İsrail, Şam yakınlarında Suriye- İran mevzilerini vurdu: 10 ölü

Tel Aviv, bir insansız hava aracının düştüğünü kabul etti

Suriye hava savunması, salıyı çarşambaya bağlayan gece İsrail bombardımanına karşı koymaya çalışıyor (Damascus News)
Suriye hava savunması, salıyı çarşambaya bağlayan gece İsrail bombardımanına karşı koymaya çalışıyor (Damascus News)
TT

İsrail, Şam yakınlarında Suriye- İran mevzilerini vurdu: 10 ölü

Suriye hava savunması, salıyı çarşambaya bağlayan gece İsrail bombardımanına karşı koymaya çalışıyor (Damascus News)
Suriye hava savunması, salıyı çarşambaya bağlayan gece İsrail bombardımanına karşı koymaya çalışıyor (Damascus News)

İsrail’in çarşamba sabahı Şam yakınlarındaki Suriye- İran bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında aralarında 6 Suriye askerinin olduğu 10 savaşçı öldü. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) çarşamba günü verdiği bilgilere göre bu bilanço, yıl başından bu yana en yüksek oran. Saldırı, İsrail ordu sözcüsünün Suriye topraklarında bir insansız hava aracının düştüğünü itiraf etmesi, Tel Aviv’deki askeri ve medya arenasında soru işaretlerine neden oldu.
SOHR’a göre Çarşamba erken saatlerde İsrail, Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında çoğu Tahran’a bağlı gruplara ait en az 5 bölgeyi füze saldırısıyla hedef aldı.
Saldırılarda 6’sı Suriyeli asker, 4’ü Tahran’a bağlı savaşan gruplardan olmak üzere 10 kişi öldü ve en az 8 kişi de yaralandı. SOHR, ölenlerin kimliklerinin belirlenemediğini belirtti.
SOHR’a göre bombardıman, Şam Uluslararası Havalimanı yakınlarında Tahran’a bağlı gruplara ait silah ve mühimmat depolarının tahrip olmasına yol açtı.
SOHR müdürü Rami Abdurrahman, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada yılbaşından bu yana İsrail bombardımanda en yüksek can kaybının bu saldırıda yaşandığını belirtti.
Resmi medya organlarının çarşamba sabahı bir Suriyeli askeri kaynaktan aktardığına göre 4 asker öldü, 3 asker yaralandı ve bazı maddi kayıplar meydana geldi. Kaynak, “Düşman İsrail, Tiberya yönünden Şam çevresindeki bazı noktaları hedef alan füzelerle hava saldırısı gerçekleştirdi. Hava savunmamız, düşman İsrail’in füzelerine karşı koydu” açıklaması yaptı.
İsrail, geçmiş yıllarda Suriye’de orduya ait bölgeleri, İran ve Lübnan Hizbullah’ına ait bazı mevziileri hedef alan yüzlerce hava saldırısı düzenledi.
İsrail, Suriye’de saldırı düzenlediğini nadiren açıklıyor. Ancak İran’ın Suriye’deki askeri varlığını güçlendirme girişimleriyle mücadelesini sürdüreceğini yineliyor.
Son günlerde İsrail, özellikle Şam ve havalimanı yakınlarında Tahran’a sadık gruplara ait mevziileri defalarca hedef aldı. İran Devrim Muhafızları, 8 Mart’ta Şam yakınlarında benzer bir İsrail bombardımanından bir gün sonra albay rütbesindeki 2 subayının öldürüldüğünü duyurdu.
Devrim Muhafızları, düşman İsrail’e suçunun bedelini ödetmeye yemin etti.
Bu durum, İran’ın ‘İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarında askeri güçlerini öldürdüğü’ yönündeki ilk açıklaması değil. 2018 yılında Tahran, Tel Aviv’i Humus vilayetinde 4 askeri danışmanın öldürülmesine neden olmakla suçladı.
Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde hükümet ve muhalefet temsilcileri arasında 2014’ten bu yana yapılan birkaç tur müzakereye rağmen diplomatik çabalar, anlaşmazlığın siyasi bir çözümüne olanak tanımadı.
Salı günü BM Güvenlik Konseyi’ne verdiği bir brifing sırasında BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’deki çatışmanın donmuş değil, şiddetli bir çatışma olduğunu belirtti. Pedersen, İsrail tarafından gelenler de olmak üzere hava saldırılarındaki artışa ve bu ay içerisinde ülkenin farklı bölgelerinde çeşitli tarafların düzenlediği bombardımanlara dikkati çekti.
Pedersen, Suriye anlaşmazlığının taraflarını temsil eden Anayasa Komitesi’nin ‘28 Mayıs- 3 Haziran tarihleri arasında Cenevre’de yapılacak’ yeni bir müzakere turu çağrısında bulundu.
Öte yandan İsrail ordu sözcüsünün 27 Nisan’da Suriye toprakları içerisinde bir insansız hava aracının düşürüldüğüne ilişkin itirafı, Tel Aviv’deki askeri ve medya arenasında soru işaretlerine neden oldu. Öyle ki konunun İsrail’in Şam Havalimanı’na düzenlediği saldırılar ve daha önce Filistin mevziilerinden gelen füzeler ile ilişkisi hakkında sorular gündeme geldi.
Ordu kaynakları, çatışma taraflarından herhangi birinin (Suriye ve Lübnan) tırmanışla ilgisi olmadığını açıklarken, bir haftada 3 kazanın olayın yaşanması, kuzey cephesinin ısınma tehlikesini yeniden akıllara getirdi.
İsrail ordusunun Arap medya sözcüsü Avichay Adraee, geçen pazartesi günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada “Bugün erken saatlerde rutin bir faaliyet sırasında Suriye topraklarına savunma ordusuna bağlı bir insansız hava aracı düştü. Bilgi sızıntı korkusu yok. Olay araştırılıyor” dedi.
Birkaç saat sonra ajanslar, İsrail saldırılarının dün sabah Suriye’nin başkenti Şam yakınlarında, çoğu Tahran’a bağlı gruplara ait en az 5 bölgeyi hedef aldığını söyleyen bir haber yayınladı.
Her zamanki gibi İsrail, ajansları tarafından yayınlanan haberleri alıntı yapmak dışında bu saldırılar hakkında açıklama yapmadı. Ancak Filistin tarafı, 4 gün önce Lübnan’ın güneyinden İsrail’in kuzey kasabalarına 2 füze fırlatırken, İsrail’in ise 45 füzeyle karşılık vermesi sonrasında Tel Aviv’deki tartışma, kuzey cephesinde durumun kasıtlı olarak ısıtılıp ısıtılmadığına dair soruları gündeme getirdi.
Geçen pazartesi günü İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Lübnan hükümetinin İsrail’e karşı ateşlenen iki füzenin sorumlusu olduğunu açıkladı. Gantz, İsrail’e Sur şehrinin güneyindeki kıyı bölgesini bombalayarak karşılık verilmesi çağrısı yaptı. “İsrail Devleti, Lübnan hükümetini topraklarında olup bitenlerin sorumluluğunu üstlenmeye çağırıyor” diyen Benny Gantz, “Terör ve şiddet devam ederse, doğru hedeflere karşı gerekli gücü nasıl kullanacağımızı bileceğiz” şeklinde konuştu.



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.