Irak’ta Çelik İrade Operasyonu devam ediyor: Operasyonu komuta eden Başbakan Kazımi ilk kez askeri üniforma giydi

Irak Başbakanı örgütü ve yeni liderini ortadan kaldırma sözü verdi.

Kazımi Anbar vilayetinin Ratba ilçesinde vatandaşların evlerini ziyaret etti (Kazımi’nin Twitter hesabı)
Kazımi Anbar vilayetinin Ratba ilçesinde vatandaşların evlerini ziyaret etti (Kazımi’nin Twitter hesabı)
TT

Irak’ta Çelik İrade Operasyonu devam ediyor: Operasyonu komuta eden Başbakan Kazımi ilk kez askeri üniforma giydi

Kazımi Anbar vilayetinin Ratba ilçesinde vatandaşların evlerini ziyaret etti (Kazımi’nin Twitter hesabı)
Kazımi Anbar vilayetinin Ratba ilçesinde vatandaşların evlerini ziyaret etti (Kazımi’nin Twitter hesabı)

Irak Silahlı Kuvvetler Komutanı ve Başbakanı Mustafa el-Kazımi, ülkenin batısındaki bazı vilayetlerde DEAŞ örgütü unsurlarının izini sürmek amacıyla başlatılan Çelik İrade Operasyonu’nun Anbar’da devam eden ikinci aşamasını komuta ederken ilk kez askeri üniforma giydi.
Irak hükümetine bağlı Güvenlik Medya Ağı’ndan dün (cumartesi) yapılan açıklamada, terör örgütü DEAŞ kalıntılarının izini sürmek amacıyla geniş çaplı askeri operasyonların yürütüldüğü belirtildi. Açıklamada, “Anbar, Ninova ve Selahaddin vilayetlerinde Çelik İrade Operasyonu’nun ikinci aşaması başladı. Operasyon; ordu, sınır muhafızları, (İçişleri Bakanlığı’na bağlı) Hızlı Destek Kuvvetleri ve Haşdi Şabi güçlerinin katılımıyla başladı” denildi.
Operasyon kapsamında Özel Kuvvetlerin helikopterle hava indirme operasyonu gerçekleştirdiğini ve örgüt mensuplarının Anbar Çölü’nün derinliklerine pusu kurdukları bilgisine yer verilen açıklamada, operasyonun istihbarat servislerinin sağladığı hassas bilgiler doğrultusunda ordunun hava gücüne ait muharebe helikopterleri ve Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının desteğiyle yürütüldüğü ifade edildi. Açıklamada, “Bu operasyon, Diyala ve Kerkük vilayetlerindeki örgüt kalıntılarının izini sürmek amacıyla yapılan diğer operasyonlarla birlikte başlatıldı” ifadesi kullanıldı.
Çelik İrade Operasyonu’nun birinci aşaması 28-30 Mart tarihlerinde gerçekleştirildi. Operasyonun birinci aşamasında DEAŞ’a ait 19 sığınak ve 6 tünel imha edildi ve çok sayıda el yapımı patlayıcı ve diğer patlayıcı maddeler ele geçirildi.
Irak’ta DEAŞ’a karşı askeri zaferin ilan edildiği 2017’den bu yana örgüt saldırıları devam ediyor. DEAŞ söz konusu tarihten bu yana Irak içinde silahlı saldırı, intihar saldırısı, bomba yüklü araç ve el yapımı patlayıcılarla eylem düzenleme gibi onlarca saldırı gerçekleştirdi. DEAŞ lideri Ebubekir Bağdadi başta olmak üzere örgütün birden fazla liderinin öldürülmesinden sonra bile bu saldırılar devam etti.
Başbakan Kazımi, örgütü ve yeni liderini ortadan kaldırma sözü verdi. Kazımi, Anbar vilayetindeki Haşdi Şabi Operasyonlar Komutanlığı’na ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, “DEAŞ’lılara söylüyorum: Askeri ve güvenlik açısından bizi test ettiniz. Elhamdülillah her gün birbiri ardına başarılar kaydediyoruz, siz ise gün geçtikçe yenilgiye uğruyorsunuz. Önünüzde ölümden başka bir seçenek yok. Sizi ortadan kaldırmadan rahat etmeyeceğiz. Güvenlik güçlerimiz, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları, Terörle Mücadele, Haşdi Şabi ve tüm askeri kurumdaki kahramanlarımız, koruyucumuz sizsiniz. Vatanın namusunu ve toprağını koruyan sizsiniz. Tarih yazan sizsiniz” ifadelerini kullandı.
Kazımi, DEAŞ üyelerine hitaben, “Emirlerinizi birer birer ortadan kaldırdık. Yeni emirinizi ve çetelerinize üye tüm teröristleri ortadan kaldıracağız. Ey DEAŞ’lılar! Bizi ölümle korkutmak istiyorsanız biz de sizi ölümle korkutacağız ve size yenilgiyi tattıracağız. Zaferlerimizle ve fedakarlıklarımızla tarih yazacağız” diye konuştu.
İçişleri ve Savunma Bakanlıkları, Terörle Mücadele Birimi ve Haşdi Şabi bünyesindeki güvenlik güçlerine de seslenen Kazımi, “Herkes size minnettar. Allah’a tevekkül edin ve kaçınılmaz zafere doğru ilerleyin. Kararlılığınız, gayretiniz ve fedakarlıklarınızla tüm Iraklıların alnına gurur ve zafer yazıldı” dedi.
Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve güvenlik uzmanı Dr. Mutaz Muhyeddin, Çelik İrade Operasyonu’yla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Başbakan’ın silahlı birliklere özellikle de DEAŞ örgütünün eylemlerinin -sızma girişimleri, adam kaçırma ve diğerleri- tırmandığı Anbar vilayetindeki birliklere verdiği talimatlar, bu kez farklı bir bağlama sahip. Zira bu sefer hassas istihbarat bilgilerine dayanıyor. Bu bilgiler, örgütün ‘Ramazan Akını’ ismini verdiği uyuyan hücrelerini harekete geçirerek Bağdat’ta ve diğer vilayetlerde saldırı düzenleyebileceğine işaret ediyordu. Anbar’dan  başlayıp batı sınırlarına kadar uzanan bu güvenlik operasyonu, DEAŞ’ın hâlâ sınırdan finanse edildiğini gösteriyor. Bu nedenle bu operasyon, güvenlik güçlerinin sadece bu bölgede değil aynı zamanda DEAŞ örgütünün zaman zaman çeşitli eylemler gerçekleştirdiği diğer vilayetlerdeki hazırlık seviyelerinin bilinmesi açısından da organize bir iş. Örgütten mümkün olan en fazla sayıda unsuru öldürmek veya yakalamak için bu operasyon günlerce sürecek. Bu nedenle söz konusu operasyon gerçek manada bir özel operasyon” dedi.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.