İsrailli General Binder, Hizbullah'ın orduya dönüştürülmesini olumlu buluyor

Shlomi Binder. (Vikiveri)
Shlomi Binder. (Vikiveri)
TT

İsrailli General Binder, Hizbullah'ın orduya dönüştürülmesini olumlu buluyor

Shlomi Binder. (Vikiveri)
Shlomi Binder. (Vikiveri)

Lübnan sınırında son yıllarda konuşlu İsrail güçlerini komuta eden İsrailli general Shlomi Binder, ordusunun kuzeydeki caydırıcı gücünün önemli bir bölümünü iki yeni husus üzerine inşa ettiğini açıkladı. Bunlardan ilki Hizbullah'ın konumunda gerilemesi ve Lübnan’da ulusal görüş birliğini kaybetmesi, ikincisi de Rusya’nın Ukrayna'daki deneyimi.
Önümüzdeki hafta sınır görevini tamamlayarak tuğgeneral rütbesine terfi edecek ve Genelkurmay Başkanlığı’nda merkezi bir görev üstlenecek olan Galil Tümeni komutanı Shlomi Binder, İsrail ordusunun Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminden önemli dersler çıkarmaya çalıştığını belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir buçuk aydan fazla bir süredir yıkıcı bir savaş yürüten Ruslar, ciddi uluslararası eleştirilere, sert ekonomik yaptırımlara ve uluslararası kuruluşlardan kovulmaya aldırış etmiyor. Operasyonlarını kararlılıkla sürdürüyorlar.” 
Basına konuşan Binder, Hizbullah’ın düzenli ordu düzeyinde bir terör örgütü olduğunu, yalnızca İsrail’den darbe alan ‘yalın ayaklardan’ oluşan bir ordu olarak nitelendirilemeyeceğini vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Birçok gelişmiş silahı bulunan Hizbullah, İran ve Suriye güçleri ile birlikte Suriye'deki savaşlara katılması dolayısıyla ciddi bir savaş deneyimine sahip. Rıdvan Kuvvetleri son yıllarda Hizbullah'ta seçkin bir komandoya sahip. Ellerinde 2006'da sahip olmadıkları muharebe araçları, özellikle de bölgemize yönelik bir saldırı planı ve kabiliyeti bulunuyor.Kendi cephemize yönelik ateş gücünü genişlettiler. İsrail ordusunun olası bir manevrası karşısında savunma yeteneklerini geliştirdiler. Hizbullah’ı yan bir örgüt statüsünden ordu konumuna geçtiğine dair bariz işaretler var. Bunlar arasında bir noktaya özgü saldırı veya öz savunma kabiliyetinin yanısıra kapsamlı saldırı oluşumlarının gelişmesi yer alıyor. Bu bizim için her zaman kötü sayılmaz. Zira ordu haline geldiği ve sabit kalıplar oluşturduğu takdirde bizim tarafımızdan saldırı için daha da hedef haline gelecekler. Bir ordunun güç biriktirmesi için hareket etmesi gerekir. Böylece ayak izleri bırakır. Bu bağlamda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın dengeli ve akılcı, hesap yapmadan risk almayan bir insan olduğunu belirtmek gerekir. İsrail'e bir saldırıda bulunduğu takdirde kendisine, Hizbullah'a ve Lübnan devletine nasıl bir felaket getireceğini iyi biliyor. Ancak aynı zamanda her gün cephede bulunan bir komutan olarak şunu da biliyorum ki sürprizler olabilir. Beklenmedik hamleler yapılabilir. Her zaman tetikte ve endişeliyiz. Gerçekliğin sıfırdan 100'e hızlıca sıçrayabileceğinin farkındayız.”
Hizbullah'ın Lübnan'da değişen gerçekliğinin İsrail'e olumlu yansıdığını öne süren Binder, bu durumun rakibin zayıf noktası olduğunu kaydetti.  Binder sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hizbullah, Şii Müslümanlar arasında dahi fikir birliği sağlamıyor. İçte muhalefet mevcut. Hizbullah’ın bu grubu açıkça eleştiren muhalifleri öldürmesi debuna kanıt teşkil ediyor.”
Binder buna, Hizbullah’a ve mezhepçiliğe yönelik sert eleştirileriyle tanınan Şii aktivits Lokman Slim’in Şubat 2021’de öldürülmesi örneğini verdi.
Ülke şiddetli bir siyasi ve ekonomik kriz içerisindeykenHizbullah'ın İran'ın Lübnan üzerindeki etkisini genişlettiğini söyleyen Binder, İran’ın uluslararası yaptırımlara tabi olduğu halde Hizbullah'a yardımda bulunmaya devam ettiğini vurguladı. Hizbullah savaşçılarının Lübnan ordusu üyelerinden daha iyi maaş aldığına dikkat çeken general konuya dair şunları söyledi:
“Lübnanlı bir general, sıradan bir Hizbullah savaşçısı gibi ayda 500 dolar kazanıyor. Lübnan halkı, İran'ın İsrail'e karşı savaşında Hizbullah'ı kullandığını, ateşle oynamaya ve bize karşı bir savaş başlatmaya hazır olduğunu biliyor. Bunun bedelini Lübnanlılar ödeyecek. Bu nedenle birçoğu umutsuz halde. Bu durum dolayısıyla yaklaşık 200 bin Lübnanlı vatanını terk etti. Lübnanlılar bir de elektrik, su ve gıda sorunlarından muzdarip. Ancak Hizbullah destekçilerinin karşılaştığı sorunlar daha az. Bu, partinin hem Şiiler hem de Şii olmayanlar arasındaki popülerliğini kaybetmesine neden oluyor.”



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.