Sudan'da çaycılar, genç nüfusun Ramazan gecelerindeki merkezi haline geldi

Sudan'da çaycılar, genç nüfusun Ramazan gecelerindeki merkezi haline geldi
TT

Sudan'da çaycılar, genç nüfusun Ramazan gecelerindeki merkezi haline geldi

Sudan'da çaycılar, genç nüfusun Ramazan gecelerindeki merkezi haline geldi

Hartum'da gençler geleneksel bir atmosferde, meydanlardaki plastik sandalyelerde çaycıların etrafında toplanarak Ramazan gecelerini siyaset, ekonomi, sanat ve ülkenin mevcut durumu hakkında sohbet ederek geçiriyor. Geceleri serinleyen havayla birlikte açık havada çay ve kahve içiyorlar.
23 yaşındaki Amr Ahmed, çaycıların, gençlerin Ramazan gecelerini arkadaşlarıyla geçirdikleri ve mübarek ayda akşam ondan sabah saatlerine kadar uzanan zaman diliminde boş zamanları geçirmek için bir sığınak haline geldiğini söylüyor.
20 yaşındaki Muhammed Seif de gençlerin, bir fincan kahvenin fiyatının astronomik rakamlara ulaştığı lüks kafe ve restoranlarda oturmak yerine çaycıları tercih etmesinde ekonomik koşulların bariz rol oynadığını vurguluyor.
Muhammed Seif, çay hazırlamak için basit ekipmanlar kullanan çaycıların sadelikleri dolayısıyla oluşturdukları atmosferin, gençlere daha samimi bir aile ortamı hissettirdiğini ve uzun vadede bu mekanlara bir sadakat oluştuğunu kaydediyor.
Hayat Abdullah adlı çaycı, çaycıların çoğunun genç müşterilerinin karakterlerini ve psikolojisini anlamaya başladığını, aralarında gençlerin özel günlerini paylaşacak kadar doğrudan bir etkileşim oluştuğunu ve artık gençlerin onların birer evlatları gibi olduğunu söylüyor.
Mühendis Osman Ahmed de Hartum’da hava sıcaklıklarının benzeri görülmemiş bir şekilde arttığı günlerde, zor geçen bir günün ve uzun saatler süren orucun ardından Ramazan Ayı’nın akşam saatlerini dinlenmek için çaycılarda geçirmeden gününü tamamlayamadığını kaydediyor.
Osman Ahmed, çaycıların artık sadece gençlerin ilgisini çekmediğini belirterek, çok sayıda ailenin teravih namazından sonra çay ve kahve içmek, lokma yemek için bu mekanlara geldiğini belirtiyor.
Gençlerin bir kısmı çay kahve içerken bir kısmı da akıllı telefonlarındaki kart oyunlarını oynuyor. Oyunda galip gelenlerin kahkahaları ve kaybedenlerin sitemleri arasında bir tür rekabete tanıklık eden ortamda gençler birbirleriyle yarışıyor.
22 yaşındaki Makki Abdurrahman ve arkadaşları çaycıyı kitap ve şiir okuyacakları ve  tartışacakları bir kültürel forum ortamına dönüştürmeyi başardılar.
Makki'ye göre bu forum, geçen Ramazan'da başladı ve çok sayıda genç aydının ilgisini çekti. Çaycının burada etrafında toplanan, çevrelerine ve kültürlerine değer veren gençleri cesaretlendirmede, fikirlerine saygı duymada ve destek vermedeki rolü ise yadsınamaz.
Hartum'da yapılan araştırmalara göre şehirdeki çaycı sayısı yaklaşık 14 bine ulaşmış durumda. Araştırmaya göre bu sektörde çalışan kadınların yaşları da 18-45 arasında.
Kadınların büyük çoğunluğu ekonomik koşullar ve ailelerini geçindirmek için çaycılık yapıyor. Bununla birlikte bazı genç kızların üniversite eğitimi almış olmalarına rağmen Sudan'daki yüksek işsizlik nedeniyle çay satmaya başladıkları kaydediliyor.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.