Sisi’nin siyasi diyalog çağrısı, memnuniyet mesajları ve taleplerle karşılanıyor

Parti mensupları, aktivistlerin serbest bırakılması ve özgürlükler gibi öncelikli dosyalara odaklanma taleplerini dile getirdi

Mısır Cumhurbaşkanı, önceki gün Kahire’de Kur’an-ı Kerim hafızlarının onurlandırılması sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı, önceki gün Kahire’de Kur’an-ı Kerim hafızlarının onurlandırılması sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi’nin siyasi diyalog çağrısı, memnuniyet mesajları ve taleplerle karşılanıyor

Mısır Cumhurbaşkanı, önceki gün Kahire’de Kur’an-ı Kerim hafızlarının onurlandırılması sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı, önceki gün Kahire’de Kur’an-ı Kerim hafızlarının onurlandırılması sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi’nin ‘istisnasız tüm parti ve gençlik akımlarıyla siyasi diyalog kurulması’ çağrısı, dün Kahire’de geniş çapta ilgi gördü. Parti mensupları, parlamento üyeleri ve insan hakları çevreleri bu çağrıyı, ‘tutuklu aktivistler’ ve ‘özgürlükler’ dosyalarının önceliğine odaklanılması talepleriyle karşıladı.
Sisi’nin Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi çalışmalarının genişletilmesi imasında bulunduktan bir gün sonra, Komite üyeleri, ünlü politikacıların ve gazetecilerin serbest bırakılmaya başladığını belirtti.
Sisi dün akşam Mısır Aile İftarı sırasında, hapisteki aktivistlerin ve insan hakları savunucularının ailelerine üstü kapalı güvence mesajı verdi. Cumhurbaşkanı son günlerde bazılarının serbest bırakılması konusundaki ‘büyük mutluluğunu’ dile getirdi ve “Onlara, bu vatanın hepimizi barındırdığını ve fikir ayrılıklarının vatan davasını bozmadığını söylüyorum” ifadelerini sözlerine ekledi.
Mısırlı partilerin çoğu dün Sisi’nin diyalog çağrısını memnuniyetle karşılayan açıklamalar yayınladı. Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli hükümetin haftalık toplantısında, hükümetin cumhurbaşkanının görevlerini, bir uygulama planına göre Mısır Aile İftarı ile uygulamaya başlayacağını söyledi.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi üyesi Muhammed Abdulaziz’e göre, Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, çeşitli partilerden ve siyasi güçlerden, Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nden ve Temsilciler Meclisi İnsan Hakları Komitesi'nden tutuklu gençlerin isimlerini almaya başladı.
Abdulaziz dün Mısırlı gazeteci Hussam Munes’in serbest bırakılmasına dikkat çekerken, Gazeteciler Sendikası, Sisi’nin kararlarının tamamını memnuniyetle karşıladığı bir bildiri yayınladı. Sendika Başkanı Dia Raşvan, geniş kapsamlı bir ulusal siyasi diyalog çağrısının, 25 Ocak 2011 ve 30 Haziran 2013 devrimlerinden sonra Mısır devletinin siyasi yolunda niteliksel bir sıçrama olduğunu ayrıca, anlaşma ve anlaşmazlıklar olsun tüm açılardan bir arada yaşama ve uyumluluk kapısı açtığını belirtti.
Sisi, Ulusal Gençlik Konferansı Yönetimi’nin çalışmaları başlatmakla görevlendirdiği ‘ulusal siyasi diyalog’ oturumlarının son aşamalarına katılma sözü vermişti.
Kahire Üniversitesi’nden Siyasi Bilimler Profesörü Dr. Mustada es-Seyyid, Şarku’l Avsat’a “Siyasi diyalog duyurulmasının zamanlamasının bir anlamı var. Zira Mısır, Rusya-Ukrayna savaşının iki katına çıkardığı bir ekonomik krizle yüzleşiyor bunun yanı sıra yeni bir kredi almak için Uluslararası Para Fonu ile bir anlaşma yapma çabalarında bulunuyor ve bunun yaşam giderleri konusunda etki yaratması bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Seyyid, “Kahire ve Batı başkentleri arasındaki ilişkilerde, bu hukuk dosyası daima gündemde yer alıyor. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Sisi yönetimine tamamen karşı çıkmayan, bunun yerine daha fazla ifade ve örgütlenme özgürlüğü isteyen kişilerin serbest bırakılmasının gölgesinde siyasi güçlerle gerilimi azaltan bir adım atılması faydalı oldu. Daha önce de siyasi anlaşmazlıkları olan çok sayıda mahkumun serbest bırakılmıştı” ifadelerini kullandı.
Siyasi diyaloğun içerebileceği çalışma gündemine ilişkin beklentileri ile ilgili olarak, Seyyid “Bu henüz bilinmiyor. Ancak diyaloğa uygun bir atmosfere sahip olması gerekiyor, özellikle de tutuklu kişiler konusunda” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Tutuklu aktivistlerin serbest bırakılması dosyasında ilerlemenin sağlanması, diyalog arayışının ciddiyetini gösterecek” dedi.
Diğer yandan, Sisi dün gece Kadir gecesi etkinliklerine katıldığı sırada, “Bilinçli ve bilgece bir dini söylem, yıkıcı aşırılıkçı ideolojiyle yüzleşmenin en önemli unsurlarından biridir.” ifadelerini kullandı ve din ve vatan konularında anlayış ve farkındalığı yaymak için daha fazla çaba harcama ve sürekli çalışma çağrısında bulundu.
Sisi ayrıca ‘sıkı çalışma, ustalık, samimiyet, iş birliği, şefkat ve milli dayanışmanın zorunlu olduğunu’ da vurguladı.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.