Şangay'ın ardından Çin'in başkenti Pekin'de de koronavirüs kısıtlamaları devreye alındı

Cuma gününden bu yana 47 yeni koronavirüs vakası tespit edildi

Bugün Pekin'de bir koronavirüs testi için kuyruğa giren insanlar (AFP)
Bugün Pekin'de bir koronavirüs testi için kuyruğa giren insanlar (AFP)
TT

Şangay'ın ardından Çin'in başkenti Pekin'de de koronavirüs kısıtlamaları devreye alındı

Bugün Pekin'de bir koronavirüs testi için kuyruğa giren insanlar (AFP)
Bugün Pekin'de bir koronavirüs testi için kuyruğa giren insanlar (AFP)

Koronavirüs vakalarının kentlerde yayılmasını engellemeye çalışan Çin yönetimi, ülkenin en büyük kentlerinden Şangay'da dördüncü haftasına giren tecrit önlemlerinin ardından başkent Pekin'in bir bölümünde de önlem başlattı.
Yetkililer yabancı ülke elçilik binalarının da bulunduğu 3.45 milyon nüfuslu Chaoyang mahallesinin sakinlerine bölgeyi terk etmemeleri ve temel ihtiyaçlar dışında evden çıkmamaları çağrısında bulundu.
Reuters'ın haberine göre, nüfusu 25 milyon olan Şangay kentindeki kadar sert tedbirlerin devreye alınacağından kaygılanan kent sakinleri ise gıda stoklamaya başladı.
Yerel yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre Cuma gününden bu yana 47 yeni koronavirüs vakası tespit edilirken, vakaların yarısından fazlası Chaoyang'da bulunuyor.
Chaoyang mahallesinin tüm sakinlerine bir hafta içinde üç ayrı koronavirüs testi yapılacak. Yetkililer ayrıca toplu faaliyetler ile özel derslerin sıklığının azaltılmasını istedi.
Bazı konut binalarına giriş çıkış yasaklanmış olsa da, marketler ve okullar kapatılmadı.
Çin'deki vaka sayıları dünyanın geri kalanında gözlenenlere göre çok daha düşük olsa da, kalabalık kentlerde vakaların hızla yayılacağından endişelenen hükümet koronavirüse karşı aniden sıkı tedbirler başlatabiliyor.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.