Fransa’da seçimlere katılım oranı öğlene kadar yüzde 26,41’e ulaştı

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık merkezinde oy kullanan bir kişi (EPA)
Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık merkezinde oy kullanan bir kişi (EPA)
TT

Fransa’da seçimlere katılım oranı öğlene kadar yüzde 26,41’e ulaştı

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık merkezinde oy kullanan bir kişi (EPA)
Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık merkezinde oy kullanan bir kişi (EPA)

Fransa’da bugün düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna katılım şu an itibariyle yüzde 26,41’e ulaştı.
10 Nisan’da yapılan ilk turda öğle saatlerinde kaydedilen seçimlere katılım oranı yüzde 25,5’di.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Marine Le Pen’in yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda halk oy kullanmak üzere bugün sandık başına gitti.
Yaklaşık 48,7 milyon seçmenin bulunduğu ülkede oy kullanma işlemi, yerel saatle 08.00’da başladı ve 19.00’da sona erecek. Büyük kentlerde de saat 20.00’ye kadar oy kullanılabilecek.
Fransızların önünde tarihi bir seçim var. Ya mevcut cumhurbaşkanı yeniden seçilecek, ya da ülkede bir kadın ve aşırı sağ lideri ilk kez Elysee’ye gidecek.
Öte yandan, Fransa eski Başbakanı Jean-Marc Ayrault, seçimleri Le Pen’in kazanabileceği konusunda uyardı.
Ayrault, Almanya merkezli Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte, “Fransa’daki aşırı sağ hareket, Beşinci Cumhuriyet’in kurumlarını ve Fransız Devrimi’nden bu yana devam eden küresel değer sistemini yok etmeye çalışıyor” dedi.
Eski Başbakan, Le Pen’in cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin şiddet olaylarına yol açabileceğine de vurgu yaptı.
Macron, son kamuoyu yoklamalarında Le Pen karşısında önde görünse de zaferine kesin gözüyle bakılmıyor.



Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
TT

Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)

Dörtlü İttifak (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dün, yeni teknolojilerin üretimi için elzem olan kaynakların Çin'in hakimiyetine girmesiyle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde, nadir minerallerin arzını istikrara kavuşturmak için iş birliği yapma sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna ve Ortadoğu ile meşgul olan Başkan Donald Trump yönetiminin dikkatini yeniden Asya'ya yöneltmesinin bir parçası olarak dün Avustralyalı, Hintli ve Japon mevkidaşlarını Washington'da ağırladı.

Dört bakan toplantılarının sonunda yaptıkları ortak açıklamada, “tedarik zincirlerinin güvenliğini ve çeşitlendirilmesini sağlamayı amaçlayan ortaklığımızın (...) iddialı bir şekilde genişletilmesinin” bir parçası olarak, nadir metaller alanında ortak bir girişim başlatmaya karar verdiklerini belirttiler. Bakanlar girişim hakkında çok az ayrıntı verdi, ancak amacın, zengin stratejik maden rezervlerine sahip olan Çin'e olan bağımlılığı azaltmak olduğunu açıkça ifade etti.

Açıklamada “Baz metalleri işlemek, rafine etmek ve türev ürünler üretmek için tek bir ülkeye güvenmek, endüstrilerimizi ekonomik baskı, fiyat manipülasyonu ve tedarik zinciri kesintilerine maruz bırakmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca Çin'den ismen bahsedilmedi ancak bakanlar, Güney ve Doğu Çin Denizlerinde “bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden” “tehlikeli ve provokatif eylemlerden duydukları ciddi endişeyi” dile getirdiler.

Dört bakan ayrıca Kuzey Kore'yi “istikrar bozucu füze denemeleri” yaptığı için kınadı ve “tamamen nükleer silahlardan arındırılması” gerektiğini vurguladı. Kuzey Kore'nin nükleer silahı özellikle Japonya için büyük bir endişe kaynağı.

Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesine öncelik vermiş olsa da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve Ortadoğu'da devam eden çatışmalar nedeniyle dikkati büyük ölçüde dağılmış durumda. Dörtlü, öncelikle güvenlik konularının görüşüldüğü bir forum niteliğinde.

Çin foruma defalarca karşı çıktı ve forumu kendi yükselişini engellemeye çalışmakla suçladı. Trump seçim kampanyasında Çin'e karşı sert bir tutum takınacağını vaat etti, ancak göreve geldiğinden beri karışık mesajlar verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump, haziran ayı başında dünyanın en büyük iki ekonomisinin aralarındaki ticaret savaşını hafifletmeyi amaçlayan bir çerçeve anlaşmaya varmasının ardından, Çin’le ilişkilerini “mükemmel” olarak tanımladı.

Trump'ın bu yıl içinde “Dörtlü” liderler zirvesine katılmak üzere Hindistan'a gitmesi bekleniyor. Trump uzun zamandır Çin'i ABD'nin baş düşmanı olarak tanımlıyordu, ancak iktidara geldiğinden bu yana Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile ilişkilerini övdü.

Hindistanlı ve Japon bakanlar basına yaptıkları kısa açıklamalarda, Çin'in yayılmacı emellerine açıkça atıfta bulunan ve bölgenin diplomatik sözlüğünde yer alan tanıdık bir ifadeyi kullanarak “özgür ve açık bir Hint-Pasifik” ihtiyacını vurguladılar.