WHO: Testlerin azalması, dünyayı Kovid-19’a karşı kör bıraktı

Dünya Sağlık Örgütü Direktörü’nün basın toplantısından bir kare (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Direktörü’nün basın toplantısından bir kare (Reuters)
TT

WHO: Testlerin azalması, dünyayı Kovid-19’a karşı kör bıraktı

Dünya Sağlık Örgütü Direktörü’nün basın toplantısından bir kare (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Direktörü’nün basın toplantısından bir kare (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kovid-19 PCR test çalışmalarının azalmasına karşı uyarıda bulunarak, bunun virüsün devam eden gelişimi ve potansiyel tehlikeli varyantlarının ortaya çıkması duruma karşı dünyayı kör bıraktığını vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığına göre, WHO bildirilen vaka ve can kaybı sayılarında önemli bir düşüş olduğunu açıkladı. WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus “Geçen hafta, WHO’ya 15 bini aşkın can kaybı bildirildi. Bu Mart 2020’den bu yana kaydedilen en düşük haftalık toplam oldu” açıklamasında bulundu. Ghebreyesus, virüsün bu gidişatını memnuniyetle karşıladı ancak aynı zamanda, düşük sayıların Kovid-19 enfeksiyonlarını tespit etmek için yapılan testlerin sayısındaki önemli düşüşün bir sonucu olabileceğine yönelik de uyarıda bulundu. Test sayılarının azalması ile ilgili olarak “Bu, virüsün bulaşma türlerine ve evrimine karşı bizi kör ediyor” dedi ve “Ölümcül bir virüs söz konusu olduğunda, cehalet bir lütuf değildir” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Birçok ülke Kovid-19 ile mücadele tedbirlerini iptal edip normale dönmeye çalışırken, WHO salgının henüz bitmediğini vurguluyor. Tedros “Ülkeler virüsün enfeksiyonlarını tespit etmeyi bıraktı diye virüs yok olmayacak. Virüs hala yayılıyor ve mutasyona uğruyor ve insanları öldürüyor” dedi. WHO Direktörü yeni bir tehlikeli varyantın ortaya çıkmasının hala gerçek bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarıda bulunurken, “Can kayıplarındaki azalmaya rağmen, enfeksiyonun hayatta kalanlar için uzun vadeli sonuçlarını hala anlamıyoruz” ifadelerini vurguladı.
Küresel teşhis ittifakı FIND’in başkanı William Rodriguez, birçok hükümetin son aylarda Kovid-19 enfeksiyonlarını test etmeyi basit bir şekilde durdurmasına karşı öfkesini dile getirdi.



İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
TT

İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)

Pek çok kişi havalimanlarında tuhaf veya agresif davranan kişilere denk gelmiştir. 

Özellikle öfkeli yolcuların problemli davranışlar sergilediği olaylar son yıllarda artıyor. Bunun karşısında havalimanında alkol servis edilmemesi gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor.

Ancak bu davranışların arkasında sadece alkol olmayabilir. Birleşik Krallık'taki Leeds Beckett Üniversitesi'nde psikoloji dersleri veren Steve Taylor, Conversation için kaleme aldığı yazıda bu meseleyi masaya yatırıyor. 

Taylor, bazı kişilerin uçma korkusundan dolayı gerildiğini ve bu nedenle agresif davranışlar sergileyebileceğini söylüyor. Ayrıca bazıları rahatlamak için içki içebiliyor ve bu da daha pervasız davranmalarına yol açıyor olabilir. 

Havalimanlarının gürültülü ve kalabalık ortamının da duruma pek fayda sağladığı söylenemez. 

Psikolog, bunların yanı sıra havalimanlarında zaman ve mekan algısının bulanıklaşmasının da rol oynadığını düşünüyor. 

Taylor, "Havalimanları şimdiki zamanın hoş karşılanmadığı bir yokluk bölgesidir. Herkesin dikkati geleceğe, uçuşlarına ve varış noktalarına ulaştıklarında onları bekleyen maceralara yönelir" diyerek ekliyor: 

Geleceğe bu kadar yoğun bir şekilde odaklanmak, özellikle uçuşlar rötar yaptığında hayal kırıklığı yaratıyor.

Havalimanlarında bulanıklaşan tek şey zaman ve mekan algısı değil. Bu ortamlarda insanların, tanımadıkları kişilerle sohbet etme ihtimali artıyor. 

Taylor'a göre sosyal sınırların esnediği bu ortam, toplumun normal kurallarının ortadan kalkmasına neden olabilir. 

Yazıda ayrıca başka bir ülkeye yapılan yolculuklarda, ulusal sınırların arasında kalmanın da davranışları etkileyebileceğine değiniliyor. Eğer farklı bir zaman dilimindeki bir yere seyahat ediliyorsa hem mekan hem zaman algısı daha fazla bozulabilir.

"Kendimizi zaman ve mekan üzerinden tanımlarız" diyen Taylor ekliyor:

Ayrıca kendimizi ülkemizle de tanımlarız. Bu tür işaretler olmadan kendimizi başıboş hissedebiliriz. 

Yapılan araştırmalar, bu türden oryantasyon bozulmalarının geçici olsa bile ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.

Diğer yandan Taylor, kimliği belirleyen şeylerden veya zamandan "azade olunan" havalimanlarının özgürleştirici bir etki de yaratabileceğini söylüyor.

Psikolog, "Bir dizide her hafta aynı karakteri canlandırmak zorunda kalan oyuncular gibi, rollerimizin güvenliğinden hoşlanıyoruz ancak kendimizi yeni zorluklarla test etmeyi ve esnetmeyi arzuluyoruz" diye yazıyor: 

Dolayısıyla normal rutinlerimizin ve ortamlarımızın dışına çıkmak canlandırıcı bir his veriyor. İdeal olan, havalimanında başlayan özgürlüğün yurtdışı maceralarımız boyunca devam etmesi.

Independent Türkçe, Conversation, Guardian, Human Studies