Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü istifasının ardından ilk kez konuştu

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü Nadia Okaşa (Facebook)
Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü Nadia Okaşa (Facebook)
TT

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü istifasının ardından ilk kez konuştu

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü Nadia Okaşa (Facebook)
Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü Nadia Okaşa (Facebook)

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi eski Direktörü Nadia Okaşa, Ocak ayı sonunda istifasını açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından yaklaşık 9 ay önce alınan istisnai önlemlere ilişkin ilk yorumu yaptı.
Okaşa, ‘bir grup başarısız’ olarak nitelendirdiği kişileri eleştirerek, onları Said’in ‘25 Temmuz 2021’ kararlarına zarar vermekle suçladı.
Okaşa, ‘onuru, dini veya vatanseverliği olmayan, kabalık, çarpıtma ve aldatmadan başka bir şey anlamayanlar’ olarak nitelendirdiği kişilerin Tunus Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı reform yolunu ele geçirdiklerini söyledi.
Tunus’un modern tarihinde tanık olunmamış boğucu bir siyasi krizin etkisi altında olduğuna vurgu yapan Okaşa açıklamasına şu ifadelerle devam etti;
“25 Temmuz, özgürlükler ve kurumlara saygı duyulan bir hukuk devleti inşa etmek için net bir metodolojiye, kapsayıcı bir demokratik yaklaşıma ve sağlam temellere dayanması gereken belirleyici bir an, tarihi bir karar ve ulusal bir yoldur. Bu, kendisinden önce gelen siyasi çürüme, devlet kurumlarını harap eden yolsuzluk, Tunuslu kadın ve erkeklerin hakları ve hatta hayatlarının ihmal edilmesinden tam bir kopuş anıydı.”
Okaşa, Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi Direktörü olarak iki yıl çalıştıktan sonra Ocak ayı sonunda istifa ederek, istifasını ‘ulusun yüksek çıkarlarıyla ilgili temel farklılıkların’ varlığına bağladı.
Tunus basınında yer alan haberlerde, Okaşa’nın istifasının, kendisi ile İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin’in başı çektiği, Kartaca Sarayı içindeki başka bir ‘grup’ arasında çıkan anlaşmazlıklardan kaynaklandığı iddia edildi.
Kartaca Sarayı’nda ‘güçlü bir kadın’ olarak tanımlanan Okaşa, Anayasa hukuku uzmanı.
2019’da cumhurbaşkanlığı ekibine katıldıktan sonra Tunus’ta gerçekleşen hızlandırılmış siyasi dönüşümde güçlü bir varlık kaydetti ve bazı gözlemcilere göre cumhurbaşkanının tartışmalı siyasi hayatındaki en önemli adımlarına eşlik etti.
Kays Said’e eleştiri
Tunus merkezli bağımsız bir insan hakları örgütü olan Mourakiboun, Cumhurbaşkanı Kays Said’in istisnai tedbirler döneminde Bağımsız Seçim Yüksek Kurulu’nun oluşumunda yaptığı değişikliği eleştirdi.
Mourakiboun, bunun komisyonun bağımsızlığına, bir bütün olarak seçim sürecinin güvenilirliğine ve yaklaşan seçimlerin sonuçlarının kabulüne yönelik bir önyargıya yol açacağını vurguladı.
Kays Said, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun yapısını değiştirmeye ve üye sayısını 9’dan 7’ye düşürmeyi öngören cumhurbaşkanlığı kararnamesini imzaladı.
Bu adım, kurulun bağımsızlığını sorgulayan siyasi partiler ve insan hakları örgütleri tarafından çok sayıda eleştiriyle karşılandı.
Mourakiboun, kurula atanan üyelerin 4 yıl süreyle görevde kalacağına dikkat çekerek, “Bu nedenle 25 Temmuz’da yapılması planlanan referandumu ve bu yıl 17 Aralık’ta yapılması beklenen parlamento seçimlerini organize edecek geçici bir konsey olmayacak. Bilakis, 2024 için planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kapsayacak şekilde istisnai tedbirler döneminin sınırlarını aşacak” şeklinde bir açıklama yaptı.



Suriye'nin yeni güvenlik güçleri kimlerden oluşuyor ve ne gibi zorluklarla karşı karşıyalar?

Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye'nin yeni güvenlik güçleri kimlerden oluşuyor ve ne gibi zorluklarla karşı karşıyalar?

Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye'de Alevilerden sonra Dürzilerle yaşanan kanlı çatışmalar, yeni güvenlik güçlerinin çekirdeğini oluşturan savaşçıların kimliği ve kontrolünü tüm Suriye coğrafyasına yaymaya çalışan yeni yönetimin onları kontrol etme kabiliyeti hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Bu gruplar kimler? Nasıl faaliyet gösteriyorlar? Hangi bölgeler yetkililerin kontrolü dışında kalıyor?

Yeni güvenlik güçleri kimlerden oluşuyor?

Beşşar Esed'in 8 Aralık'ta devrilmesinden yaklaşık iki ay sonra Ahmed eş-Şera liderliğindeki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini duyurdu.

Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Yeni yönetim ayrıca, İdlib'de Esed'i deviren son saldırıya liderlik eden Ahmed eş-Şera liderliğindeki Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) da dahil olmak üzere tüm silahlı grupların dağıtılmasına karar verdi.

Daha sonra yetkililer, dağılmayı kabul eden grupları Savunma Bakanlığı'na dahil etti ve yeni bir ordu ve güvenlik güçleri oluşturma çabalarının bir parçası olarak Genel Güvenlik Dairesi için gönüllülere kapı açtı.

Suriye Savunma Bakanlığı, diğer grupların yanı sıra ülkenin güneyindeki Dera ve kuzeyindeki Ankara destekli grupları da kapsıyordu. Bunlar arasında 2018'de çekilene kadar kalesi Şam'daki Doğu Guta olan Ceyşu’l İslam da bulunuyor.

Bu gruplar silahlarını muhafaza etti ve eski orduya ait karargahları koruyan birliklerle birlikte kendi karargahlarında konuşlanmayı sürdürdü.

Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları bir kampta (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları bir kampta (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Ancak HTŞ ve müttefiki gruplar, özellikle İdlib'deki kalelerinde ve Şam'daki güç merkezinde güvenlik konusunda halen üstünlüğe sahip.

Şam çevresinde elit güçler olarak kabul edilen bir dizi grup, çeşitli karargahlarda konuşlanmış durumda ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı koruyor. Genel Güvenlik Dairesi, Şam da dahil olmak üzere birçok bölgede devriye geziyor ve kontrol noktaları kuruyor.

AFP'ye konuşan Suriye uzmanı Lars Hauch, “HTŞ aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ele geçirdiğinde, hızla devletin dilini ve sembollerini benimsedi” diyerek, bu hamlenin ‘kendisine hiçbir bedel ödemeden meşruiyet görüntüsü verdiğini’ söyledi.

Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Hauch, “Genel Güvenlik Dairesi gibi kurumsallaşmış isimler taşıyan kuruluşlar aslında HTŞ’nin savaş birimlerinin çekirdeğinden oluşuyor” dedi. Genel Güvenlik Dairesi, eş-Şera'nın en etkili askeri kolu.

Hauch, Savunma Bakanlığı'na katılan gruplarla ilgili olarak şunları söyledi: “Göstermelik entegrasyonlarına rağmen, çoğunluğu halen asıl liderlerine sadık. Bakanlık resmi ve merkezi bir kurum olarak değil, daha çok HTŞ tarafından yönetilen bir operasyon odası gibi çalışıyor.”

Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye'deki yeni yönetim, önceki dönemin ordu ve güvenlik birimlerinin lağvedildiğini açıkladı. (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Peki ya performansları nasıl?

Şam'a geldiklerinden bu yana yeni yetkililer, azınlıkların endişeleri arasında tüm toplulukları koruma sözü verirken, uluslararası toplum da tüm bileşenleri geçiş sürecine dahil etmeye çağırdı ve yaptırımların kaldırılmasını siyasi performanslarının izlenmesine bağladı.

Eş-Şera, birliğin ve iç barışın korunmasının ve hakları koruyan yeni bir devlet inşa edilmesinin önceliğini defalarca vurguladı.

Ancak Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre 7 ve 8 Mart tarihlerinde kıyı bölgesinde çoğu alevi bin 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan mezhep çatışmaları ve cinayetler geniş çaplı kınamalara yol açtı.

Silahlı kişiler, sivil kıyafetli insanları hakaret edip dövdükten sonra yakın mesafeden ateş ederek öldürdüklerini videolarla belgeledi.

SOHR’a göre Dürzi militanlarla yaşanan ve her iki taraftan yaklaşık 100 savaşçının öldüğü son çatışmalarda, AFP'nin doğrulayamadığı videolarda eş-Şera yanlısı savaşçıların mezhepçi sloganlar attığı ve Dürzi tutuklulara hakaret ettiği belgelendi.

Hauch, ülkedeki yaygın mezhepsel gerilimlerin ortasında, “En korkunç ihlaller az sayıda ama güçlü aşırılık yanlıları tarafından işleniyor” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Askeri uzman Riyad Kahveci yaptığı açıklamada, “Silahlı grup savaşçılarının üniformalarını değiştirmeleri ve ulusal bir ordunun askerleri gibi davranmaları gerekiyor” ifadesini kullandı.

Kahveci, “Buna karşılık yetkililer de eski savaşçıların rehabilitasyonunu ve entegrasyonunu hızlandırmalı, içerde ve dışarda güven inşa etmek için Suriye'nin tüm bileşenlerinden yeni unsurlar almalıdır. Ordunun doktrini sivil devleti korumak ve halkını ve tüm bileşenlerini savunmak etrafında dönmelidir” şeklinde konuştu.

Yetkililer, devrik lider Beşşar Esed'e sadık militanları, üyelerine ölümcül saldırılar düzenleyerek Suriye kıyı kesimindeki şiddeti körüklemekle suçladı.

Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya bölgelerindeki çatışmaları da ‘yasadışı grupların’ kendi savaşçılarını hedef alarak körüklediğini söylediler.

Hangi bölgeler yetkililerin kontrolü dışında?

Suriye’deki yeni yönetim, birden fazla tarafa bağlı silahlı grupların varlığı ve halk desteğine sahip olmadığı bölgeler nedeniyle Suriye topraklarının tamamına nüfuz etmesini engelleyen önemli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya.

Kuzeydoğu Suriye'de Kürt savaşçıların varlığı, Kürt özyönetim kurumlarının yıl sonuna kadar devlete entegre edilmesini öngören bir anlaşma imzalamış olsalar da geçiş dönemi yönetimini zorluyor. Ancak Kürtler, eş-Şera’nın reddettiği ademi merkeziyetçi bir sistem talep ediyor ve aralarında kadınların da bulunduğu iyi eğitimli askeri güçlerini korumak istiyorlar.

Suriye'deki Dürzilerin kalesi olan güneydeki Suveyda'da, dini otoriteler ve Dürzi gruplar perşembe günü Suriye devletinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olduklarını ve ondan ‘kopmayı’ reddettiklerini yinelediler. Devlete, varlığını ancak vilayetteki unsurlar aracılığıyla etkinleştirmesi çağrısında bulundular.

Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları bir askerî geçit töreni sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)Suriye Genel Güvenlik Dairesi mensupları bir askerî geçit töreni sırasında (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Son çatışmalardan önce yüzlerce savaşçı Genel Güvenlik Dairesi ve Savunma Bakanlığı'na katılmıştı.

Hauch'a göre eş-Şera'nın kontrolü Şam ve İdlib dışında ‘halen nispeten sınırlı.’ Silahlı grupların tam entegrasyonunun olmamasından kaynaklanan belirsizlik ona ‘kontrolünü dayatmak için güç kullanma’ imkânı veriyor.

Ayrıca söz konusu belirsizlik, kendisini ‘aşırılık yanlılarını, kontrolden çıkmış komutanları ve diğer militanları kontrol altına alabilecek tek figür’ olarak sunmaya devam etmesini sağlıyor.