Şemhani: Irak’ta İran’ın çıkarlarının hedef alınması kabul edilemez

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Şemhani, ülkesinin, Irak topraklarından İran'ın güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan herhangi bir eyleme hızlı ve kararlı bir şekilde yanıt vereceğini söyledi

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran’da Irak Meclis Başkanı Halbusi’yi kabul etti. (EPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran’da Irak Meclis Başkanı Halbusi’yi kabul etti. (EPA)
TT

Şemhani: Irak’ta İran’ın çıkarlarının hedef alınması kabul edilemez

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran’da Irak Meclis Başkanı Halbusi’yi kabul etti. (EPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tahran’da Irak Meclis Başkanı Halbusi’yi kabul etti. (EPA)

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, ülkesinin, Irak topraklarından İran'ın güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan herhangi bir eyleme hızlı ve kararlı bir şekilde yanıt vereceğini söyledi. Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Tahran’da görüşen Şemhani, Irak içinden İran’ın çıkarlarının hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Şemhani, ülkesinin ABD ve İsrail’in tehditlerine karşı teyakkuz halinde olduğunu belirterek, “İran, Siyonist rejim, ABD ve onlarla bağlantılı akımların müdahaleci hareketlerini yakından takip ederek, tehditlere akıllıca bir karşılık verdi. İran, kendisinin ve bölgenin güvenliğine zarar verecek her türlü eyleme karşı tedbir alabilecek durumdadır, güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan herhangi bir eyleme hızlı ve kararlı bir tepki gösterecektir” dedi.  
Irak'ta siyasi istikrar ve güvenliğin sağlanmasının bölgenin çıkarına olduğunu ifade eden Şemhani, “İran İslam Cumhuriyeti, Irak halkının iradesini yerine getirmek için tüm imkanlarını kullanmaya hazırdır” ifadesini kullandı.  
Muhammed el-Halbusi ise, Irak Meclisi’nin, İsrail ile işbirliğini suç sayan bir yasa tasarısı hazırlığında olduğunu, böylelikle Irak toprakları üzerinden İran’a yönelik bir tehdit yaşanmasını engellemeyi amaçladıklarını belirtti. Irak’ta hükümet kurma amaçlı görüşmelerin devam ettiğine işaret eden Halbusi, “İran, Irak'taki bazı dini ve siyasi gruplar arasında güçlü bir nüfuza sahiptir, dolayısıyla taraflar arasında siyasi bir uyumun yaratılmasında önemli bir rol oynayabilir” dedi.  
Halbusi ve beraberindeki heyet başkent Tahran’da Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi tarafından kabul edildi. Görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı. Halbusi ayrıca İranlı mevkidaşı Muhammed Bakır Kalibaf ve üst düzey yetkililerle bir araya geldi.  
Halbusi, İranlı mevkidaşı Kalibaf ile düzenlediği basın toplantısında, “Parlamentolar halkları temsil eder ve halkın çıkarlarını önceler. Bizler iki komşu ülkeyiz ve iş birliğini sürdürmeliyiz, İran’ın istikrarı Irak’ın da çıkarınadır bunun aksi de doğrudur. Bölgede istikrarı sağlamak için ciddi adımlar atacağız, halklarımız daha iyi ilişkilerimizin olmasını istiyor, geleceklerini güvence altına almak ve yeni krizlere, çatışmalara maruz kalmamak istiyorlar” dedi.  
Egemenliğin, iyi komşuluk ilişkilerinin ve insan haklarını korumanın, bölge ülkeler ile İran ve Irak arasındaki ilişkilerde önem gösterilen meseleler olduğunu vurgulayan Halbusi, bölge ülkelerinin uluslararası arenada müşterek tutum takınması gerektiğine işaret etti. İran’ın yaptırımlara, Irak’ın ise terör saldırılarına maruz kaldığını hatırlatan Halbusi, zor yıllar geçirildiğini ve bölge ülkelerinin egemenliklerinin ihlal edildiğini, ancak geçmişi geride bırakıp ileriye bakmak ve yeni bir sayfa açmak gerektiğini ifade etti. Halbusi, “Halklara yaptırım ve caza uygulanması kabul edilemez, terör de asla kabul edilemez, iyi bir geleceğimiz olacağına inanıyoruz, ilişkimizin daha iyi ve güçlü olmasını umuyoruz. Geçmişteki sorunları yaşamamamız için işbirliğini güçlendirmemiz şarttır” diye konuştu.  
Nuri el-Maliki liderliğindeki Irak Kanun Devleti Koalisyonu, ocak ayında seçilmesinden bu yana İran’ı ilk defa ziyaret eden Halbusi’yi heyet seçimini ‘kişiselleştirdiği’ ve bazı kesimleri dışladığı için eleştirdi. Koalisyonun Meclis’teki Grup Başkanı Atvan el-Atvani, “Halbusi’nin heyet üyeleri seçimi bizi şaşırttı. Ehliyet ya da parlamentodaki temsil oranları dikkate alınmadan bir heyet oluşturulmuş, grup başkanlarının çoğu heyetin oluşturulmasından haberdar değildi. Umarız bu ziyaret kişisel çıkarları pekiştirmek ya da kişisel konumları güçlendirmek amacıyla kötüye kullanılmamıştır” dedi.  
Irak’ta ‘siyasi tıkanıklık’ olarak bilinen süreç devam ediyor ve hükümet henüz kurulabilmiş değil. Gözlemciler, Halbusi’nin İran ziyaretini, Sünni siyasi kararı üzerindeki etkisini arttırmak için kullanmış olabileceğini değerlendiriyor. Halbusi’nin ziyaretinin ana gündeminin, altı aydır kurulamayan hükümetin teşkil edilebilmesiyle ilgili olduğu tahmin ediliyor. Nitekim İran’ın Irak’taki bazı siyasi çevreler üstündeki nüfuzu yadsınamaz. İran’ın özellikle Şii Koordinasyon Çerçevesi üzerinde güçlü bir etkisinin olduğu biliniyor. Koordinasyon Çerçevesi son oylamada hükümetin kurulmasını engellemişti. 
Bu arada Irak Elektrik Bakanı Adil Kerim, İran Petrol Bakanı Cevad Uci ile Tahran’da görüştü. Elektrik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, dün gerçekleşen görüşmenin ‘son derece olumlu bir atmosferde gerçekleştiği, görüşmede iki ülke arasındaki enerji işbirliğinin ele alındığı ve elektrik üretiminde kullanılacak doğal gaz ithalatına dair iki tarafı da memnun eden anlaşmalar yapıldığı’ belirtildi.  



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian