ABD Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt-Kürt geriliminden endişeli

PYD ve ENKS arasında karşılıklı suçlamalar.

Suriye’nin kuzeydoğusunda 20 Nisan’da Kamışlı kırsalında bir ABD askeri aracı (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda 20 Nisan’da Kamışlı kırsalında bir ABD askeri aracı (AFP)
TT

ABD Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt-Kürt geriliminden endişeli

Suriye’nin kuzeydoğusunda 20 Nisan’da Kamışlı kırsalında bir ABD askeri aracı (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda 20 Nisan’da Kamışlı kırsalında bir ABD askeri aracı (AFP)

ABD’nin Suriye Büyükelçiliği, Suriye’nin kuzeydoğusunda muhalif Kürt Ulusal Konseyi’ne (ENKS) ait ofisleri hedef alan saldırılarla ilgili duyduğu derin endişeyi dile getirdi. Demokratik Birlik Partisi (PYD) ise ENKS’nin ve siyasi partilerin binalarına ve ofislerine düzenlenen saldırıların faili olduğu iddiasını yalanladı.
ABD’nin Suriye Büyükelçiliği, dün Twitter hesabından Arapça yaptığı paylaşımda, “ABD, Kürt Konseyi’nin (ENKS) birkaç ofisine yönelik son saldırılardan derin endişe duymaktadır. Siyasi söylemde gözdağı vermeye ve şiddete yer yok. Tüm tarafları, ilgili tüm tarafların yararına olacak kararlara barışçıl bir şekilde katılmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Büyükelçiliğin açıklaması, Kamışlı, Haseke, Malikiye ve Ayn el-Arab’da geçen hafta ENKS’nin yanı sıra Suriye Kürt Birlik Partisi (Yekiti) ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) gibi siyasi partilere ait binaların ve ofislerin bir dizi saldırıya uğramasının ardından geldi.
PYD Genel Konseyi, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Kandil Dağı’nda PKK’nın kalelerine düzenlediği saldırıya işaret ederek, “Halkımızın ve özgürlük savaşçılarımızın Türk faşizminin kapsamlı saldırısına maruz kalmasının ışığında ENKS bu soykırım politikasına karşı durmak yerine, partimizi ofislerini yakmakla ve gözdağı vermekle suçluyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye destekli silahlı Suriyeli muhalif grupların, Suriye’nin kuzeyindeki Türk nüfuz bölgelerinde işlediği ihlallere değinilen açıklamada, “ENKS işgal altındaki bölgelerdeki Türk işgaline karşı şu ana kadar bir açıklama yapmaya cesaret edemedi. ENKS, Afrin ve Rasulayn’da (Serekaniye) halkımıza yönelik soykırım ve toprak gasp etme politikası uygulayan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu ile hâlâ irtibatlıdır” denildi.
ENKS 20 Nisan’da internet sayfasında yayınladığı açıklamada, PYD’ye mensup silahlı 10 kişinin, Haseke kentindeki önde gelen muhalefet koalisyonu partilerinden Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) ofisine Salı akşamı baskın düzenlendiği kaydedildi. Açıklamada, bu kimselerin ofisteki parti üyelerine ve misafirlere gözdağı verdikleri, molotof kokteylleriyle tüm ofisi ateşe vermeden önce onları silah zoruyla dışarı çıkardıkları belirtildi.
ENKS’nin açıklamasına göre, 19 Nisan’da gece geç saatlerde, PYD’ye bağlı ikinci bir silahlı grup, ENKS’nin el-Malikiye’deki (Derik) genel merkezini ve Haseke’ye bağlı Dırbesiye’de KDP ofisinin kapıları ve pencereleri kırıp ofise molotof kokteyli atarak ateşe verdi. Bu gruplar Salı akşamı da aynı ofisi ateşe verdiler.

SDG’nin Fırat’ın doğusunda yayılmasına karşı toplantı
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlısı Ulusal Savunma Güçleri yöneticileri, Tay aşiretinin önde gelenleri ve Suriye hükümetine bağlı güvenlik teşkilatları yetkilileri ile İran uyruklu bir komutanın önceki gün Kamışlı kentinde bir araya geldiklerini bildirdi. Gözlemevi’ne göre görüşmede, ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Fırat’ın doğusunda yayılmasını önlemek amacıyla İranlı danışmanların gözetiminde bir askeri konsey kurulması ele alındı.
Kamışlı Havalimanı’nda yapılan görüşmeye Tay aşiretinin önde gelen isimlerinden Ali Havas el-Halif ve Suriye ordusundan komutanlar da dahil olmak üzere yaklaşık 100 kişinin katıldığını aktaran Gözlemevi, katılımcıların, aşiret üyelerinin yeni askeri oluşuma katılmaları konusunda anlaşmaya vardıklarını belirtti. Gözlemevi, İranlı komutanın oluşuma katılacak unsurlara gıda paketi ve güvenlik kartına ek olarak aylık 200 bin Suriye lirası (50 dolar) maaş verme taahhüdünde bulunduğunu kaydetti. Hükümet güçlerinden bazı komutanlar bu unsurların eğitim süreçlerini yürütecek.
Gözlemciler bu adımı, İran Devrim Muhafızları’nın Rusya’nın Ukrayna’daki savaşla meşgul olmasından faydalanması olarak değerlendiriyor. Zira İran Devrim Muhafızları güçleri nüfuzunu genişletmek ve hükümet güçleri ile aşiret üyelerini tarafına çekmek için çalışıyor.
Gözlemevi, Haseke kentinde konuşlu İranlı milislerin safına geçenlerin sayısının yaklaşık bine ulaştığını tahmin ediyor. Bu sayının içinde Ulusal Savunma Güçleri’nin 400 üyesi ile sivil ve aşiret üyelerinden yaklaşık 600 kişinin bulunduğu bilgisini veren Gözlemevi, genel anlamda Suriye ve özelde bölgede hakim olan kötü ekonomi ve geçim koşulları ortamında İranlı milislerin eleman devşirirken maddi motifler ve cazip bir aylık maaşa başvurduğunu belirtti. Gözlemevi’ne göre hükümet güçlerinden komutanlar, Kamışlı’nın güneyindeki Tartab Alayı’nda bulunan kamplarda İranlı milislerin devşirdiği elemanları eğitiyor.

Wagner’den Haseke’nin kuzeyine güç kaydırması
Yerel Ayn El-Fırat Ağı isimli haber sitesi, bölgede Türk askeri saldırılarının artmasıyla eşzamanlı olarak Rus Wagner milislerinden birçok savaşçının Haseke kentinin en kuzeyindeki Ebu Raseyn nahiyesine ulaştığını aktardı. Ayn El-Fırat Ağı’nın haberinde, Kamışlı Havalimanı’ndan gelerek Tel Tamir’deki El-Bakır Üssü ile Tel Tamir’in batı kırsalındaki silolara ulaşan Wagner milislerinin sayısının binin üzerinde olduğu ifade edildi. Haberde, SDG Genel Komutanlığı’nın, kendisine bağlı askeri noktaların ve mevzilerinin Türk insansız hava araçlarının (SİHA) saldırılarına uğramasının ardından Haseke’de konuşlu Rus güçlerinden temas bölgelerindeki mevzilerini tahkim etmelerini talep ettiği belirtildi.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.