15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada karar

15 Temmuz darbe girişimi ile Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada yargılanan Osman Kavala, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.

Osman Kavala (DPA)
Osman Kavala (DPA)
TT

15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada karar

Osman Kavala (DPA)
Osman Kavala (DPA)

Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 9'u firari 17 sanığın "15 Temmuz darbe girişimi" ile "Gezi Parkı olayları"na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı dava, karara bağlandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'ya, TCK'nın 312/1 maddesi gereğince "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, sanığa verilen toplam ceza süresi ve infaz koşullarını dikkate alarak Kavala'nın bu suçtan hükümle beraber tutuklanmasına hükmetti.
Osman Kavala hakkında, TCK'nın 312/1 maddesinden ceza verildiğine vurgu yapan mahkeme heyeti, bu nedenle sanığın, "mala zarar verme", "Nitelikli mala zarar verme" tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma", "İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme", "Nitelikli yağma", "Nitelikli yaralama" suçlarından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi.
Mahkeme heyeti, Kavala'nın "Siyasal ve askeri casusluk" suçundan her türlü şüpheden uzak, tam bir kanaat uyandıran kesin ve yeterli bir delil bulunmaması nedeniyle beraatine hükmederek bu suçtan tahliyesini kararlaştırdı.

Diğer sanıklar
Tutuksuz sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden'e TCK'nın 312/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme, sanıkların eylemlerinin "yardım" kapsamında kaldığına kanaat getirerek, 18'er yıl hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, bu 7 sanığa verilen ceza miktarı ve üzerlerine atılı suçun niteliğini dikkate alıp adli kontrol tedbirlerinin bu aşamada yetersiz kalacağına kanaat getirerek, bu sanıkların tutuklanmasına karar verdi.
Heyet, firari sanıklar Henri Jack Berkey, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyalarını ayrılmasına karar verdi.



Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turuyla bölgeyi yeniden şekillendirirken İsrail sürecin dışında kaldı.

Reuters’ın analizinde, Trump’ın bu hafta Suudi Arabistan ziyaretiyle başlattığı önemli Ortadoğu turunda İsrail’i ziyaret etmemesinin, Tel Aviv yönetiminde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Haberde, radikal sağcı Binyamin Netanyahu yönetiminin, Trump’ın İsrail’i “es geçmesi karşısında diplomatik sessizliğe gömüldüğü” ifade ediliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme umudunu kaybeden İsrail’in, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi sürecine izleyici kaldığı yorumu yapılıyor. 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Jonathan Panikoff, Trump’ın “önceliklerinin açıkça değiştiğini” belirterek, ABD’nin İsrail'e uyguladığı özel muamelenin artık geçerli olmayabileceğini söylüyor: 

Trump açıkça ticaret ve yatırım odaklı bir gündemle ilerlemeye kararlı. ABD ve İsrail'in tarihsel açıdan her zaman yakın işbirliği içinde olduğu geleneksel politika ya da güvenlik konuları Trump'ın öncelikleriyle uyuşmasa bile yine de bunlara odaklanacaktır.

CNN’in analizinde de ABD Başkanı’nın “ideolojik ruh ikizi” olarak görülen Netanyahu’yla Trump’ın arasının açıldığına dikkat çekiliyor. 

Trump’ın ekibinin Katarlı ve Suudi Arabistanlı yetkililerle Gazze savaşını sonlandırmak için perde arkasında görüştüğü, İsrail’inse çatışmaları sürdürmekte ısrarcı davrandığı belirtiliyor. 

Trump'ın müttefiklerinden Senatör Lindsey Graham, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması kararını “doğru koşullar altında destekleyeceğini” söylemişti. Graham, Trump’ın bu süreçte İsrail’in taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine eklemişti.  

Trump, özellikle son iki haftada Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizlerde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander'in Hamas tarafından serbest bırakılmasının ardından Netanyahu yönetimine yüklenmişti: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters