Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri… Dünya liderleri Macron'u zaferi için tebrik etti

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri… Dünya liderleri Macron'u zaferi için tebrik etti

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Dünya liderleri, dün (Pazar) Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerini yeniden kazanan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u tebrik etti.
AFP’nin haberine göre, Avrupa Birliği liderleri Macron'u yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa'nın ‘bir beş yıl daha Fransa'ya güvenebileceğini’ söyledi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, "Mükemmel işbirliğimizi sürdürebildiğimiz için memnunum" dedi.
ABD Başkanı Joe Biden, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron'u tebrik ederek, Fransa'yı 'küresel zorluklarla yüzleşmede kilit ortak' olarak nitelendirdi.
Biden, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Ukrayna'yı desteklemek, demokrasiyi savunmak ve iklim değişikliğiyle mücadele de dahil olmak üzere devam eden yakın işbirliğimizi dört gözle bekliyorum" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Macron'u yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti ve Washington'un Paris ile yakın işbirliğini sürdürmeyi beklediğini söyledi.
Blinken, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Fransa ile küresel zorluklar konusunda yakın işbirliğimizi sürdürmeyi ve uzun ve kalıcı ittifakımızı ve dostluğumuzu güçlendirmeyi dört gözle bekliyoruz" dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Macron'a oy verenlerin ‘Avrupa lehine güçlü bir sinyal’ gönderdiğini söyledi. Twitter'dan paylaşım yapan Scholz, Fransızca olarak "İyi işbirliğimizi sürdüreceğimiz için mutluyum!" yazdı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Macron'u tebrik ederek, Fransa'nın Birleşik Krallık'ın ‘en yakın müttefiklerinden’ biri olduğunu vurguladı. Johnson, ‘iki ülkenin dünya için önemli konularda birlikte çalışmaya devam edecek olmasından duyduğu memnuniyeti’ dile getirdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlamasından bu yana defalarca görüştüğü Fransız mevkidaşını seçim zaferi nedeniyle tebrik etti. Zelenskiy, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Ona (Fransız) halkının iyiliği için başarılar diliyorum... Desteğini takdir ediyorum ve birlikte yeni ortak zaferlere doğru ilerleyeceğimize inanıyorum... Güçlü ve birleşik bir Avrupa'ya doğru!” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki savaş nedeniyle gergin olan ilişkilere rağmen Macron'u tebrik etti. Kremlin'den yapılan açıklamaya göre Putin, Macron'a Telegram aracılığıyla gönderdiği mesajda, “Kamu görevinizde size içten başarı ve sağlık diliyorum” dedi.
Çin devlet televizyonuna (CCTV) göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Pazartesi günü Fransız mevkidaşına yeniden seçilmesinden dolayı tebrik mektubu gönderdi. Mektupta Şi, "Diplomatik ilişkilerimizin kuruluşundan bu yana olduğu gibi, bağımsızlık, karşılıklı anlayış ve karşılıklı yarar ilkelerini savunmak için Başkan Macron ile çalışmaya devam etmeyi umuyorum” ifadelerini kullandı.
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Macron'un zaferinin ‘çalkantılı zamanlarda liberal demokrasinin harika bir ifadesi’ olduğunu söyledi. Morrison, "Size ve Fransa'ya, özellikle Avrupa liderliğinizde ve Avustralya için Hint-Pasifik bölgesinde önemli bir ortak olarak başarılar diliyoruz" dedi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau Twitter'dan şunları yazdı: "Tebrikler Emmanuel Macron... Kanada ve Fransa'daki insanlar için en önemli konularda birlikte çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum... İyi işler ve ekonomik büyüme.”
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Macron'u tebrik etti ve "Hindistan ile Fransa arasındaki stratejik ortaklığı derinleştirmek için birlikte çalışmaya devam etmeyi dört gözle beklediğini" söyledi.
Japonya Başbakanı Fumio Kishida, Fransızca paylaşım yaparak, "Hint-Pasifik bölgesi ve Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı gibi çeşitli alanlarda Başkan Macron ile yakın işbirliğimizi derinleştireceğiz" dedi.
İtalya Başbakanı Mario Draghi, Macron'un yeniden seçilmesini "tüm Avrupa için harika bir haber" olarak yorumladı.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez Twitter'dan "Vatandaşlar özgür, güçlü ve adil bir Avrupa Birliği'ne bağlı Fransa'yı seçtiler... Demokrasi kazandı... Avrupa kazandı. Tebrikler Emmanuel Macron” açıklamasında bulundu.
Belçika Başbakanı Alexander de Croo, Fransız seçmenlerin "kesinlik ve aydınlanma değerlerini" seçerek "güçlü bir seçim" yaptıklarını ifade etti.
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "İkili olarak ve rekabetçi, yeşil ve dirençli bir AB için yakın işbirliğimizi sürdürelim" dedi.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, Fransa'nın "aşırı sağ yerine liberal demokrasiyi" seçtiğini söyledi.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Twitter'dan "Tebrikler Emmanuel Macron! Fransa, Avrupa ve demokrasi için önemli bir zafer!” paylaşımında bulundu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Macron'u tebrik eden bir mektup gönderdi. Abbas, "Cumhurbaşkanına ve dost Fransız halkına, şahsım, Filistin devleti ve halkım adına en içten tebriklerimizi sunmaktan memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Twitter'dan yaptığı açıklamada, dost Irak ve Fransa halkını birleştiren ilişkilerin derinliğini teyit ederek, "Ortak çıkarlara hizmet etmek ve bölgede güvenlik ve istikrarı tesis etmek için ilişkilerimizi güçlendirmeyi dört gözle bekliyoruz" dedi.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Fransa Cumhurbaşkanı'nı tebrik ederek, "Arkadaşım Emmanuel Macron'a en içten tebriklerimi sunuyorum... Stratejik ortaklığımızı pekiştirmeyi ve ortak işbirliği için yeni fırsatları teşvik etmeyi dört gözle bekliyoruz” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid Twitter'dan "Başkan Macron, dünyanın en büyük merkezci liderlerinden biri ve İsrail'in sadık bir dostu... Birlikte çalışmaya ve iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendirmeye devam edeceğiz” paylaşımında bulundu.
Afrika Birliği, Macron'u yeniden seçilmesinden dolayı kutladı. Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Moussa Faki Mahamat, "Afrika, Fransa ve daha geniş anlamda Avrupa arasında yenilenmiş ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler kurma taahhüdümüzü onunla (Macron) sürdürmekten memnuniyet duyuyorum" dedi.



Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
TT

Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönemindeki ekibinde yer alan isimler, ilk başkanlık döneminde seçtiği isimlerden daha uyumlu görünüyor.

Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz gibi geleneksel Cumhuriyetçi simalardan Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance gibi ‘Amerika’yı Yeniden Harika Yap’ (Make America Great Again/MAGA) hareketinden yüzlere kadar, bu kez ekibini ilk döneminde rahatsızlık yaratan skandallar, sızıntılar, kovulmalar ve ayrılmalar gibi olaylardan kaçınmak için dikkatle seçti.

Ancak bu temkinlilik, özellikle hassas konuların ele alınışındaki radikal anlaşmazlıklardan kaynaklanan rahatsızlıkları engelleyemedi. İlk kurban, kısa süre önce görevinden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz oldu. Rubio, Waltz’ın sorumluluklarını geçici olarak devralarak New York Times (NYT) gazetesinin ifadesiyle ‘Her Şeyin Bakanı’ oldu.

Şarku’l Avsat gazetesi ve Al Sharq (eş-Şark) televizyon kanalı işbirliğiyle hazırlanan Washington Report adlı programda Trump’ın ekibindeki ideolojik bölünmelerin yurtiçi ve yurtdışındaki hassas konuları nasıl etkilediği, Waltz'ın kovulmasının etkileri, Rubio'nun artan sorumlulukları ve Witkoff'un artan nüfuzu ele alındı.

Waltz görevden mi alındı terfi mi etti?

‘Sinyal’ adlı mesajlaşama uygulamasındaki mesajların sızdırılmasıyla patlak veren skandal, bir tartışma fırtınası yaratırken Trump’ın ekibinin farklı bir kriz yönetimi tarzını da ortaya koydu. Bu olay Waltz'un Ulusal Güvenlik Danışmanlığı kariyerinin sonunun başlangıcı olsa da, bazı haberlere göre İran gibi diğer meseleler Waltz'un görevden alınması ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilmesi kararının alınmasında kilit rol oynadı.

ascdfvgrth
Trump’ın ikinci dönemindeki yönetiminin ilk kurbanı Mike Waltz oldu (AFP)

Trump yönetimi, bu hamlenin Waltz için bir terfi olduğunu savunurken, aralarında The Cohen Group'un kıdemli danışmanı, eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Biden'ın Libya Büyükelçiliğine aday gösterdiği Jennifer Gavito'nun da bulunduğu bazı isimler, bu görüşe katılmıyor. Waltz'un çeşitli hükümet birimleri arasında dış politikayı koordine eden üst düzey bir pozisyondan Trump yönetiminin sürekli olarak küçümsemeye çalıştığı uluslararası bir kuruluş olan BM’de temsilcilik pozisyonuna getirildiğini belirten Gavito, buna karşın “Başkan, yönetiminde artık istemediği kişileri kovmaktan çekinmedi. Dolayısıyla Waltz'un başka bir pozisyona getirilmesi, yönetimin kendisine halen bir tür güven duyduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Ulusal Komite'nin eski İletişim Direktörü ve Temsilciler Meclisi eski Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri'nin İletişim Direktör Yardımcısı Douglas Hay, Waltz'ın kovulmasının zamanlamasının şaşırtıcı olduğunu belirtti.

Hay, şunları söyledi:

Trump başkanlığının ilk 100 gününde ekibinde herhangi bir değişiklik yapmak istemedi çünkü medyaya ya da Demokratlara koz vermek istemiyordu. Bu yüzden 101’inci güne kadar bekledi ve ardından Mike Waltz'ı başka bir göreve getirdi.

Ancak Hay, Waltz'ın başına gelenlerin Signal'deki konuşmalara katılan ekibinin geri kalanı için bir uyarı niteliğinde olabileceğinin altını çizdi.

fgtrhy
Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Waltz Fransa Cumhurbaşkanı'nın Beyaz Saray ziyareti sırasında, 24 Şubat 2025 (AFP)

ABD'nin eski Honduras Büyükelçisi, George W. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski yetkilisi ve Trump döneminde ABD'nin Afganistan'daki misyonunun eski direktörü olan Hugo Lawrence ise Waltz'ın görevden alınmasında politika görüşlerindeki farklılığın önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Waltz'un İran konusunda şahin bir Cumhuriyetçi olarak bilindiğini ve Trump'ın diplomasiyi öne çıkardığı bir dönemde Tahran'a karşı askeri harekatla ilgili fikirler öne sürmeye çalıştığını belirten Lawrence, ayrıca Waltz'ın güvenilirliğini sarsan Signal skandalının MAGA hareketi içindeki siyasi rakiplerini ortaya çıkardığını da sözlerine ekledi. Lawrence, Waltz'ın ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilip tamamen görevden alınmamasıyla ilgili olarak bunun Waltz'ın kendi eyaleti Florida'da sahip olduğu nüfuzdan kaynaklandığını öne sürdü.

Trump'ın buradaki tabanını kızdırmak istemediğini düşünen Lawrence, “Bu terfi sadece ismen oldu. Bu gerçek bir terfi değil, bir uzlaşma” ifadelerini kullandı.

Rubio ve dört görev

Waltz'un görevden alınmasıyla birlikte Dışişleri Bakanı Marco Rubio, aralarında ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Yöneticiliği ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığının da bulunduğu Dışişleri Bakanlığı’ndaki dört görevi geçici olarak devraldı. Birçok kişi, bu durumun Rubio'nun performansını etkileyeceğini söylüyor. Gavito, Henry Kissinger'ın uzun süre Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevlerini yürüttüğünü belirtirken, Rubio'nun Waltz'un görevini geçici olarak devralmasının Trump'ın ‘Ulusal Güvenlik Konseyi'nin rolünü önemli ölçüde azaltmaya çalıştığının’ bir göstergesi olduğu yorumunda bulundu. Gavito, “Ulusal Güvenlik Konseyi'nin politika koordinasyon rolünün çöktüğünü görüyoruz” diye ekledi.

u7ı8o9
Rubio, Witkoff'un Beyaz Saray'daki yemin töreni sırasında, 6 Mayıs 2025 (Reuters)

Gavito’ya göre bu durum, Trump'ın dış politika yürütme tarzından ve birçok görev verdiği Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da dahil olmak üzere ‘ABD dış politikasını onun vizyonu doğrultusunda uygulayan’ birkaç kişiye güvenme eğiliminden kaynaklanıyor.

zxsc
Witkoff ve Trump Beyaz Saray'da tokalaşırken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Hay ise Rubio'nun ABD Senatosu'ndaki Cumhuriyetçilerin ve Demokratların güvenine sahip olduğunu hatırlatarak Trump yönetiminde oybirliğiyle onaylanan tek aday olduğunu ve bunun ‘ileriye dönük Trump yönetimi için çok önemli olduğunu’ belirtiyor. Witkoff ya da onaylanan diğer adaylar için durumun aynı olmadığını ifade eden Hay, “Rubio, Demokratların Senato desteğine ihtiyaç duyulan dış politika konularında ilerleme için gerekli güvenilirliğe sahipken diğerleri için bu güvenilirlik söz konusu değil” yorumunda bulundu.

Lawrence ise kesin ifadelerle şunları söyledi:

Bu yüzyılın diplomasisinde bir kişinin hem dışişleri bakanlığı hem de ulusal güvenlik danışmanlığı görevlerini üstlenmesi mümkün değil. Waltz'dan boşalan koltuk başka biri tarafından doldurulabilir.

Trump'ın dosyaları yönetme konusunda kendine has bir tarzı olduğunu kabul eden Lawrence, bunun bir ulusal güvenlik danışmanı olmayan eski Başkan Harry Truman'dan Henry Kissinger ile Beyaz Saray'dan işleri yürütmek isteyen Richard Nixon'a kadar diğer başkanlar için de geçerli olduğunu belirterek, “Trump'ın durumunda, başkanın kiminle rahat ettiğiyle ilgili benzersiz bir liderlik tarzı var. Anlaşmalar yapıyor ve bunun Ortadoğu’dan Ukrayna’ya kadar dış politika dosyalarını Witkoff'a teslim etmesine de yansımasını istiyor” dedi.

Witkoff ve birikmiş görevler

Öte yandan Witkoff'a özellikle Ortadoğu temsilciliğinin verilmesiyle ilgili uyaran Gavito, bu tür müzakerelerde yer alan bir kişinin bu karmaşık bölge hakkında daha derin bir bilgi birikimine sahip olması gerektiğini söyledi. Deneyim ve anlaşma yönetiminin önemli olduğunu, ancak hassas ayrıntıları gerçekten anlayan bir ekibe sahip olmanın da aynı önemde olduğunu vurgulayan Gavito, İran ile müzakereleri örnek vererek, ABD ekibinin aksine İran müzakere ekibinin ABD ile ilişkiler konusunda onlarca yıllık deneyime sahip olduğunu belirtti. Gavito, “Müzakere masasında ABD heyetinde gerçek uzmanlar olmadan, ABD'nin en iyi anlaşmayı elde edemeyeceği bir duruma düşeceğinden korkuyorum” diye ekledi.

vfdgthy
Witkoff Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü, 25 Nisan 2025 (AP)

Gavito’nun yaklaşımına katılan ve İran ya da Ukrayna'da başarılı müzakerelerin dışişleri ve savunma bakanlıkları ile istihbarat teşkilatlarının koordinasyonunu gerektireceğini vurgulayan Lawrence, “Witkoff başarı şansı elde etmek istiyorsa, başta Dışişleri Bakanı olmak üzere tüm kurumlarla yakın iş birliği içinde çalışmalı” yorumunda bulundu.

ABD’de 2016 yılında yapılan seçimlerde Rubio ile Trump arasındaki oldukça gergin olan ilişkiyi ve dış politika konularındaki radikal farklı görüşlerini hatırlatan Lawrence, “Rubio, Trump ile ilişkilerini onarmak için çok zaman harcadı ve dış politika yönelimini ‘Önce Amerika’ gündemine daha yakın olacak şekilde kökten değiştirdi. Siyasi olarak çok hırslı ve gelecekte başkanlığa aday olmayı planladığı aşikar. Bu yüzden Başkan’ı memnun etmek için çaba gösterecektir” dedi.

xcsdvfgthy
Witkoff, Beyaz Saray'da Rubio karşısında yemin ederken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Öte yandan başkanlık yarışı sırasında rakipler arasında gerginlik yaşanmasının son derece normal olduğunu düşünen Hay, Barack Obama ve Hillary Clinton, George H. Bush ve Ronald Reagan arasındaki sürtüşmeleri hatırlatarak Trump'ın Rubio ile yakın çalışmasının ‘şaşırtıcı olmadığını’ söyledi. Ancak özellikle Trump Küba'ya açılmaya karar verirse, Rubio ile Latin Amerika konularında anlaşmazlık yaşayabileceğini düşünen Hay, “Tüm kariyerini Küba'dan kaçmak ve komünizmle mücadele üzerine kuran Marco Rubio böyle bir durumda ne yapacak?” diye sordu.

Geleneksel Cumhuriyetçiler ve MAGA destekçileri arasındaki farklı ideolojiler nedeniyle Trump ve Rubio arasında zaman içinde başka sorunlar yaşanabileceğini düşünen Lawrence, “Trump'ın liderlik tarzının kaosa, sürprizlere ve herkesi diken üstünde tutmaya dayanıyor” şeklinde konuştu.

Lawrence, son olarak şunları söyledi:

Marco Rubio'nun önümüzdeki üç yıl boyunca görevde kalıp kalamayacağını göreceğiz. Çünkü Başkan Trump ile çalışmak kolay değil.