Pakistan: Şerif hükümetinden eski müttefiklerine zeytin dalı

Şahbaz Şerif hükümeti, ‘eski müttefikler’ ile sıcak ilişkileri yeniden kurmak istiyor

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Ulusal Güvenlik Komisyonu toplantısına başkanlık etti (AP)
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Ulusal Güvenlik Komisyonu toplantısına başkanlık etti (AP)
TT

Pakistan: Şerif hükümetinden eski müttefiklerine zeytin dalı

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Ulusal Güvenlik Komisyonu toplantısına başkanlık etti (AP)
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Ulusal Güvenlik Komisyonu toplantısına başkanlık etti (AP)

Pakistan’ın İmran Han’ın düşüşü ile Şahbaz Şerif’in başbakanlığa gelişi üzerine hem yurt içi, hem de yurtdışında yeni bir yola girmesi, zor günlerinde her zaman bu ülkenin yanında olan ülkelerle ilişkilerdeki köklü geçmişi hatırlattı. Zirâ bu yönde değişim çabasına giren İmran Han, Pakistan'ınkilere benzemeyen ittifaklar ve ilişkiler kurmak istemişti.
Pakistan'da başta Suudi Arabistan ve Çin olmak üzere çeşitli ülkelerdeki siyasi seçkinler ve devlet kurumları arasındaki yakın ve sıcak ilişkilerin sürdürülmesi yönünde kapsamlı bir fikir birliği vardı. 1979 yılına kadar bu yönde üçüncü sırada yer alan İran, ülkenin siyasi seçkinleri arasında bu fikir birliğinin parçası konumundaydı. Ancak Şii din adamlarının liderliğindeki İran devrimi ardından İran ile ilişkilerin sürdürülmesi konusundaki fikir birliği çökmüştü.
Çin ile ilişkilerin İslamabad'daki iktidar koridorlarında genellikle bir reel politik meselesi olarak tartılması, Pakistan dış politika kurumunun Çin ile ilişkileri genellikle bir çıkar ve iktidar meselesi olarak gördüğü anlamına geliyor.
Suudi Arabistan ise Pakistan ulusu ve dış ilişkileri için gerçek bir istisna konumunda. Zirâ Pakistan halkı ve seçkinlerinin Suudi Arabistan’a duyduğu sevgi ve saygı, bu toprakların dini değerinden kaynaklanıyor. Bazı önemsiz istisnalar dışındaki tüm siyasi seçkinler Suudi Arabistan Krallığı ile ilişkileri önemserken Pakistan halkı ise bu iki ülke arasındaki ilişkilerin sevgi ve saygıdan çok daha fazlasına dayandığı kanaatinde.
Nitekim Suudi Kraliyet Ailesi’nin, 1970'lerden beri başı ne zaman bir derde girse Pakistan'ı kurtarmaya hazır olduğu biliniyor. Tekrarlanan finansal krizler, yıkıcı depremler veya seller gibi siyasi, diplomatik ve toplumsal desteğe ihtiyaç duyulan anlarda yöneticiler Suudi Krallığı’na sırtını dayıyordu.
Suudi Arabistan'a yönelik bu özel sevgiyi somutlaştıran siyasi güç, yakın zamanda başbakan seçilen Şahbaz'ın mensubu olduğu Şerif ailesinde vücut buluyor.
Eski Başbakan Navaz Şerif ve kardeşi Şahbaz Şerif, Suudi kraliyet ailesinin kendilerinin en büyük dayanağı olduğunu defalarca kez alenen ifade etmişti. İki kardeş, Pakistan eski Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref döneminde Suudi Arabistan’da sürgünde bulunmuş, zirâ askeri hükümet, iki kardeşin ülkeye geri dönerek tekrar siyasete atılmasına izin vermemişti. Ancak Suudi Kraliyet ailesi bu duruma müdahalede bulunmuştu.
Şahbaz, seçilmesi ardından gerçekleştirdiği ilk konuşmasında, yıllardır Pakistan’a verdikleri destek dolayısıyla Suudi Arabistan liderliği ve halkına tanıdığı ayrıcalığı dile getirdi.
Şahbaz hükümetinden Şarku’l Avsat’a konuşan üst düzey bir yetkili, Başbakan’ın Suudi Arabistan, liderliği ve halkı ile ilişkilerdeki eski sıcaklığı geri getirmeye kararlı olduğunu aktardı. Çin ile ilişkilerin ise Şahbaz Şerif için diğer bir önceliği teşkil ettiğini belirtti.
İmran Han hükümetini acemilerden oluşan bir hükümet olarak değerlendiren söz konusu yetkili, zirâ bu hükümetin Çin ve Suudi Arabistan gibi kadim dostlarla ilişkilere verilmesi gereken önemin farkında olmadığını vurguladı. Aynı zamanda “Biz ise bu ilişkilerin sağlam temelinin ne derece önemli olduğunun farkındayız. Bu iki ülke ile ilişkilerimizde sıcaklığa merhaba dememiz gerekiyor. Şuan buna odaklanmış durumdayız” ifadelerine başvurdu.
İmran Han hükümetinin eylemsizliği nedeniyle Çin'in Pakistan ile ekonomik koridor projelerinin uygulanmasındaki yavaşlıktan şikayet ettiğini hatırlatan yetkili, “Durumu en kısa sürede düzeltmeye hazırız” vurgusunda bulundu.
Yeni Pakistan hükümetinin, Ordu Komutanı General Kamer Cavid Bacva tarafından formüle edilen dış ilişkiler ajandası mevcut. Bacva, 1 Nisan 2022'de İslamabad'da hükümet tarafından düzenlenen forumda yaptığı halka açık açıklamada bu ajandadan bahsetmişti.
Dönemin Başbakanı İmran Han, bir gün önce Washington'u gensoru önerisiyle kendisini görevinden almak için komplo kurmakla suçlamıştı. Ancak bu gelişme, Bacva’nın ABD’yi ‘uzun vadeli stratejik ortak’ olarak nitelendirdiği açıklamasına tesir etmedi.
Nitekim Bacva’nın açıklamaları ardından İslamabad’daki herkes İmran Han’ın Milli Meclis'te çoğunluğu kaybettiğini, birkaç gün içerisinde görevden alınacağını ve yerine Pakistan Müslüman Ligi-Navaz lideri Şahbaz Şerif’in geçeceğini anlamış oldu. 
Söz konusu konuşmasında aynı zamanda Hindistan ile normalleşmenin önemine ilişkin görüşlerinden bahseden Bacva, Pakistan'ın Hindistan ile sürekli çatışmasının, ülkenin coğrafi (Güney ve Orta Asya’nın kesiştiği nokta) ve ekonomik potansiyelini idrak edişiyle aynı zamana denk geldiğini kaydetti.
Şahbaz Şerif ise seçilmesi ardından bulunduğu açıklamada, Hindistan ile ilişkilerini geliştirme arzusundan bahsetmişti. Yeni Delhi'de Yüksek Komiser olarak görev yapan eski Büyükelçi Muhammed Abdulbasit, “Pekala, konuşmasının yeni hükümetin dış politikasına dair çerçeveyi içerdiğini söyleyebiliriz. Bence yeni hükümet, Bacva'nın açıklamalarında ifade ettiğinden farklı bir yönde ilerlemeyecek” ifadelerine başvurdu.
Şerif dönemi sonrası günlerdeki hiçbir sivil hükümetin ordunun dış politika diktelerine karşı çıktığı kaydedilmedi.



İsrail'in Gazze'nin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu 9 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze'nin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu 9 Filistinli hayatını kaybetti

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nda İsrail hava saldırısı sonucu meydana gelen yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, dün (Çarşamba) Gazze şehrinin doğusundaki bir okulu hedef alan İsrail hava saldırısında dokuz Filistinlinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, ‘işgalcilerin şafak vakti Gazze şehrinin doğusundaki et-Tabiin okulunu bombalaması sonucu dokuz sivilin yaşamını yitirdiği’ belirtildi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, ekiplerinin dokuz ölüyü enkaz altından çıkarmasının birkaç saat sürdüğünü bildirdi. Sivil Savunma Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, Gazze vilayetindeki ekiplerin yakıt eksikliği nedeniyle ‘sadece bir kurtarma aracıyla çalıştığı’ ifade edildi. Ayrıca İsrail, sivil aygıtın çalışmalarını durdurmakla suçlandı.

Diğer yandan İsrail ordusu yaptığı açıklamada, Cibaliye Mülteci Kampı’na ve Gazze şehrinin kuzeyindeki Beyt Lahiya kasabasına onlarca hava saldırısı düzenlediğini doğruladı.

Hamas ise yaptığı açıklamada, ‘Beyt Lahiya ve Cibaliye'deki katliamların ve açlığın durdurulması için acilen harekete geçilmesini’ talep etti.

Açıklamada, “Terörist Siyonist ordu, halkımıza karşı en iğrenç ve korkunç suçları işlerken, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki suç teşkil eden askeri operasyonunu 55. gün üst üste sürdürüyor. Siyonist düşmanın ana ortağı ve destekçisi olan ABD yönetimi, Gazze Şeridi'nde halkımıza karşı işlenen canice suçların ve soykırım savaşının tüm sorumluluğunu taşımaktadır” denildi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'in güneyine yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının ardından patlak verdi.

Saldırıda, Filistin topraklarında tutulurken ölen ya da öldürülen esirler de dâhil olmak üzere, çoğu sivil bin 207 kişi hayatını kaybetti.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alındı. Bunlardan 97'si halen Gazze Şeridi'nde tutulmakta olup, İsrail ordusu 34'ünün öldüğünü açıkladı.

Filistin tarafında ise, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail'in geçen yıl 7 Ekim'deki saldırıya cevaben Gazze Şeridi'nde başlattığı askeri operasyondan bu yana çoğu sivil olmak üzere en az 44 bin 282 kişi hayatını kaybetti.

Hamas, dün erken saatlerde İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından ‘Gazze Şeridi'ndeki her türlü ateşkes çabasıyla iş birliği yapmaya’ kararlı olduğunu bildirdi.