Bilhac’ın Trablus'a dönüşü ittifaklar haritasında bir değişikliğe yol açar mı?

Libya Savaş Grubu’nun eski lideri ve Vatan Partisi Başkanı Abdulhakim Bilhac, başkent kulüplerinden el-İttihad futbol takımından bir heyeti kabul etti (Bilhac’ın basın ofisi)
Libya Savaş Grubu’nun eski lideri ve Vatan Partisi Başkanı Abdulhakim Bilhac, başkent kulüplerinden el-İttihad futbol takımından bir heyeti kabul etti (Bilhac’ın basın ofisi)
TT

Bilhac’ın Trablus'a dönüşü ittifaklar haritasında bir değişikliğe yol açar mı?

Libya Savaş Grubu’nun eski lideri ve Vatan Partisi Başkanı Abdulhakim Bilhac, başkent kulüplerinden el-İttihad futbol takımından bir heyeti kabul etti (Bilhac’ın basın ofisi)
Libya Savaş Grubu’nun eski lideri ve Vatan Partisi Başkanı Abdulhakim Bilhac, başkent kulüplerinden el-İttihad futbol takımından bir heyeti kabul etti (Bilhac’ın basın ofisi)

Libya Savaş Grubu’nun eski lideri ve Vatan Partisi Başkanı Abdulhakim Bilhac’ın ülkenin bölünme ve güvenlik kaosu içinde olduğu bir dönemde başkent Trablus’a sürpriz dönüşü, zamanlaması ve sahadaki dengeler haritasında ne gibi bir değişikliğe yol açabileceği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.
2011 yılında Trablus Askeri Konseyi'nin başkanı olan, ardından bu görevden ayrılan Bilhac’ın izlediği yolu takip edenler, onun gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında benimsediği radikal yaklaşımının bazı aşamalardan geçtiğini, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra, yeni durumun bir gereği olarak hızla ‘bu devrimci ortamla’ ilgilendiğini düşünüyorlar. Radikal çizgideki Bilhac, siyasi bir parti kurdu ve tıpkı Libya’nın komşusu olan ve içinde bulundukları koşullara ayak uydurarak demokrasi ve çoğulculuğu kabul eden diğer Arap ülkeleri gibi, demokrasi ve çoğulculuk temelinde vatandaşların haklarını garanti eden ılımlı bir hükümet sisteminin kurulması çağrısında bulundu.
Şarku'l Avsat’a konuşan Libyalı siyasi analist Ahmed Cuma Ebu Arkub, Bilhac’ın dönüşünü, ‘Libya'da yeni bir siyasi söylem ile istisnasız herkesi kapsayacak şekilde siyasi katılım çemberinin genişletildiği yeni bir süreç olarak’ değerlendirdi.
Daha önce Cumhuriyet Savcısı tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan Bilhac'a yakın kaynaklara göre Bilhac’ın adı artık arananlar listesinde yer almıyor. Avukatının üç ay önce ülkeye giriş izni aldığını belirten kaynaklar, petrol sahalarına ve limanlara yapılan silahlı bir saldırıda başkalarıyla birlikte adı geçen Bilhac’ın yakında Cumhuriyet Başsavcılığı karşısına çıkabileceğini de sözlerine eklediler.
Libya'daki İslamcı hareket, Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra ülkeyi saran güvenlik kaosundan yararlanarak yeniden ortaya çıksa da şu an farklı siyasi düşünceler ve mensubiyetler nedeniyle dağınık durumda.
Trablus Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi mezunu olan 57 yaşındaki Bilhac, Kaddafi rejimine karşı savaşmak için Libya Savaş Grubu’nun kurma ve grup üyelerini eğitme çalışmalarına katılmadan önce 1988 yılı başlarında Afganistan'a gitti. Bilhac, 2001 yılında Taliban rejiminin düşmesinin ardından Afganistan'dan kaçtı. Ancak ABD tarafından yakalanan Bilhac Kaddafi rejimine teslim edildi. 2010 yılına kadar Libya’da hapis yattı.
İslamcı hareketin Libya’da şu an dağınık halde olması nedeniyle bazı çevreler Bilhac’ın, bazı siyasal İslamcıları destekleyeceği ve onları siyasi ittifaklar haritasına koyacağına inanıyorlar. Siyasi analist Ebu Arkub, Bilhac'ın beş yıllık bir aradan sonra ülkesine ‘mevcut siyaset sahnesinde kendisine bir yer edinme arayışı için geldiğini’ düşünüyor. Ebu Arkub, sadece Libya'da değil, Kuzey Afrika'daki en önemli liderlerden biri olarak kabul edilen Bilhac’ın radikallerin siyasi yüzü olabileceğini öne sürdü.
Şimdi Libyalıların büyük bir bölümü, Katar'dan gelen Bilhac’ın Abdulhamid ed-Dibeybe ve Fethi Başağa hükümetleri arasındaki iktidar mücadelesi çerçevesinde nasıl bir rol oynayacağını, Dibeybe’nin mi yoksa Başağa’nın mı yanında yer alacağını ya da bundan sonraki seçimlerde kendisini bir alternatif olarak mı sunacağını merak ediyorlar.
Bilhac, Trablus'a geldikten sonra, Libya’daki tüm anlaşmazlıkların ancak barışçıl yollarla ele alınabileceğine inandığını, ‘son yıllarda ihmal edilen Libyalılara hizmet etme ve ülkenin egemenliğini koruma’ konusunda devletin rolünün yeniden tesisi için siyasi kurumları ve güvenlik birimlerini desteklediğini duyurdu. Ayrıca ‘Libyalılar arasında kavga olmasına’ izin vermeyeceğinin altını çizen Bilhac, “Vatanımız, zorlu bir sınavdan ve kritik bir süreçten geçiyor. Gözetleyenimiz çok” ifadelerini kullandı.
Libya İslami hareketinin liderinin tıpkı Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından Haziran 2017’de bu konuda yayınlanan listede olduğu gibi terörle mücadele çağrısında bulunan dört ülkenin ‘terörist listesinde’ yer aldığını belirten Ebu Arkub, Bilhac’ın ‘hakkında yeterli soruşturma ve takip olmamasından ötürü hem yurtiçinden hem de dışarıdan bazı garantiler aldığına’ inanıyor.
Öte yandan Bilhac'ın destekçileri, başkent Trablus’un Zenata bölgesindeki evine akın etti.  Bilhac’ı ziyaret edenler arasında başkent kulüplerinden el-İttihad futbol takımını temsil eden bir heyet de yer aldı. Heyet, kendisine takımın bir forması ile takımın renklerini taşıyan güllerden oluşan bir çiçek buketi hediye etti.
Libyalılar, Bilhac’ın Trablus'taki Mitiga Uluslararası Havalimanı’nın VIP salonunda karşılandığı sırada Başağa'nın havalimanına giremediğini, bunun Bilhac’ın Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) desteklediği ve onayladığı anlamına geldiğini, bu yüzden Bilhac’ın sıcak bir şekilde karşılandığını ve silahlı milisler tarafından güvenliğinin sağlandığını öne sürdüler.



Gazze'de 21 aylık savaşın ardından yaşanan katliam ve yıkımın boyutu nedir?

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde savaş nedeniyle yıkılan binalar (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde savaş nedeniyle yıkılan binalar (AP)
TT

Gazze'de 21 aylık savaşın ardından yaşanan katliam ve yıkımın boyutu nedir?

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde savaş nedeniyle yıkılan binalar (AP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde savaş nedeniyle yıkılan binalar (AP)

İsrail, Hamas'ın sınır ötesi saldırısına yanıt olarak Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ni işgal etti. O tarihten bu yana geçen 21 ay içinde İsrail'in askerî harekâtı Filistin topraklarının büyük bir bölümünü yerle bir etti.

Aşağıda, çoğu Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) raporlarına dayanan vefat sayısı ve yıkımın bir özeti yer alıyor.

Gazze Şeridi'ndeki ölümler

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim 2023 ile 13 Temmuz 2025 tarihleri arasında en az 58 bin 26 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve 138 bin 500'den fazla kişinin yaralandığını bildirdi. Buna 18 Mart'ta ateşkesin çökmesinden bu yana öldürülen 7 bin 200'den fazla kişi de dâhil.

Bakanlığın rakamları siviller ve savaşçılar arasında ayrım yapmıyor, ancak öldürülenlerin yarısından fazlasının kadın ve çocuk olduğunu belirtiyor. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre İsrail en az 20 bin kişinin Hamas mensubu olduğunu iddia ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) 11 Temmuz'da yaptığı açıklamada, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın gıda dağıtımına başladığı mayıs sonundan bu yana 798 kişinin gıdaya erişmeye çalışırken öldürüldüğünü bildirdi. Bu ölümlerin 615'inin Gazze İnsani Yardım Vakfı tesislerinin yakınlarında, 183'ünün ise çoğunlukla BM yardım konvoylarının güzergâhlarında gerçekleştiği kaydedildi.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu 10 Temmuz'da yaptığı açıklamada, 2023 yılında 2 milyon 226 bin 544 olan Gazze Şeridi nüfusunun 2 milyon 129 bin 724'e düştüğünü bildirdi. Savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 100 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'ni terk ettiği tahmin ediliyor.

İsrail’in kayıpları

İsrail resmi kaynaklarına göre 7 Ekim 2023 ile 13 Temmuz 2025 tarihleri arasında yaklaşık bin 650 İsrailli ve yabancı öldürüldü.

Buna 7 Ekim günü öldürülen bin 200 kişi ve Ekim 2023'te kara harekâtının başlamasından bu yana Filistin bölgesinde veya İsrail sınırında öldürülen 446 asker de dâhil. Mart ayında çatışmaların yeniden başlamasından bu yana 37 asker öldürüldü ve 197 asker yaralandı.

Öldüğü ilan edilen ve cesetleri alıkonulan 28 esir de dâhil olmak üzere 50 kadar İsrailli ve yabancı hâlâ Gazze Şeridi'nde tutuluyor.

Yerinden edilme

Diğer yandan İsrail ordusu bu yıl 18 Mart'tan bu yana Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 81'ini kapsayan 54 yerinden edilme emri yayınladı.

BM Dünya Gıda Programı (WFP) bu süre zarfında 700 binden fazla insanın yerinden edildiğini açıkladı. 9 Temmuz itibariyle Gazze Şeridi'nin yüzde 86'sı İsrail askeri bölgeleri içinde ya da yerinden edilme emirlerine tabi durumda.

OCHA, birçok kişinin aşırı kalabalık yerinden edilme alanlarına, geçici barınaklara, hasarlı binalara ve sokaklara sığındığını bildirdi.

Gıda ve açlık

WFP, 5 Temmuz'da yaptığı güncellemede, sınır kapılarının sınırlı miktarda yardım geçişi için yeniden açıldığı 21 Mayıs'tan bu yana 18 bin 247 ton gıda yardımı taşıyan bin 200'den fazla tır gönderdiğini açıkladı.

WFP tarafından yapılan açıklamada, “Bu çabalara rağmen şu ana kadar ulaştırılan gıda, iki milyonu aşkın nüfusun hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu gıdanın çok küçük bir kısmını oluşturuyor” denildi.

Gazze Şeridi'ne gıda yardımı taşıyan tırların çoğu aç siviller tarafından durduruluyor. İsrail ile mutabık kalınan hedefin Gazze Şeridi'ne her gün 2 bin ton gıda yardımı ulaştırmak olduğu belirtildi.

WFP, bu yıl mayıs ve eylül ayları arasında yaklaşık 470 bin kişinin ‘feci bir açlıkla’ karşı karşıya kalmasının beklendiğini bildirdi. Gazze Şeridi’nde yetersiz beslenme artıyor ve yaklaşık 90 bin çocuk ve kadının acil tedaviye ihtiyacı var.

Gazze İnsani Yardım Vakfı mayıs ayı sonunda az sayıda dağıtım merkezi aracılığıyla gıda dağıtımına başladı. Vakıf, BM dışında faaliyet gösteriyor ve İsrail tarafından destekleniyor. Gazze İnsani Yardım Vakfı 8 Temmuz'da yaptığı açıklamada, bir ay içinde 66 milyon öğünden fazla ücretsiz yemek dağıttığını duyurdu.

İsrail ordusu yardım dağıtım merkezlerinin yakınlarında Filistinli sivillerin zarar gördüğünü kabul etti ve İsrail güçlerine ‘alınan dersler’ olarak tanımladığı yeni talimatlar verildiğini kaydetti.

Hasar raporları

OCHA, 9 Temmuz itibariyle tahminen 436 bin konutun (toplam konutların yüzde 92'si) hasar gördüğünü veya yıkıldığını; Gazze Şeridi'ndeki tüm binaların yüzde 70'inin ve tüm yolların yüzde 81'inin hasar gördüğünü veya yıkıldığını bildirdi.

Nisan ayında yayınlanan bir BM raporunda ekilebilir arazilerin yüzde 83'ünün, tarımsal su kuyularının yüzde 83'ünün ve seraların yüzde 71'inin tahrip edildiği belirtildi.

Sağlık Hizmetleri

OCHA Gazze Şeridi'ndeki 36 hastaneden sadece 18'inin kısmen faaliyette olduğunu açıkladı. 16 sahra hastanesinden 10'u çalışıyor ve Gazze Şeridi'ndeki birinci basamak sağlık merkezlerinin üçte birinden biraz fazlası kısmen çalışıyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) bir milyondan fazla çocuğun bir tür psikososyal desteğe ihtiyacı olduğunu duyurdu. OCHA çatışmalar sırasında bin 580 sağlık çalışanının öldürüldüğünü açıkladı.