Yemen’deki ‘Uzlaşı Komisyonu’ Başkanı: Barış ve istikrarı korumaya önem veriyoruz

İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi
TT

Yemen’deki ‘Uzlaşı Komisyonu’ Başkanı: Barış ve istikrarı korumaya önem veriyoruz

İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi

Yemen İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi, Komisyon’un, Yemen Başkanlık Konseyi’nin görevlerinde ve çalışmalarında güveneceği organ olduğunu; safların birliğini ve tüm Yemen siyasi güçlerinin ve bileşenlerinin konumunu koruyacağını açıkladı.
Gaysi, Komisyon Başkanı olarak atanmasının ardından verdiği ilk röportajda Şarku'l Avsat’a Başkanlık Konseyi’nin, tavsiye, görüş ve karar alma sürecini herkesle paylaşmaya önem verdiğini ifade etti. Halkın, ülkenin kuzeyinin kurtuluşu ve güney illerinin istikrarı için temsil edilen gerçek bir değişimi gerçekleştirmeye, İran'ın dikenlerini kırmaya, bölgenin güvenliğini ve geleceğini korumaya güvendiğine dikkat çekti.
Her ne kadar Tahran'daki Husi grubunun kararı - Muhammed el-Gaysi'ye göre - Başkanlık Konseyi'nin seçiminin gerçek barış olduğu yönünde olsa da, Husi milisleri savaşa dönmeyi seçerse, bu savaşın öncekiler gibi olmayacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Muhammed el-Gaysi, komisyonun nihai görevleri hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğunu belirterek bunun nedeninin, cumhurbaşkanlığı duyurusunun Hukuk Komitesine ‘Komisyon’un çalışmalarını düzenleyen bir taslak’ ve diğer organları hazırlamakla görevlendirmesi olduğunu işaret etti. Bununla birlikte, Komisyon’un, Başkanlık Konseyi'nin görev ve çalışmalarında güveneceği organ olduğunun altınız çizdi.
Bu boyutta yüksek bir pozisyona sahip olan en genç adam olduğunu da ifade eden Gaysi, “Aşama, tüm Husi karşıtı güçlerin aynı safta yer almasını gerektiriyordu, bu da komisyonun içindeki güçler ve siyasi bileşenler için ortak pozisyonları sürdürmesi gerektiği anlamına geliyor. Bu oldukça önemli bir mesele. Özellikle de barışa ulaşmak ve Husi milislerinin uzlaşmazlığı ve kibriyle yüzleşmek gibi ortak hedefler olduğu için buna ek olarak istikrarlı bir ekonomik durum, iç güvenlik, birleşik bir medya, siyasi söylem ve devlet kurumlarının gerçek anlamda etkinleştirilmesine ihtiyaç duyduğumuz hiç kimse buna itiraz etmiyor” dedi.
Muhammed el-Gaysi, yeni komisyonun başkanını ve üyelerini seçme mekanizmasına ilişkin olarak, ‘seçim süreci seçim yoluyla yapılmadı; aksine, Bakanlık Konseyi'nin katılımıyla oybirliği ile gerçekleştiğini’ söyledi. "Komisyonun ilk kararındaki uzlaşmanın kendisi, bu çok önemli aşamada uzlaşıya dayalı bir gelecekte bize bir umut ışığı veriyor" dedi.
Yemen İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı Muhammed Abdullah Nasır el-Gaysi, “Güney Geçiş Konseyi'nden geliyor olmam ve bunun benim için büyük bir gurur meselesi olmasıyla birlikte, bugün herkesin özlemlerini ve vizyonlarını temsil ediyorum. Her zaman uzlaşma ve yakınlaşmanın üstün gelmesini sağlayacağım” ifadelerini kullandı.
Gaysi, Herkesi sağlam bir uzlaşmaya iten şeyin, yaklaşımın siyasi güçler ve bileşenler tarafından temsil edilen veya taşınan siyasi hakları iptal etmemesi olduğuna dikkat çekti. Burada güvenlik, siyasi, ekonomik ve sosyal önceliklerden bahsettiğini ifade etti.
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı "Siyasi hakların tartışılmaması gerektiği konusunda tam bir fikir birliği var. Örneğin güneydeki insanlar meselesi, Husiler karşısında birleşik bir pozisyona duyulan ihtiyaç veya ekonomik durumun reformu ile çelişkili değil. Öte yandan, Komisyon, siyasi süreç masasında bulunması ve güneylilerin siyasi geleceklerini kendi özgür iradeleriyle belirleyeceği gerçeğini iptal etmeyecek. Bu, diğer taraflara veya bileşenlere verilen diğer haklar için geçerlidir” ifadelerini kullandı.
Muhammed el-Gaysi, otoritenin yetkileri hakkında konuşmanın erken olduğunu ve bunun 45 gün içinde hazır olacak belgelerle belirleneceğini açıkladı. Ancak aynı zamanda, "Başkanlık Konseyi, herkesin tavsiye, görüş ve karar alma süreçlerine katılımı konusunda istekli ve bu istisnai bir aşama dolayısıyla içindeki her şey istisnai olacak" dedi ve çok iyimser olduğunu vurguladı.
Yemen halkının, sahnenin tanık olduğu son gelişmelere ve değişikliklere çok güvendiğini vurgulayan Gaysi,“İnsanlar hepimizden çok şey bekliyor. Yapmamız gereken değişiklikler konusunda Allah'a, tarihe ve topluma karşı sorumluyuz” şeklinde konuştu.
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı, “İnsanların işine yarayabilecek gerçek bir değişim getirmekten, kuzey vilayetlerini özgürleştirmekten, güney vilayetlerini istikrara kavuşturmaktan, İran'ın dikenlerini kırmaktan, bölgenin güvenliğini ve geleceğini korumaktan, güney ve kuzey deki istisnasız tüm insanların özlemlerine saygı duymaktan bahsediyorum. Bunlar önemli konular ve detaylarında birçok öncelik var” dedi.
Muhammed el-Gaysi, Suudi başkenti Riyad'ı ‘barış yapıcısı’ olarak nitelendirdi. Yemenli tarafların konuya farklı yaklaştıklarını ve tekrar anlaştıklarını kaydederek, Güney Geçiş Konseyi'nin Dışişleri Bakanlığı Başkanı sıfatıyla istişarelere katılımından söz etti. Ayrıca “Güney Geçiş Konseyi'nde bizler, Suudi Arabistan Krallığı'ndaki kardeşlerimizin çabalarını başarılı olmaya ve desteklemeye her zaman önem veriyoruz. Bu, politikalarımızda ve tutumlarımızda temel bir ilkedir. Riyad'ın istişareleri zaten önceki taleplerimizi yerine getirmiştir. Cumhurbaşkanlığı kurumunda reform yaptı, ekonomik durumu prensipte ele aldı ve karar almada bize gerçek bir ortaklık sağladı” dedi. Güneyin kendi kaderini tayin hakkının ve kapsamlı siyasi süreç içinde güney halkının davası için özel bir çerçevenin oluşturulması gereğinin altını çizdi.
Gaysi, Önümüzdeki dönemde Husilerle kapsamlı bir siyasi sürecin başlamasına ilişkin iyimserliğiyle ilgili bir soruya yanıt olarak, “Husiler kararını, Tahran'da verdi, ancak biz gerçek, kalıcı ve adil bir barışı dört gözle bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
İstişare ve Uzlaşı Komisyonu Başkanı, “Barış bizim ve bölgedeki kardeşlerimizin seçimidir. Husi milisleri inatçılığına, kibrine devam etme ve barışı reddetmeye karar verirse savaşı seçer. Bu, öncekilere benzemeyecek bir savaş ve bu milisler bu tür mantıksız eylemlerin bedelini ağır ödeyecektir” dedi.
Gaysi, Riyad Anlaşması'nın tamamlanmasının önemine değinerek, uygulamanın önündeki engelin krizdeki halk ve yerel güçlerin çıkarlarına dayandığına dikkati çekti. Ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Bugün, güçlerin cepheye gitmesi gerektiğinden, anlaşmanın uygulanmasının tamamlanması bir önceliktir. Siyasi ve ekonomik ekte öngörülen egemen kurumlar, kalan valiler ve güvenlik müdürlerinin değiştirilmesine ek olarak, diğer kurumların etkinleştirilmesine ve kapsamlı siyasi süreç için ortak bir müzakere heyetinin oluşturulmasına yol açacak şekilde yeniden oluşturulmalıdır.”



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.