Lübnan’da çöp krizi yeniden kapıda

‘Geçim kaynağı’ arayanlar, Beyrut sokaklarında atık toplanmasına engel oluyor

Ayn er-Rummane bölgesinde bir yolun kenarına yığılmış çöpler (Reuters)
Ayn er-Rummane bölgesinde bir yolun kenarına yığılmış çöpler (Reuters)
TT

Lübnan’da çöp krizi yeniden kapıda

Ayn er-Rummane bölgesinde bir yolun kenarına yığılmış çöpler (Reuters)
Ayn er-Rummane bölgesinde bir yolun kenarına yığılmış çöpler (Reuters)

Lübnanlı Zeyneddin, atık toplamaktan sorumlu şirketin Beyrut’taki çalışmalarına devam etmek üzere geri dönmesinden sonra duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Geçen hafta dükkanının önünde biriken çöpler nedeniyle mustarip olduğunu belirten Zeyneddin, “Çöpten gelen kötü kokudan dolayı sokaktan elimle burnumu tıkamadan geçemedim ve birçok müşteriyi kaçırdım” dedi.
Beyrut ve Keservan’daki atıkların toplanmasından sorumlu olan ‘Ramco’ şirketi, hurda toplayıcıları ile şirket çalışanları arasında yaşanan sorun nedeniyle Beyrut’un doğusundaki Burc Hammud’da yeni çöp sahasındaki çalışmalarını sürdürmeyi bırakmıştı. Lübnan’da ‘en-Nakişa’ olarak bilinen olay çerçevesinde Ramco şirketi sürücüleri, kendilerine taş ve bıçaklarla saldıran Suriye uyruklu bir genci ezmekle suçlandı.
En-Nakişa, değeri bazen onlarca dolara ulaşan hurdadan ‘geçim kaynakları’ sağlamak için çöplüklerde arama yapan insanlara verilen bir isim. Bunlar, pahalı hurdaları kapmak için yarışarak, atık yüklü kamyonların üzerinden atlarlar.
Bölgede telefon, aksesuar ve ön ödemeli telefon kartları satan bir mağazanın sahibi olan Zeyneddin, Şarku’l Avsat’a ‘caddeleri ve kaldırımları kaplayıp çöplüğe çeviren’ atık kokusundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Zeyneddin, “Bu ‘Nakişa’lar yüzünden yeni bir atık krizine maruz kaldık. İkinci defa, sokaklarda çöp birikiyor. İşçiler bizim çöplerimizi toplamak için hayatlarını riske atmak zorunda değiller!” dedi.
Geçen yılın sonbaharında, Lübnan’ı etkileyen ekonomik kriz nedeniyle Beyrut ve Cebel-i Lübnan sokaklarında çöpler birikmişti. Durum, atık toplama işini üstlenen şirketlerin, işçilerinin maaşlarını yükseltmek için çözümler bulamaması sonrasında çalışmalarını durdurmasına neden oldu.
Ramco Genel Müdürü Velid Bou Saad, çöplükte bulunan kamyon şoförlerinin bilgilerine dayanarak geçen hafta meydana gelen sorunları Şarku’l Avsat’a anlattı. Bu çerçevede Bou Saad, “Hurdacılar, taş ve bıçaklarla ve araçlara tırmanarak kamyon şoförlerine saldırdı. Onlar, ‘Çocuğu öldürdün, ezdin’ diye bağırıyordu. Her sürücü, meslektaşlarından birinin bu olaya neden olduğunu düşündü. Ama şirkete vardıklarında hiçbir sürücünün, kazanın sorumlusu olmadığı anlaşıldı” dedi.
Genel Müdür, “Ezilip ölen kişi, sürücünün dikkatinden kaçarak kamyona tırmanıp düşmüş olabilir. Ama özellikle de birçok sözleşmeli kamyonun çöp sahasına girdiği göz önüne alındığında kazanın, Ramco’ya ait olmayan diğer araçlardan biriyle yaşanmış olma ihtimali de var” ifadelerini kullandı.
Bou Saad, olayı güvenlik birimlerinin gözetimine bırakırken, “Kamyon sürücülerini çöplüğe girmekten korumak şirketin görevi değildir. Aksine bu, bugün çöp sahasının güvenliğini kontrol edemediğini belirten sözleşmelilerin (Khoury Müteahhitlik Şirketi’nin sahibi Danny Khoury) sorumluluğundadır” dedi.
Ramco, çalışmalarını birkaç gün durdurduktan sonra pazar sabahı, daha az oranda çöp toplamak için geri döndü. Çöp sahası için koruma sağlamayı taahhüt eden Jounieh polisi aracılığıyla sahanın korunmasına karar verildi. Vatandaşlar ise ‘Nakişa’ sorununun üstesinden gelinmesi, sözleşmeli şirketlerin çalışma şartlarının koruma altına alınması ve Beyrut sokaklarındaki çöp sahnesinin bir daha geri gelmemesi için çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.