Dibeybe, meşruluk tartışmalarının ortasında Tunus ziyaretine başladı

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, bir hafta sürecek Tunus ziyaretine başladı (AP)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, bir hafta sürecek Tunus ziyaretine başladı (AP)
TT

Dibeybe, meşruluk tartışmalarının ortasında Tunus ziyaretine başladı

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, bir hafta sürecek Tunus ziyaretine başladı (AP)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, bir hafta sürecek Tunus ziyaretine başladı (AP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, ‘hükümetinin meşruluğu’ hususunda yaşanan tartışmaların ortasında bir haftalık Tunus ziyaretine başladı. Libya parlamentosunun Fethi Başağa başkanlığında yeni bir hükümet kurması sonrasında ülkede anlaşmazlık yaşanırken, Libya şu anda iki hükümet tarafından yönetiliyor.
Dibeybe’nin heyetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hüseyin el-Aib, İçişleri Bakanı Halid el-Mazin, Maliye Bakanı Muhammed eş-Şehubi, Deniz Kaynakları Bakanı Adil Sultan, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Ali el-Abid, İç Güvenlik Servisi Başkanı Lutfi el-Harari ve Terörle Mücadele Gücü komutanı Muhammed ez-Zeyn yer alıyor. Ziyarette siyasi, ekonomi ve güvenlik konularının ele alınması bekleniyor.
Dibeybe, daha önce Sağlık ve İçişleri Bakanları ile Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı eşliğinde 9 Eylül’de Tunus’u ziyaret etmişti.
Abdulhamid Dibeybe’ye yakın Libyalı kaynaklara göre Libyalı bakanlar ve Tunuslu mevkidaşları arasındaki ikili görüşmelerin yanı sıra Libya heyeti, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve Başbakan Necla Buden ile görüşecek.
Görüşmeler sırasında bazı meselelerin ele alınması bekleniyor. Bunların arasında parlamentonun ‘iktidarı yeni başbakana devretmeyi reddeden Abdulhamid Dibeybe’nin yerine yeni hükümetin başı olarak Fethi Başağa’yı’ seçmesi sonrasında Libya’daki siyasi koşullar da bulunuyor. Görüşmelerde ‘sınır geçişlerinin işleyişini düzenleme, ekonomik ilişkileri güçlendirme, karşılıklı ticareti destekleme ve Libya pazarlarını Tunus işgücüne açma’ konularına da odaklanması bekleniyor.
Gözlemciler, seçim dosyasının da bu ziyarete hâkim olacağına inanıyor. Abdulhamid Dibeybe, Tunus ziyaretinden birkaç gün önce de Cezayir’e benzer bir ziyarette bulunmuştu. Burada Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile bir araya geldi. Tebbun, görüşme sırasında Dibeybe’ye ‘Libya’da seçimlerin düzenlenmesine destek verdiğini’ söyledi. Geçmiş yıllarda tarafsızlığa olan bağlılığını, Libya’nın iç işlerine müdahale etmeme politikasını sürdüren Tunus,  Libya- Libya çözümü için çağrıda sürekli olarak dile getirmişti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24