UBH’ye bağlı milisler, çatışmaları yeniden alevlendirebilecek bir krizden kaçındılar

Başağa, TM Başkanı Salih’e İstikrar Hükümeti’ni kurmasından bu yana atılan adımlar hakkında bilgi verdi

TM Başkanı Salih, Pazartesi günü el-Kubba'da İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile bir araya geldi (TM)
TM Başkanı Salih, Pazartesi günü el-Kubba'da İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile bir araya geldi (TM)
TT

UBH’ye bağlı milisler, çatışmaları yeniden alevlendirebilecek bir krizden kaçındılar

TM Başkanı Salih, Pazartesi günü el-Kubba'da İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile bir araya geldi (TM)
TM Başkanı Salih, Pazartesi günü el-Kubba'da İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa ile bir araya geldi (TM)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri ve Savunma bakanlıklarına bağlı silahlı milisler, liderlerinden birinin erkek kardeşinin kaçırılmasıyla başlayan krizin sona ermesinin ardından Pazartesi akşamı aralarında çatışma yaşanmasından kaçınmaya çalıştılar. Böylece başkent Trablus'un batısını ve Zaviye şehrini birbirine bağlayan sahil yolu yeniden açılabildi.
UBH’ye bağlı İstikrarı Destekleme Birimi çatısı altındaki 55. Piyade Tugayı komutanı Muammer ed-Davi’nin kardeşinin kaçırılmasına ilişkin bir videonun yayınlanmasının ardından sahil yolu aniden toprak tümseklerle trafiğe kapatılmıştı.
Güvenlik gerilimi ve askeri seferberliğin eşlik ettiği krizin sona ermesinden sonra, yerel arabuluculuk girişiminin ardından adam kaçıranlara verilen süre dolmadan toprak setlerin kaldırıldıklarını gösteren fotoğraf ve videolar sosyal medya platformlarından paylaşıldı.
Libya basınının, Başkanlık Konseyi’nden bir kaynaktan aktardığı bilgilere göre Bakanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Zaviye-Trablus sahil yolunun yeniden trafiğe açılmasından ve çatışan taraflar arasındaki anlaşmazlığın barışçıl yoldan çözülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Öte yandan Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, 5+5 Ortak Askeri Komitesi’ndeki ülkenin batısını temsil eden heyetin üyeleri ile askeri sistemin karşı karşıya olduğu sorunları ve zorlukları tartışmak üzere düzenlediği bir toplantı gerçekleştirdi.
Diğer taraftan Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından atanan İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa, Pazartesi günü el-Kubba'da TM Başkanı Akile Salih ile yaptığı görüşmede Salih’e, konseyin güvenini kazanmasından bu yana hükümetinin Libyalılara hizmet için attığı adımlar hakkında bilgi verdi. Hükümetin bütçesini vatandaşların ihtiyaçlarına göre hazırlama konusundaki kararlılığını yineleyen Başağa, bütçenin, Libya ekonomisini ilerletme ve gençler için daha iyi bir gelecek sağlama planlarının uygulanmasına izin verecek şekilde hazırlanacağına işaret etti.
Ülkenin doğusundaki turlarına devam eden Başağa, Bingazi şehir merkezi ve Spor Şehri'nin yanı sıra yerel hastaneleri ziyaret etti.
Bir diğer gelişmede ise Pazartesi günü bazı bakanlarıyla birlikte başkent Trablus'ta bir balık pazarını ziyaret eden UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe, Deniz Kaynakları Bakanlığı'na balıkçıların yaşadığı sorunların, özellikle yüksek yakıt maliyetleri ve balıkçılık limanlarının bakımının ele alınması için bir teklif sunulması talimatı verdi.
Dibeybe hükümeti, vatandaşları ‘Başbakan Cevaplıyor’ başlıklı çevrimiçi bir platformda Dibeybe’ye sorular sormaya çağırdı. UBH, bu sayede Başbakan Dibeybe’nin vatandaşlar ile arasında herhangi bir aracı olmadan doğrudan soruları yanıtlayacağını açıkladı.
Bu arada Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), Pazartesi akşamı Libya'nın güneyinde DEAŞ terör örgütü üyelerine karşı askeri bir operasyon başlattığını duyurdu. LUO Askeri Enformasyon Birimi tarafından yapılan açıklamada, Tarık Bin Ziyad Tugayı tarafından Gadva bölgesinde DEAŞ’a bağlı gruplara yönelik başlatılan askeri operasyonun sona erdiği belirtildi. Açıklamada, bubi tuzağı uzmanı Tunuslu Hişam bin Haşimi'nin bu grubun üyesi olduğu kaydedildi.
LUO Manevi Rehberlik İdaresi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcub, Gadva ve Taraghin bölgeleri arasında, park halindeki bir arabanın Tarık bin Ziyad Tugayı’na bağlı 10. Seriyye devriyesine ateş açtığını söyledi. Karşı ateş sonucu yaralanan saldırganların kan izleri takip edilerek kaçan araca ulaşıldığını belirten Mahcub, araçta bazı patlayıcıların da bulunduğunu aktardı. Araçtakilerin DEAŞ ile bağlantılı olduklarına dair kanıtların da ele geçirildiğini söyleyen Mahcub, Libya’nın güneyinde aranan kaçaklar için çemberin giderek daraldığının altını çizdi.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.