ABD’den, Libyalı liderlere petrol kesintisine derhal son verilmesi çağrısı

ABD, petrol üretimini durdurmanın küresel ekonomi üzerindeki yansımaları konusunda uyardı.

ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland. (ABD’nin Trablus Büyükelçiliği)
ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland. (ABD’nin Trablus Büyükelçiliği)
TT

ABD’den, Libyalı liderlere petrol kesintisine derhal son verilmesi çağrısı

ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland. (ABD’nin Trablus Büyükelçiliği)
ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland. (ABD’nin Trablus Büyükelçiliği)

ABD, Libya'da petrol üretiminin askıya alınmasından kaynaklanabilecek olası ‘çevre felaketi’ konusunda uyardı. ABD’den yapılan açıklamada, “Libyalı sorumlu liderler, petrol sahalarının ve ihracat limanlarının kapatılmasının ülke genelinde tüm vatandaşlara zarar verdiğini anlamalı ve petrol kesintisini derhal sonlandırmalı” denildi.
ABD’nin Trablus Büyükelçiliği, Washington'ın Libya’da ham petrol üretimi ve ihracatının durdurulması ve bunun küresel ekonomi üzerindeki yansımaları konusundaki korku ve endişelerini ifade eden bir açıklama yaptı. Bu alışılmışın dışındaki açıklamada Büyükelçilik, Libya’da petrol sahalarının ve ihracat limanlarının kapatılması yerine anlaşmazlıkların çözümü için bir mekanizma aranması gerektiğine işaret etti.
Washington, mevcut krizin Libyalıları büyük gelirlerden mahrum ettiğini, bunun da fiyatların artmasına katkıda bulunduğunu ve ülkede elektrik ve su kesintilerine ve yakıt kıtlığına yol açtığını vurguladı. Libyalı liderlere Ulusal Petrol Kurumu’nu (NOC) koruyan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) konuya dair kararlarını hatırlatan ABD, Libyalılara petrol gelirlerinin kendilerine fayda sağlayacağına dair güvence verecek bir mekanizma üzerinde kendileriyle birlikte çalışma sözü verdi.
Libya’da petrol sahaları ve ihracat limanları siyasi anlaşmazlıklar, grevler ve güvenlik tehditleri nedeniyle kapatıldı. Libyalıların gelir kaynaklarının yüzde 98'ini oluşturan petrol gelirlerinin kesintiye uğramasına neden olan bu durumlar sık sık tekrarlanıyor.
Libya’da geçici görevdeki Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) muhalif bir grup, Şerara Petrol Sahası’ndaki işçilere baskı yaparak üretimi kademeli olarak durdurmaya zorladı. Bunun üzerine NOC, Nisan ayı ortalarında sahada 'mücbir sebep hali’ ilan etti. Ülkenin güneyindeki El-Fil Petrol Sahası ve ülkenin doğusundaki Zeytuna Limanı için de mücbir sebep bildirildi.
Washington geçmişte petrol sahaları ve ihracat limanlarındaki kapanmalar öncesinde petrol gelirlerinin Libya liderliğindeki bir mali mekanizma tarafından izlenmesi ve denetlenmesi gerektiği yönünde yaptığı öneriyi savundu. Petrol üretimini durdurmanın ‘aceleci ve halka zarar veren bir tepki’ olduğunu vurgulayan Washington, bunun aynı zamanda küresel ekonomide sorumlu bir aktör olarak Libya'ya olan uluslararası güveni baltaladığının altını çizdi.
ABD, Libya’da üzerinde anlaşmaya varılmış ulusal bir bütçe olmamasından dolayı daha önce de Libya'nın gelirlerinin kullanımına ilişkin, geniş desteğe sahip geçici bir mali mekanizmanın kurulması konusunda ‘öneride’ bulunduğunu ve bu önerinin arkasında olmaya devam ettiğini belirtti.
Libya, günlük üretilen ham petrolün yaklaşık dörtte birini Bingazi’nin 180 kilometre güneyindeki Zeytuna Limanı üzerinden ihraç ediyor. Bu da NOC Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sanallah’ı ‘petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artış karşısında petrol sahaları ve ihracat limanlarının kapatılmasının Libyalıların yaşamları üzerindeki olumsuz etkisi’ konusunda uyarıda bulunmaya yöneltti.  
UBH Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Avn, yaptığı açıklamada, petrol tesislerinin kapatılmasının, ülkenin günlük ham petrol üretiminin yaklaşık 600 bin varile düşmesine neden olduğunu söyledi.
Libya'nın gelirlerinin, ‘ülke genelindeki vatandaşlara hizmet için harcanması gerektiğini ve ülkenin kaynakları üzerinde dışarıdan hiçbir müdahalenin olamayacağını’ vurgulayan Washington, güvenin inşası için tüm tarafların harcamaları finanse etmek üzere paranın ne zaman ve kime aktarıldığını bilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Petrol ve Gaz Bakanı Avn, petrol ihracatının yakında yeniden başlamasını beklediklerini bir kez daha yineledi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre Libyalı Bakan, bu günlerde petrol ihracatının yeniden başlamasını umduklarını ifade etti.
Kapatmanın devlete büyük kayıplara mal olduğunu belirten Bakan Avn, hükümet tarafından oluşturulan bir komitenin petrol sahalarının ve ihracat limanlarının kapanmasından kaynaklanan toplam kayıpları listeleyen kapsamlı bir rapor hazırlama sürecinde olduğunu duyurdu. Avn ayrıca şu an petrolün pompalandığı ana vanaların kapalı olduğuna ve hiçbir şekilde ihracat imkanının bulunmadığına dikkat çekti.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.