 2025'te Gazze Şehri'nde İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında yıkılmış binaların enkazının arasından geçiyor. (Reuters)

Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Keir Starmer, ülkenin Kuzey İrlanda'daki militan gruplarla geçmişte yürütülen silah bırakma müzakerelerindeki deneyimine dayanarak, Hamas'ın silahsızlandırılmasında öncü rol üstlenebileceklerini söyledi.

Starmer, BK Parlamentosu'nda dün yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planını överek, "Bu sayede esirler salıverildi, Gazze bombardımanı durdu, ihtiyaç duyulan yardımların girişi başladı. Tarihin korkunç bir sayfasının kapanması için elimizde önemli bir şans var" dedi.

Gazze'de yaşanan iki yılı "cehennem" diye niteleyen Starmer, "Neredeyse tüm Gazzeliler bir aile yakınını kaybetti. Neredeyse 20 bin çocuk öldürüldü" ifadelerini kullandı.

Starmer, ateşkes için arka planda ABD, Arap ülkeleri ve Avrupa ülkeleriyle birlikte çalıştıklarını belirterek, BK'nin Filistin Devleti'ni tanıma kararının da sürece katkıda bulunduğunu vurguladı. Gazze'de barışın ancak iki devletli çözümle sağlanabileceğini de sözlerine ekledi.

Diğer yandan BK Başbakanı, sürecin devam edebilmesi ve ateşkesin korunabilmesi için Hamas'ın silahsızlandırılması gerektiğini savundu. BK'nin IRA'le (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) geçmişte yürüttüğü müzakereleri hatırlatarak, bu süreçte öncü bir rol oynayabileceklerini belirtti:

Elbette bu zor olacak ama hayati önem taşıyor. Kuzey İrlanda'da IRA'le yürütülen süreç de zordu ama kritik öneme sahipti. Bu nedenle, Kuzey İrlanda'daki deneyimlerimize dayanarak, silahsızlanma sürecine katkı sağlamaya hazır olduğumuzu söyledik. Bunun kolay olduğunu savunmuyorum ancak son derece önemli.

Starmer'ın ulusal güvenlik danışmanı Jonathan Powell, Kuzey İrlanda'da yaklaşık 40 yıl süren çatışmaları büyük ölçüde sona erdiren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması'nın baş mimarıydı. Powell, savaş sonrası Gazze'de kurulacak geçiş yönetiminde yer alacak eski BK Başbakanı Tony Blair'le birlikte çalışmıştı.

Katolik ayrılıkçılarla BK yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör saldırılarına sahne olan bu dönemde en az 3 bin 500 kişi hayatını kaybetmişti. Blair yönetiminin hazırladığı, Belfast Anlaşması olarak da bilinen sözleşmeler kapsamında ayrılıkçı IRA'in saldırıları durdurulmuş, Kuzey İrlanda'da Belfast merkezli ve BK'ye bağlı bir hükümet kurulmuş, İrlanda Cumhuriyeti'yle sınır kontrolleri tamamen kaldırılmıştı.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan üç Avrupalı diplomat da Kuzey İrlanda örneğinin Gazze'nin yeniden inşasında muhtemel bir model olarak ele alındığını söylüyor.

Diğer yandan IRA hiçbir zaman Kuzey İrlanda'yı yönetmemişti. Hamas ise 2007'den beri Gazze'nin kontrolünü elinde tutuyor.

Ancak Trump'ın 20 maddelik barış planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek. Ayrıca bölgeye uluslararası bir polis gücünün konuşlandırılması da öngörülüyor. 

Independent Türkçe, BBC, Reuters


ABD'de 4 bin yıllık insan kafatası bulundu

Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
TT

ABD'de 4 bin yıllık insan kafatası bulundu

Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)
Indiana'da en az 4 bin yıllık bir insan kafatası keşfedildi ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" diye tanımlıyor (Fayette İlçesi Adli Tıp Kurumu)

ABD'nin Indiana eyaletinde en az 4 bin yıllık bir insan kafatası parçası bulundu ve yerel adli tıp kurumu bunu "olağanüstü bir keşif" olarak nitelendiriyor.

Fayette İlçesi Adli Tabibi Eddie Richardson, pazartesi günü Yerli Halklar Günü'ne uygun şekilde kafatası keşfini duyurdu.

Adli tıp kurumunun yakın zamanda Facebook'ta paylaştığı bir gönderiye göre insan kalıntıları haziranda Whitewater Nehri kıyısında bulundu ve yerel şerif bürosuna bildirildi.

Radyokarbon tarihleme yöntemini de içeren ön analiz, kafatasının yaklaşık 4 bin 270 yıllık olduğunu, MÖ 2300'den kaldığını doğruladı.

Indiana Eyalet Müzesi ve Tarihi Alanları'na göre bu dönemde küçük alanlarda, büyük Amerikan yerlileri toplulukları yaşıyordu. Amerikan yerlileri ayrıca bitkisel gıdalara giderek daha fazla bağımlı hale geliyordu. Sert granit veya bazalt taşlarından şekillendirilmiş, öğütülerek yapılan taş aletler düzenli olarak ortaya çıkıyordu.

Richardson yaptığı açıklamada, "Bu keşif, toplumumuzun teyakkuzunun ve profesyonel işbirliğinin gerekliliğinin altını çiziyor" diyor. 

Arsa sahibini, sorumlu davranarak bulguyu derhal bildirilmesinden dolayı tebrik etmek istiyorum.

Adli tabip, Indianapolis Üniversitesi İnsan Kimliklendirme Merkezi'nden Dr. Krista Latham'dan yardım aldı ve Georgia Üniversitesi'nin yaptığı testlerle kalıntıların yaşı belirlendi.

gth
Kalıntılar haziranda Whitewater Nehri kıyısında bulundu (Fayette İlçe Adli Tıp Kurumu)

Facebook gönderisinde, "Bugün Yerli Halklar Günü'nü kutlarken, Amerikan yerlilerinin tarihini, kültürünü ve ebedi varlığını onurlandırıyoruz" ifadeleri yer alıyor.

Bu olağanüstü keşif, insanların, bize yuva olan Fayette İlçesi'ndeki bu topraklarda binlerce yıldır yürüdüğünün güçlü ve tevazu uyandıran bir hatırlatıcısı. Hepimizi bu konuyu azami saygı ve özenle ele almaya çağırıyor.

Adli tıp kurumu, "bu atadan kalma keşifle kültürel ve yasal standartlara uygun şekilde ilgilenilmesini sağlama, iade ve saha yönetimiyle ilgili sonraki adımlar hakkında" Indiana Doğal Kaynaklar Departmanı'ndan haber beklediklerini belirtiyor.

Independent Türkçe


Beyaz Saray, Charlie Kirk'ün doğum gününü vize iptalleriyle kutladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Beyaz Saray, Charlie Kirk'ün doğum gününü vize iptalleriyle kutladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Trump yönetimi, muhafazakar aktivist Charlie Kirk'ün eylülde suikasta uğramasını kutlamakla suçladığı en az 6 kişinin vizesini iptal etti.

Dışişleri Bakanlığı salı günü X'te yaptığı açıklamada "Birleşik Devletler'in Amerikalıların ölümünü isteyen yabancılara ev sahipliği yapma yükümlülüğü yoktur" dedi.

Dışişleri Bakanlığı Charlie Kirk'ün korkunç suikastını kutlayan vize sahiplerini tespit etmeyi sürdürüyor.

Dışişleri Bakanlığı duyuruda, Kirk'ün görüşlerini eleştirenlerden ölümünü açıkça kutlayanlara kadar farklı yorumlarda bulunan kişilere dikkat çekti. Bunlar arasında Kirk'ün "tüm hayatını ırkçı, yabancı düşmanı, kadın düşmanı söylemler yaymaya adadığını" öne süren bir Arjantinli ve sosyal medyada "faşistler öldüğünde demokratlar şikayet etmez" diye yazdığı iddia edilen bir Alman da vardı.

Kirk'ün öldürülmesinden kısa süre sonra Dışişleri Bakanlığı, Kirk'ün ölümünü öven yabancılar hakkında bilgi toplamaya başlayacağını duyurmuştu.

Salı günkü vize açıklaması, Başkan Trump'ın Kirk'e ölümünden sonra ülkenin en yüksek sivil onuru olan Başkanlık Özgürlük Madalyası'nı takdim ettiği güne denk geldi. O gün, Kirk'ün 32. doğum günüydü.

Beyaz Saray, Kirk'ün ölümünün yasını tutmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Başkan ve Özel Kalem Müdürü Yardımcısı Stephen Miller'ın da aralarında bulunduğu üst düzey yönetim yetkilileri Arizona'da Kirk için düzenlenen anma töreninde konuşurken, Başkan Yardımcısı J.D. Vance de Beyaz Saray'dan Kirk'ün podcast'inin anma bölümünü sunmak üzere devreye girdi.

Kirk'ün vurulmasının ardından yönetim, son yıllarda ABD'de aşırı sağcıların daha fazla insan öldürdüğünü gösteren araştırmalara rağmen, Kirk'ün ölümüne yol açan türden siyasi şiddeti körüklemekle suçladığı bireyleri ve solcu grupları da baskı altına almaya çalışıyor.

Açık bir örgütsel yapısı bulunmayan lidersiz ideolojik hareket Antifa'yı resmi bir iç terör örgütü olarak tanımlarken, Adalet Bakanı Pam Bondi, Kirk'le ilgili "nefret söylemi"ni ve Kirk'ü protesto eden özel işletmeleri kovuşturmakla tehdit etti. "Nefret söylemi", neredeyse her koşulda Anayasa'nın Birinci Değişiklik Maddesi tarafından korunan bir ifade kategorisi.

Geçen ay bir federal yargıç, yönetimin vizeleri iptal etme ve Filistin yanlısı öğrencilerle üniversite öğretim üyelerini görüşleri nedeniyle gözaltına alma hamlelerinin, Yahudi düşmanlığının "anayasaya aykırı bir şekilde geniş bir tanımının kisvesi altında Birinci Değişikliğe yönelik topyekün bir saldırı" anlamına geldiğine karar vermişti.

Independent Türkçe