Iraklı politikacı Mukteda es-Sadr, Şii rakiplerinin terör sanıklarını siyaset sahnesine döndürme girişimini eleştirdi: ‘Ben onlardan beriyim’

Koordinasyon Çerçevesi ‘üçlü ittifakı’ zayıflatma çalışmalarına devam ediyor.

Mukteda es-Sadr (Reuters)
Mukteda es-Sadr (Reuters)
TT

Iraklı politikacı Mukteda es-Sadr, Şii rakiplerinin terör sanıklarını siyaset sahnesine döndürme girişimini eleştirdi: ‘Ben onlardan beriyim’

Mukteda es-Sadr (Reuters)
Mukteda es-Sadr (Reuters)

Irak’ta Vatanı Kurtarma İttifakı lideri Mukteda es-Sadr’ın girdiği ‘siyasi itikaf’ birinci ayına yaklaşıyor. Bununla birlikte Sadr, Ramazan ayında oruçla ilgili bazı paylaşımlar dışında siyasi konulardaki sessizliğini bozmadı. Bu süreç içerisinde Şii Koordinasyon Grubu çatısı altındaki Kanun Devleti Koalisyonu, Fetih, Asayib Ehlil Hak, Ulusal Hikmet Akımı, Nasr Koalisyonu, Ata Hareketi ve Ulusal Sened Akımı gibi siyasi parti ve gruplar, ‘en büyük meclis blokunun’ belirlenmesi ve hükümetin kurulması konularında Sadr ile uzlaşıya varmak amacıyla bir dizi girişim başlatarak Sadr’ın ikamet ettiği Necef kentine heyetler gönderdi.
Muhammed el-Halbusi ve Hamis el-Hancer liderliğindeki Sünni Egemenlik İttifakı, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Sadr Hareketi’nden oluşan Vatanı Kurtarma İttifakı lideri Mukteda es-Sadr, ittifakının, cumhurbaşkanı adayı Reber Ahmed’i meclisten geçirememesine rağmen meclis çoğunluğunu elinde bulundurması dolayısıyla gücünün zirvesindeydi. Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi olarak ikiye bölünen Şii cephedeki Sadr’ın rakipleri, o itikafa girmeden önce sadece Meclis’te cumhurbaşkanı seçim oturumunun düzenlenmesini engelleyen üçte birlik çoğunluğa sahipti. Ardından Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Musenna es-Samurrai’nin liderliğindeki Azim Koalisyonu ile olan ittifakına daha sıkı sarılmaya başladı.
Sadr’ın rakipleri, Şii cephesini yeniden bir araya getirme girişimlerine rağmen Sadr’ı ikna edemediler ancak ‘üçlü ittifak’ olarak da bilinen Vatanı Kurtarma İttifakı içindeki kenetlenme durumunu zayıflatmayı başardılar. Nitekim Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile merkezi hükümet arasında petrol ve bütçe konularındaki anlaşmazlıklar ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin kalesi sayılan Enbar vilayeti başta olmak üzere ülkenin batısındaki vilayetlerin içinde gerilim noktaları yaratma çabaları üçlü ittifakın içindeki birlikteliğe zarar veriyordu.
Daha önce terör davalarında sanık sıfatıyla yargılanan bazı siyasi isimler ve aşiret liderleri siyaset sahnesine geri döndü. Şiiler açısından kırmızı çizgi kabul edilen adımın, Muhammed el-Halbusi’nin Sünni halk üzerindeki liderlik rolünü zayıflatmayı amaçladığı değerlendiriliyor.
Iraklı siyasetçi ve Eski Maliye Bakanı Rafi el-İsavi ile Enbar vilayetinin önde gelen aşiret liderlerinden Ali Hatim es-Süleyman’ın Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin girişimiyle siyaset sahnesine dönmeleri Sadr’ı kışkırttı. Sadr, Twitter hesabından paylaştığı mesajda Afganistan’daki Şii camilerine yapılan saldırılara işaret ederek, rakiplerinin Afganistan’da olup bitenleri bırakıp iktidar paylaşımı için ‘radikallerin’ dönüşüyle ilgilenmesi karşısında şaşırdığını ifade etti.
Sadr, mesajında, “Bütün kınama, Afganistan, Filistin ve İsveç’te o mazlumlara sessiz kalıp iktidar ve nüfuz için elini kana bulayan radikallerle anlaşma yapmak için acele eden Şii siyasilerin üzerinedir. Allah’ım din gününe kadar onlardan beriyim” diye yazdı.
Bu mesajdan anlaşıldığı kadarıyla Sadr, Şii Koordinasyon Çerçevesi ile ilişkilerini kestiğini ifade ediyor. Sadr’ın bu hamlesinden anlaşıldığı üzere bayramdan sonra da bir uzlaşı olmayacağı ifade edildi. Sadr’ın rakipleri ise bu mesaja verdikleri yanıtta, Sadr’ın müttefiki olan Hamis el-Hancer ile eleştirdiği söz konusu isimler arasındaki ilişkiye dikkati çekti. Nitekim Hancer en son 2013’te Rafi el-İsavi ve Ali Hatim es-Süleyman ile Enbar’daki gösterilere birlikte katılmıştı. Bu gösteriler daha sonraki süreçte DEAŞ örgütü tarafından istismar edilmişti.
Sadr’ın Şii rakiplerini ‘kınamasının’ arifesinde Koordinasyon Çerçevesi Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’nin evinde bir toplantı düzenledi. Maliki ile Sadr arasında geçtiğimiz dönemde gerçekleşen telefon görüşmesinin siyasi iklimde görülmeye başlayan yumuşama dönemi uzun sürmemişti. Koordinasyon Çerçevesi’nin bir yöneticisi, dün (Cuma) yaptığı açıklamada “Koordinasyon Çerçevesi Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Azim Koalisyonu ile bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda güncel siyasi durumla ilgili gelişmeler ve mevcut siyasi durgunluk haline son verebilecek çıkış yolları ele alındı. Bir araya gelen güçler, mevcut siyasi tıkanıklığa pratik bir çıkış yolu bulma çabalarını sürdürme, siyasi süreci yumuşatabilecek yol haritası oluşturmaya devam etme, ülkedeki demokrasi sürecini güçlendirmek, ülkeyi kaostan korumak, Irak halkının ülkesine olan güvenini tazelemek için ortak diyalog masasına oturarak hükümet kurma aşamasına geçmenin önemine vurgu yaptılar” ifadelerini kullandı.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.