ABD, Fırat’ın doğusunda düzenlenen operasyonlardan endişeli

Haseke’nin el-Hol bölgesinde DEAŞ’a karşı düzenlenen güvenlik operasyonuna dair fotoğraflar yayınlandı.
Haseke’nin el-Hol bölgesinde DEAŞ’a karşı düzenlenen güvenlik operasyonuna dair fotoğraflar yayınlandı.
TT

ABD, Fırat’ın doğusunda düzenlenen operasyonlardan endişeli

Haseke’nin el-Hol bölgesinde DEAŞ’a karşı düzenlenen güvenlik operasyonuna dair fotoğraflar yayınlandı.
Haseke’nin el-Hol bölgesinde DEAŞ’a karşı düzenlenen güvenlik operasyonuna dair fotoğraflar yayınlandı.

ABD, Türkiye’nin Halep vilayetinin doğu kırsalında bulunan Ayn el-Arab’a (Kobani) yönelik operasyonları ile ilgili endişelerini dile getirdi. ABD Şam Büyükelçiliği'nin resmi Twitter  hesabı üzerinden 25 Nisan’da  yapılan açıklamada “Kobani’nin bombalandığına dair çıkan haberler karşısında derin endişe duyuyoruz” denildi.
Türkiye ile sınırı olan kasabaya yönelik 21 Nisan’da düzenlenen operasyon düzenlendiği belirtildi. 20 Nisan’da da şehrin güney kırsalındaki İdek ve Tahta köylerini birbirlerine bağlayan bir yolda Türkiye’ye ait bir insansız hava aracı, Ayn el-Arab’daki bir askeri aracı hedef aldı. Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) bağlı Kadın Koruma Birimleri’nden üç kadın savaşçı, otomobil sürücüsü ‘Ronahi Kobani’ kod adlı Rodin Abdulkadir Muhammed’in öldüğünü bildirdi.
Washington, Türkiye ve SDG Genel Komutanlığı’na gerilimi azaltma blgesindeki anlaşmalarına uyma çağrısı yaptı. YPG Sözcüsü Nuri Muhammed, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD ordusunun ve Koalisyon güçlerinin konuşlanmasına rağmen operasyonların arttığı konusunda uyardı ve şu iddialarda bulundu:
“Türkiye, Uluslararası Koalisyon güçlerinin varlığına rağmen her fırsatta bölgeye tehditler savuruyor.”
Türkiye’nin 25 Nisan’da bir insansız hava aracı (İHA) ile Ayn el-Arab’ın batısındaki Zur Mağar köyünde Suriye rejim güçleri ve SDG arasındaki ortak bir noktayı hedef aldığı öne sürüldü. Can ve maddi kayıpların boyutuna dair henüz bilgi verilmedi. Aynı şekilde İHA, Münbiç şehrinin kuzeyinde SDG kontrolündeki el-Muhsinli kötü etekleri de hedef alındığı iddia edildi.  İHA’nın Münbiç’in kuzeyindeki Avn ed-Dadat bölgesi yakınlarındaki bir Türk üssünden havalandığı kaydedildi. Bu bölgeler, Suriyeli muhalif grupların etkisi altında.
Yapılan açıklamalar Türkiye’nin Münbiç kırsalının yanı sıra Rakka vilayeti kırsalında, Haseke vilayetinin kuzeyindeki Tel Tamer ve Resulayn ile Tel Ebyad ve Ayn İsa kabalarını da hedef aldığı yönünde.
Mahmud, söz konusu operasyonlara dair şunları söyledi:
“Meşru müdafaa çerçevesinde kendimizi koruyacağız. Uluslararası Koalisyon, Washington ve Moskova bu operasyonlara bir son vermeli. Ama bu gerilim devam ederse güçlerimiz kesinlikle sessiz kalmayacaktır.”
SDG’nin sözde liderlerinden Mahmud Habib, son dönemde artan operasyonaların DEAŞ örgütünün yeniden ortaya çıkmasına neden olacağını ve uyuyan hücrelerini bir araya getirme şansını artıracağını iddia etti.  “Bölge, Özerk Yönetim bölgelerinin güvenliğine ve istikrarına darbeye açık. Güvenlik ihlallerine karşı savunmasız kalacak” dedi.
Diğer yandan Özerk Yönetim’e bağlı İç Güvenlik Güçleri (Asayiş), Haseke vilayetinin yaklaşık 45 km doğusundaki el-Hol kampında geniş çaplı bir güvenlik kampanyası başlattı. Üst düzey bir güvenlik kaynağına göre kampanya, 6 cinayetin ve 2 cinayet girişiminin ardından silah ve tünel ağı aramak için yürütülen faaliyetleri de kapsadı.
Kimliği belirsiz bir grup, 25 Nisan’da Irak uyruklu genç bir  mülteciye suikast girişiminde bulundu. Genç, silahlı saldırının ardından tedavi için hastaneye kaldırıldı. Saldırıdan üç gün önce de kampın birinci kısmında başka bir Iraklı mülteci hedef alınmış ve mülteci ciddi şekilde yaralanmıştı.
22 Nisan’da el-Hol Kampı’nın dördüncü kısmında er-Ras ve es-Sadr bölgelerinde Suriyeli bir kadın açılan ateş sonucu öldürüldü. 20 Nisan’da ise uyruğu belirlenemeyen bir kadın, kampın beşinci bölümünde kimliği belirsiz bir hücre tarafından vuruldu ve yaşamını yitirdi. 19 Nisan’da da güvenlik güçleri iki kimliği belirsiz iki kadın cesedi bulundu. 18 Nisan’da da kampın ilk kısmında 35 yaşında Iraklı bir mülteci kimliği belirsiz bir kişi tarafından vurularak öldürüldü. 10 Nisan’da İç Güvenlik Güçleri, kampın dördüncü kısmında susturucu takılı bir silahla öldürülen Iraklı bir gencin cesedini buldu.
Birleşmiş Milletler’e (BM) göre kampta, yarısından fazlası 16 yaş altındaki çocuklar olmak üzere yaklaşık 56 bin mülteci bulunuyor. Bunların çoğunluğu ise Iraklı. Ayrıca kampın yoğun güvenlik altındaki özel bir bölümünde yaklaşık 10 bin yabancı savaşçının ailesi mevcut. Kamp, zaman zaman kaçış operasyonları, gardiyanlara veya insani yardım görevlilerine yönelik saldırılar ve cinayetler de dahil olmak üzere güvenlik olaylarına tanık oluyor.



İsrail, İran'ın nükleer tesislerine "sınırlı" bir saldırı başlatmayı düşünüyor

Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
TT

İsrail, İran'ın nükleer tesislerine "sınırlı" bir saldırı başlatmayı düşünüyor

Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)

İsrailli bir yetkili ve konu hakkında bilgi sahibi iki kaynağın Reuters'a verdiği bilgiye göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya ABD'nin şu anda böyle bir hamleyi desteklemeye hazır olmadığını söylemesine rağmen, İsrail önümüzdeki aylarda İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı göz ardı etmiyor.

İsrailli yetkililer Tahran'ın nükleer silah edinmesini engelleme sözü verirken, Netanyahu da İran'la yapılacak her türlü müzakerenin nükleer programın tamamen ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanması gerektiğinde ısrar ediyor.

ABD ve İran arasındaki nükleer ön görüşmelerin ikinci turu, geçen hafta Muskat'ta yapılan ilk turun ardından bugün Roma'da gerçekleştirilecek.

İsrail geçtiğimiz aylarda ABD Başkanı Donald Trump yönetimine İran tesislerine saldırmak için bir dizi seçenek sundu ve bunlardan bazılarının ilkbahar sonu ile yaz aylarında yapılması planlanıyor.

Kaynaklara göre bu planlar, Tahran'ın nükleer programını silah haline getirme kabiliyetini aylarca, bir yıl veya daha uzun süre sekteye uğratabilecek. Operasyon, yoğunluğu değişen hava saldırıları ve komando operasyonlarının bir karışımını içeriyor.

New York Times çarşamba günü, Trump'ın bu ayın başlarında Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Washington'un Tahran ile diplomatik görüşmelere öncelik vermek istediğini ve kısa vadede İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı desteklemeye hazır olmadığını söylediğini aktardı.

Ancak İsrailli yetkililer, ordularının İran'a daha az ABD desteği gerektirecek sınırlı bir saldırı düzenleyebileceğine inandıklarını ifade ettiler. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre bu saldırı İsrail'in başlangıçta önerdiğinden çok daha küçük çaplı olacak.

Özellikle nükleer anlaşmayla ilgili görüşmeler başlarken İsrail'in böyle bir saldırıyı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği ya da ne zaman gerçekleştireceği belirsiz.

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)

Bu hamlenin Trump'ı yabancılaştırması ve ABD'nin İsrail'e verdiği daha geniş desteği tehlikeye atması muhtemeldir.

Biden yönetiminden iki eski üst düzey yetkili Reuters'a yaptıkları açıklamada, planların bazı bölümlerinin geçen yıl Biden yönetimine sunulduğunu söyledi. Planların neredeyse tamamı doğrudan askeri müdahale ya da istihbarat paylaşımı yoluyla ABD'nin önemli ölçüde desteğini gerektiriyordu. İsrail ayrıca Washington'dan İran'ın misilleme yapması halinde, İsrail'in kendisini savunmasına yardım etmesini istedi.

Yorum talebine yanıt olarak ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Reuters'e Trump'ın perşembe günü gazetecilere İsrail'i bir saldırı başlatmaktan caydırmadığını, ancak Tahran'a karşı askeri eylemi desteklemek için “acele etmediğini” söylediği yorumlarına atıfta bulundu.

Trump şöyle dedi: “Bence İran'ın büyük bir ülke olma ve ölüm olmadan mutlu yaşama şansı var. Bu benim ilk tercihim. Eğer ikinci bir seçenek varsa, bunun İran için çok kötü olacağını ve İran'ın diyalog istediğini düşünüyorum” dedi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, İran'ın vurulması konusunda henüz bir karar alınmadığını belirtti.

İranlı üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Tahran'ın İsrail'in planlarından haberdar olduğunu ve herhangi bir saldırının “İran'dan sert ve kararlı bir yanıt” alacağını söyledi.

ABD'ni başkanı Donald Trump (Reuters)ABD'ni başkanı Donald Trump (Reuters)

Yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, “Güvenilir kaynaklardan İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine büyük bir saldırı planladığına dair istihbarat aldık. Bu, İran'ın nükleer programı konusunda devam eden diplomatik çabalardan duyulan memnuniyetsizlikten ve Netanyahu'nun siyasi hayatta kalma aracı olarak çatışmaya duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

İran ve ABD arasında Tahran'ın nükleer hedefleri konusunda on yıllardır süren anlaşmazlığı çözmek üzere yürütülen görüşmelerin ikinci turu bugün Roma'da başlıyor.

Bazı İranlı yetkililerin yaptırımların yakında kaldırılabileceği yönündeki spekülasyonlarının ardından Tahran, anlaşmaya hızlı bir şekilde varılabileceği yönündeki beklentileri en aza indirmeye çalışıyor. İran Lideri Ali Hamaney geçen hafta yaptığı açıklamada “ne aşırı iyimser ne de aşırı kötümser” olduğunu söyledi.

ABD yönetimi İran'ın nükleer sorununu çözmenin en iyi yolu konusunda ikiye bölünmüşken, son birkaç gündür müzakerelere yeniden başlama şansını araştırmak üzere Arap ve uluslararası başkentlere diplomatik seferler düzenleniyor.

Tahran ve Washington arasındaki nükleer görüşmelerin ikinci turunun arifesinde İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, ABD'nin niyetleri konusunda “ciddi şüpheleri” olduğunu söyledi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Direktörü Rafael Grossi, ABD ve İran'ın yeni bir nükleer anlaşmaya varmak için çok az zamanı olduğunu vurgularken, İran Dışişleri Bakanlığı ajansın devam eden görüşmelere katılması önerisini “henüz çok erken olduğu için” reddetti.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi Tahran'daki görüşme öncesinde (AP)Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi Tahran'daki görüşme öncesinde (AP)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) İran'ın uranyumu yüzde 60 gibi yüksek bir oranda zenginleştiren nükleer silah sahibi olmayan tek ülke olduğunu ve bu oranın nükleer silah yapmak için gereken yüzde 90'a yakın olduğunu bildirirken, İran'ın büyük miktarlarda bölünebilir madde stoklamaya devam ettiğine dikkat çekiyor.