Blinken: Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme İran’ın çabalarına bağlı

Blinken: Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme İran’ın çabalarına bağlı
TT

Blinken: Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme İran’ın çabalarına bağlı

Blinken: Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme İran’ın çabalarına bağlı

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün yaptığı açıklamada, Washington'ın nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirmenin ‘İran'ın neden olduğu nükleer sorunu çözüme kavuşturmanın en iyi yolu’ olduğuna hala inandığını vurguladı. ABD ile İsrail’in nükleer müzakerelerin başarısız olma olasılığına ilişkin alternatif planları tartışmak üzere gerçekleştirdiği görüşmelerin ertesi günü yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'ın diğer zararlı faaliyetlerine karşı koyma yeteneğinin altını çizdi.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu tarafından düzenlenen oturumda söz alan Blinken, önümüzdeki Mayıs ayı sona ermeden İran dosyasını görüşmek üzere Kongre'de açık oturum düzenleme sözü verdi. Aynı zamanda anlaşmaya geri dönüşün, Tahran'ın nükleer silaha veya kısa sürede nükleer silah üretme kabiliyetine ulaşamamasını sağlayacağını ifade etti.
Önceki yönetimi anlaşmadan çekilmekle yeniden suçlayan Blinken, “İran'ın bölgedeki zararlı faaliyetleri ve provokasyonlarının artması bir yana, önemli ölçüde ilerleyen nükleer programının temsil ettiği sıkıntılı durumu miras almış olduk. Anlaşmadan çekilme kararı ve Tahran'a maksimum baskı uygulama politikası istenen sonuçları vermedi. Aksine daha tehlikeli bir nükleer programla sonuçlandı. Nükleer silah sahibi olmasına bir yıl değil, haftalar kaldı” açıklamalarında bulundu.
İran'ın bölgedeki ABD güçlerine yönelik artan saldırılarına değinen Blinken, kendi ifadeleriyle şu iki hususa değindi: “İlk husus, Tahran nükleer silah elde ettiği taktirde bu faaliyetlerin çok daha kötü olacağıdır. İkinci nokta ise, İran ile nükleer anlaşmanın müttefiklerimizle koordineli olarak bu faaliyetleri yürütme kabiliyetimizi ve kararlılığımızı etkilemeyeceğidir.” ABD’nin İran’ın nükleer silaha ulaşmasını engellemeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.
Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, Blinken’e, Tahran'ın General Kasım Süleymani'nin intikamından vazgeçmesi karşılığında ABD'nin Devrim Muhafızları’nı terör listesinden çıkarma yönündeki şartlarını sordu. Bu soruyu yanıtlamaktan kaçınan Blinken, “Mevcut ve eski ABD yetkililerine yönelik sürekli bir tehdit var” ifadeleri ile yetindi.
Cruz, Dışişleri Bakanlığının, eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo dahil olmak üzere söz konusu yetkililere koruma sağlamak için ayda 2 milyon dolar tahsis ettiği yönündeki haberlerin doğruluğunu sorguladı. Blinken ise, “Ne gerekirse gereksin ABD’lileri koruyacağımızdan emin olacağız” cevabını verdi.
Blinken'in açıklamaları, Washington'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile İsrailli mevkidaşı Eyal Hulata arasında, İsrail'in Biden yönetimine alternatif bir plan geliştirmesi için baskı yapması üzerine İran'ın tehditlerine odaklanan görüşmeden bir gün sonra geldi.
Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamaya göre söz konusu görüşmelerde İsrail'in güvenlik endişeleri, İran'ın tehditleri, ABD-İsrail Stratejik Danışma Grubu aracılığıyla işbirliğinin geliştirilmesi ve bölgesel ortaklarla güvenlik işbirliğinin pekiştirilmesi üzerine odaklanıldı.
Avusturya'nın başkenti Viyana'da yürütülen müzakerelerin geçtiğimiz ay duraksaması üzerine bir belirsizlik hakim. Israel Hayom gazetesi, Salı günü yayınladığı haberinde, İsrail'in attığı adımları, İran ile dünya güçleri arasında nükleer anlaşma imzalanmasına ilişkin beklentilerinde dramatik bir değişiklik olarak nitelendirdi. Haberde aynı zamanda “Hulata'nın ABD ziyareti, İran ile bir anlaşma imzalamama ihtimaline hazırlanmayı amaçlıyor. Bu, İsrail'in stratejik konumunda ciddi bir değişikliği temsil ediyor” ifadeleri yer aldı. Diplomatik yetkililerin açıklamalarına atıfta bulunan gazete, “Nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirme şansı zayıfladığını veya yok olduğunu belirterek, yeni bir anlaşma imzalama olasılığı büyük ölçüde azaldı. Bu, Biden yönetiminin siyasi bir zafer elde etme umuduyla ciddi ihtimam gösterdiği müzakerelerdeki şaşırtıcı dönüm noktasını temsil ediyor” ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanlık Ofisi, iki ülkenin ulusal güvenlik danışmanlarının görüşmelerine dair herhangi bir yorumda bulunmadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, İsrailli diplomatik kaynaklar ise, ABD'nin İran ile 2015 nükleer anlaşmasına dönmek için yürüttüğü müzakereleri sona erdirmeye doğru ilerlediğini bildirdi. Tahran uzlaşmaya yanaşmayarak kendi taleplerini sunmaya devam ederken, İsrail, anlaşma olsun ya da olmasın İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için Washington ile görüşmelerinde alternatif yollar ve planlar üzerine tartışmalar yürütüyor. Diplomatik bir kaynak, bu yöndeki açıklamasında anlaşmaya dönme şansının azaldığına, zira anlaşmanın yokluğunda geçen sürenin uzunluğunun anlaşmaya varma şansının düştüğüne dikkat çekti.
İsrailli yetkililerin İran ile nükleer anlaşma imzalanması olasılığını reddetmediklerini aktaran Israel Hayom gazetesi, ancak mevcut değerlendirmenin hiçbir anlaşmanın imzalanmayacağı varsayımı üzerine olduğunu, İsraillilerin ise bu durumdan memnun olduklarını belirtti.



Wall Street Journal: İsrail aylar önce İran'a yüzlerce İHA soktu

İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) ait iki binada meydana gelen hasar (MAXAR – EPA)
İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) ait iki binada meydana gelen hasar (MAXAR – EPA)
TT

Wall Street Journal: İsrail aylar önce İran'a yüzlerce İHA soktu

İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) ait iki binada meydana gelen hasar (MAXAR – EPA)
İsrail hava saldırılarının ardından Tahran'da İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) ait iki binada meydana gelen hasar (MAXAR – EPA)

Wall Street Journal'a bilgi veren kaynaklar, İsrail'in İran'a yönelik son saldırıları için patlayıcılarla donatılmış yüzlerce insansız hava aracının (İHA) parçalarını aylarca kaçak yollarla ülkeye soktuğunu açıkladı.

Kaynaklar, İran sınırından kaçak yollarla sokulan parçaların bavullar, kamyonlar ve nakliye konteynırlarıyla ülkeye ulaştığını, ayrıca İHA’lardan fırlatılabilecek mühimmatın da aynı yöntemle İran’a sokulduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre küçük ekipler bu ekipmanları İran'ın hava savunma ve füze fırlatma alanlarının yakınına kurarak operasyon günü buraları imha etti ve böylece İran'ın İsrail saldırılarına karşılık verme kabiliyeti sınırlandı.

Wall Street Journal özel bir haberinde İsrail operasyonunda kullanılan tekniklerin, Ukrayna'nın birkaç hafta önce Rusya'daki onlarca savaş uçağına saldırmak için kullandığı tekniklere çok benzediğini belirtti.

fghytju

İsrail ve Ukrayna operasyonları, sofistike hava savunma sistemlerini atlatmak ve durdurulması zor yollarla değerli hedefleri yok etmek için düşük maliyetli İHA’lara dayanan yeni teknik askeri yetenekleri yansıtıyor.

İsrail'in İran'a düzenlediği saldırılarda, aralarında Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı ve DMO Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı’nın da bulunduğu en az 20 üst düzey İranlı askeri lider öldürüldü.

Gazetenin kaynakları İsrail'in bu İHA operasyonuna yıllar öncesinden hazırlanmaya başladığını ve İran'ın fırlatılmaya hazır füzeleri nerede depoladığını bildiğini, ancak İran'ın genişliği ve İsrail'den uzaklığı göz önünde bulundurulduğunda bu füzelere saldırabilecek bir konumda olması gerektiğini belirtti.

İsrail istihbarat servisi Mossad, İHA’ları ticari kanallar aracılığıyla, genellikle bu rolde kullanıldıklarından habersiz olan ticari ortakları kullanarak ülkeye soktu. Sahadaki ajanlar mühimmat topladı ve bunları ekiplere dağıttı. Gazeteye göre İsrail üçüncü ülkelerdeki ekip liderlerini eğitti, onlar da İran’daki ekipleri eğitti.