Tahran: Viyana’daki sürecin uzaması nükleer müzakere taraflarının çıkarına değil  

İran Dışişleri, Washington yönetimini, nükleer müzakereleri seçimlerle ilişkilendirdiği için eleştirdi  

Önceki gün Tahran’daki resim ve hat sergisini gezen bir din adamı. (Getty)  
Önceki gün Tahran’daki resim ve hat sergisini gezen bir din adamı. (Getty)  
TT

Tahran: Viyana’daki sürecin uzaması nükleer müzakere taraflarının çıkarına değil  

Önceki gün Tahran’daki resim ve hat sergisini gezen bir din adamı. (Getty)  
Önceki gün Tahran’daki resim ve hat sergisini gezen bir din adamı. (Getty)  

Tahran, ‘2015 nükleer anlaşmasını’ canlandırma amacıyla Viyana’da yürütülen müzakerelerin ‘duraksatılması ve uzatılmasının’ ne ABD’nin ne de İran’ın çıkarına olmadığı yönünde uyarıda bulundu.  
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, dün yaptığı açıklamada, "İran ile ABD arasındaki diyalog ve müzakere seyrinin sürdürülmesi gerektiğini’’ belirterek, Avrupa Birliği Koordinatörü Enrique Mora'nın, askıda olan konularda iki ülke arasında uzlaşı sağlanması üzerinde çalıştığını kaydetti. Hatibzade, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borell arasındaki telefon görüşmesine atıfta bulundu.  
Borell’in Abdullahiyan’ı görüşmelere ara verilmesinin olumsuz sonuçları konusunda uyardığı hatırlatılan Hatibzade, ‘’İran ve Avrupa Birliği, yani Hüseyin Emir ve Borell, Viyana müzakerelerine ara verilmesi ve sürecin uzamasının müzakerelerin çıkarına olmadığı konusunda hemfikirdiler. Askıda olan konuları ele almak üzere yüz yüze bir toplantı gerçekleştirilmesi lazım, ancak bu toplantının hangi seviyede, ne zaman ve nerede yapılacağı henüz net değildir’’ dedi.  
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Abdullahiyan’ın Borrell’e, “İran hükümetinin iyi, güçlü ve kalıcı bir anlaşmaya varma iradesinde hiçbir şüphe yoktur, Beyaz Saray aşırı taleplerini ve şüphelerini bir kenara bırakıp, çözüm odaklı gerçekçi bir yol benimsemelidir’’ dediği belirtilmişti. Borrell ise, Abdullahiyan’ı, Viyana’daki müzakerelerdeki duraksama döneminin uzamasının ‘yapıcı olmayan etkileri’ hususunda uyarmış ve Avrupa Birliği’nin müzakerelerdeki koordinatörü rolünü üstelenen Enrique Mora ile İranlı başmüzakereci Ali Bakıri Kani arasında yakın zamanda bir toplantı düzenlenmesini önermişti.   
Hatibzade, Abdullahiyan ile Borell’in, askıda olan konuların çözüme kavuşturulması amacıyla bir görüşme yapılması üzerinde ittifak ettiklerine dair bir bilgisi olmadığını söyledi. Washington ve Tahran arasındaki ‘bilgi notları’ aracılığıyla iletişim kurulması hususunda ise, ‘’önemli olan diyaloğun son bulmamasıdır, Ali Bakıri ve Mora günlük olarak yazılı ve sözlü iletişim kuruyor, ABD ile Avrupa koordinatörü aracılığıyla iletişim kuruyoruz’’ dedi.  
İran’ın, nükleer müzakerelerin ABD’nin iç yasaları ya da yaklaşan kongre seçimlerinden etkilenmemesi gerektiğini düşündüğünü ifade eden Hatibzade, "Uluslararası hukuku görmezden geliyorlar ve nükleer müzakereleri kendi iç meselelerine ipotek etmeye çalışıyorlar. İran, siyasi ve medyatik kışkırtmalar ile sabotaj girişimlerinden etkilenmeden barışçıl nükleer faaliyetlerine devam edecektir. ABD geri kalan konularda gereken yanıtı verirse uzama olmayacaktır. Viyana’daki müzakereler ABD’nin yanıtı beklendiği için ertelendi, bu uzamanın iki tarafın da çıkarına olduğuna inanmıyoruz.’’ diye konuştu.
 Müzakereleri yakından takip eden kaynaklar, İran ile ABD arasında çözüm bekleyen konuların başında, Tahran’ın İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun, ABD’nin ‘yabancı terör örgütleri’ listesinden çıkarılması talebi olduğunu söylüyor. ABD 2018’de Donald Trump döneminde ‘nükleer anlaşmadan’ tek taraflı olarak çekilmiş, ve ‘maksimum baskı’ politikaları çerçevesinde, Devrim Muhafızlarını ‘terör listesine’ dahil etmişti. Devrim Muhafızları konusu, ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Naftali Bennett arasında önceki gün gerçekleşen telefon görüşmesinin odak noktalarından birini oluşturdu. İsrail’den yapılan açıklamaya göre Bennett: "İsrail’in gerçek bir dostu olarak gördüğümüz Biden'ın, İsrail’in güvenliğini önemsediğine ve Devrim Muhafızları'nın terör örgütleri listesinden çıkarılmasına izin vermeyeceğine eminim" dedi. ABD’den yapılan açıklamada ise, Biden ve Bennett görüşmesinde, İran ve vekillerinin oluşturduğu tehdit de dahil olmak üzere, bölgesel ve küresel güvenlik sorunlarının ele alındığı belirtildi.  
 Haaretz gazetesinde geçen hafta yayınlanan bir haberde, İsrail’in, Devrim Muhafızları’nın ‘terör listesinden’ çıkarılmaması yönünde başlattığı yoğun kampanyanın meyvelerini vermeye başladığı, Biden’ın dışişleri bakanlığı yetkililerinin aksine İsrail’in bu konudaki tutumunu desteklediği iddia edildi. Gazeteye açıklama yapan İsrailli bir yetkili, baskıların sonuç verdiğini ve Biden’ın DMO’nun listeden kaldırılmaması gerektiğini düşündüğünü, ancak bu konudaki kararın resmi olarak açıklanmadan netleşmeyeceğini söyledi.
Washington Devrim Muhafızlarının ‘terör listesinden’ kaldırılması hususunda henüz resmi olarak nihai kararını açıklamış değil. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price,'' İran Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nda öngörüldüğünden daha fazla yaptırımların kaldırılmasını istiyorsa, anlaşmanın ötesinde olan endişelerimizi gidermesi gerekir. Müzakereleri KOEP dışındaki ikincil konuları çözme noktasında kullanmıyorlarsa, nükleer anlaşmanın canlandırılması hususunda hızlı bir şekilde anlaşmaya varabiliriz” demişti.



Elon Musk "silmeyi" planladığı devlet kuruluşunu açıkladı

Elon Musk, federal kurum ve departmanlarda önemli kesintiler yaparak harcamaları azaltmayı amaçlayan danışma komitesi Kamu Verimliliği Bakanlığı'nın eş başkanı (Reuters)
Elon Musk, federal kurum ve departmanlarda önemli kesintiler yaparak harcamaları azaltmayı amaçlayan danışma komitesi Kamu Verimliliği Bakanlığı'nın eş başkanı (Reuters)
TT

Elon Musk "silmeyi" planladığı devlet kuruluşunu açıkladı

Elon Musk, federal kurum ve departmanlarda önemli kesintiler yaparak harcamaları azaltmayı amaçlayan danışma komitesi Kamu Verimliliği Bakanlığı'nın eş başkanı (Reuters)
Elon Musk, federal kurum ve departmanlarda önemli kesintiler yaparak harcamaları azaltmayı amaçlayan danışma komitesi Kamu Verimliliği Bakanlığı'nın eş başkanı (Reuters)

Milyarder girişimciyken siyasi danışman olan Elon Musk, X'te (Twitter) Donald Trump yönetimini, bir finansal gözlem kurumu Tüketici Mali Koruma Bürosu'ndan (Consumer of Financial Protection Bureau, CFPB) kurtulmaya ikna etmeyi planladığını X'te (Twitter) duyurdu.

Trump'a devlet harcamalarının nasıl kısılacağı konusunda danışmanlık sunan Kamu Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) eş başkanlığı üstlenen Musk, The Joe Rogan Experience adlı podcast'ten bir kesiti 10 kelimeyle yanıtlayarak yeni görevi kapsamında bu önemli duyuruyu yaptı. 

Musk "CFPB'yi silin. Birbirinin kopyası olan çok fazla düzenleyici kurum var" yazdı.

Bu öneriyi, iş insanı Marc Andreessen'in Joe Rogan'a, tüketicileri yıkıcı uygulamalardan korumayı ve finansal kurumlara kurallar koymayı amaçlayan bağımsız kurum hakkında yakınmasını yanıtlayarak yaptı.

Musk fikrini detaylandırmadı veya CFPB'nin neden diğer finansal düzenleyici kurumlarla birbirinin "kopyası olduğuna" inandığını açıklamadı. Ancak Musk'ın Trump'a yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda, CFPB'den kurtulma fikrinde büyük ihtimalle ciddi.

CFPB'nin ortadan kaldırılması, Heritage Foundation'ın hazırladığı ve Trump'ın kampanya sürecinde arasına mesafe koymaya çalıştığı muhafazakar yönerge Project 2025'te de öneriliyor.

CFPB, 2008 Küresel Krizi'yle mücadele için hazırlanan ve yürürlüğe giren Dodd-Frank Wall Street Reformu'yla Tüketicinin Korunması Yasası kapsamında 2010'da kurulmuştu.

Büro, yasaları çiğneyen şirketlere karşı harekete geçerek tüketicileri haksız, aldatıcı veya istismar edici finansal uygulamalardan korumayı amaçlıyor. CFPB, yanlış kredi ödemeleri, haksız yere el konan evler ve daha fazlasına yol açan "geniş çaplı kötü yönetim" gerekçesiyle Wells Fargo'nun 3,7 milyar dolar ödemesini 2022'de emretmişti.

CFPB, tüketicilerin paralarını daha iyi yönetebilmesi ve haksız uygulamaları saptayabilmesi için kişisel finansal araçlar ve bilgiler de sunuyor.

Büro, ABD Merkez Bankası'na benzer bir şekilde yürütme organından bağımsız çalışıyor. Kurumun temelleri, o dönemde Harvard Hukuk Fakültesi profesörü olan Elizabeth Warren'ın ortaya attığı fikre dayanıyor.

CFPB, kuruluşundan bu yana, fazla düzenleyici olduğunu düşünen Cumhuriyetçilerden yoğun tepki alıyor.

Andreessen, Rogan'ın podcast'inde CFPB'nin görevinin "finansal kurumları terörize etmek" olduğundan yakınmış ve asılsız bir şekilde kurumun sadece Warren'ın talimatıyla hareket ettiğini ileri sürmüştü.

Andreessen, CFPB'nin uygulamalarına aşina çünkü kurum, kendisinin bir zamanlar yatırım yaptığı LendUp adlı maaş günü kredisi (borçlunun maaşı yattığında geri ödemek koşuluyla aldığı yüksek faizli kredi -çn.) şirketini, tüketicileri yanılttığı gerekçesiyle kapatmıştı.

Ancak Cumhuriyetçilerin ve finans kuruluşlarının CFPB'ye karşı çıkmasına rağmen, kurumdan kurtulmaya yönelik tüm girişimler sonuçsuz kaldı.

Bu yıl ABD Yüksek Mahkemesi, kurumun nasıl finanse edildiğini sorgulayan bir davada CFPB lehine karar vermişti.

Bu durum Musk'ın kurumun kaldırılmasını önermesini engellemese de CFPB'nin ortadan kalkması için kararın ABD Kongresi'nde onaylanması gerekir.

The Independent cevap hakkı için CFPB'yle iletişime geçti.
 

Independent Türkçe, independent.co.uk/news