Irak: Mukteda es-Sadr’ın tanıdığı süre üçlü ittifakı dağıtırken, Koordinasyon Çerçevesi’nin yeniden kenetlenmesini sağlıyor

İran’ın Halbusi’ye gösterdiği sıcak karşılama, Halbusi ile Sünni rakipleri arasındaki çatışmaya olumlu yansıdığına dair herhangi bir işaret yok.

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve İranlı mevkidaşı Muhammed Bakır Galibaf önceki gün basın toplantısı düzenledi (DPA)
Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve İranlı mevkidaşı Muhammed Bakır Galibaf önceki gün basın toplantısı düzenledi (DPA)
TT

Irak: Mukteda es-Sadr’ın tanıdığı süre üçlü ittifakı dağıtırken, Koordinasyon Çerçevesi’nin yeniden kenetlenmesini sağlıyor

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve İranlı mevkidaşı Muhammed Bakır Galibaf önceki gün basın toplantısı düzenledi (DPA)
Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve İranlı mevkidaşı Muhammed Bakır Galibaf önceki gün basın toplantısı düzenledi (DPA)

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi önceki gün gerçekleştirdiği İran ziyareti sırasında abartılı bir sıcaklıkla karşılanmasına rağmen -zira İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de dahil olmak üzere oradaki üst düzey yetkililerle bir araya geldi- bu sıcaklık Anbar vilayetinde Halbusi ile Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin desteklediği diğer Sünni isimler arasındaki çatışmasına olumlu yansımadı. Halbusi’nin İran ziyaretinin bir aydan uzun süre önce yapılması planlanmıştı ve o dönem Halbusi’nin de içinde yer aldığı üçlü ittifak gücünün zirvesindeydi. Şarku’l Avsat’a bilgi veren kaynaklar, ziyaretin başka bir tarihe ertelenmesini talep eden tarafın İran olduğunu söyledi.
Iraklı kaynaklar, İran’a gidecek Irak heyetinde İran’da hoş karşılanmayan Sünni Egemenlik İttifakı’ndan bazı isimlerin yer alması nedeniyle Tahran’ın ziyareti erteleme kararının siyasi gerekçelere dayandığını değerlendiriyor. Kaynaklara göre, İran tarafı, kısa süre öncesine kadar tartışmalı figürler arasında kabul edilen ve İran’a gidecek heyette bulunan Sünni Egemenlik İttifakı lideri ve iş insanı Hamis el-Hancer ile doğrudan temas kurmaktan kaçındığı için ziyareti erteledi. Ancak ertelenen ziyareti gerçekleştirmesi için Halbusi’nin şu an davet edilmesinin zamanlamasına dikkat çeken kaynaklar, ziyaretin düzenlendiği şu günlerde üçlü ittifakın dağılma sinyalleri verdiğini ve Halbusi’nin Sünni siyaset çevrelerinde sorunlar yaşadığını ve bu nedenle bir ay önceki -özellikle Mukteda es-Sadr’ın itikafa girmesinden önceki- duruma kıyasla Halbusi’nin bugün daha zor durumda olduğunu belirtiyor.
İran’ın Irak dosyası konusunda zekice hareket ettiği değerlendirmesinde bulunan kaynaklar, söz konusu ziyaretin Halbusi’ye siyasi hasımlarına karşı destek gibi göründüğünü ancak gerçekte İran’ın, Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni, Sadr’ın çoğunluk hükümeti projesine karşı desteklemeyi amaçladığını kaydetti. Ziyareti başka bir açıdan da değerlendirmenin mümkün olduğunu söyleyen kaynaklara göre İran Halbusi’yi üçlü ittifaktan çekilmeye teşvik etmeye çalışıyor olabilir.
Halbusi seçimlerdeki kalesi kabul edilen Anbar vilayetinde birtakım sorunlar yaşıyor. Zira Sahavat olarak adlandırılan Sünni aşiret milislerin eski komutanı Abdulsettar Ebu Rişe’nin oğlu Sitam Ebu Rişe başta olmak üzere yargının haklarında beraat kararı verdiği Rafi el-İsavi ve Ali Hatem Süleyman gibi Sünni isimler Halbusi’ye muhalefet etmeye başladı.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin daha önce dile getirdiği birçok engel nedeniyle Halbusi’nin üçlü ittifaka yönelik pozisyonunu değiştireceğini veya ittifaktan çekileceğini gösteren yeterli delil bulunmuyor. Aynı kaynaklara göre, Koordinasyon Çerçevesi şu ana kadar Halbusi’nin önüne aşması zor çeşitli engeller çıkarmakta başarılı oldu. Diğer taraftan Meclis Başkan Yardımcısı ve Sadr Hareketi yöneticisi Hakim ez-Zamili ile Halbusi arasında yaşanan polemikte Mukteda es-Sadr’ın kendi müttefiki olan Halbusi’ye destek vermediğini anımsatan kaynaklar, Sadr’ın, Sünni siyasi hasımlarıyla girdiği rekabette Halbusi’ye destek vereceğine ihtimal vermiyor.
Öte yandan Halbusi ve Hancer, Vatanı Kurtarma İttifakı olarak da bilinen üçlü ittifak içindeki birlik ve beraberliği göstermek amacıyla Kürt lider Mesut Barzani ile görüşmek amacıyla Erbil’i ziyaret etti. Ancak görüşmeden sızdırılan bilgiler, ziyaretin sonuçlarının, arzulanan hedefin tam tersinin gerçekleştiğini söylüyor. Zira bu bilgiler Vatanı Kurtarma İttifakı’nın bizzat kendisinin kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu ifade ediyor. Kaynaklara göre Kürt lider Barzani, Şii lider Mukteda es-Sadr’ın ‘siyasi itikafa’ girmesinden ve bunun ittifakı zayıflatmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmekten çekinmedi. Bu arada Şii Koordinasyon Çerçevesi, yeni cumhurbaşkanının seçilmesi gündemiyle düzenlenen meclis oturumunda oylamaya geçilmesini engellediği günlerde sahip olduğu güce kıyasla daha büyük bir güçle hareket ediyor.
Barzani, üçlü ittifakın liderleri tarafından tedbirler ve pozisyon alınmasını gerektiren gelişmelerin yaşanmasına rağmen kendisi ve Halbusi ile iletişim kurmadığı için Sadr’ı suçladığı belirtiliyor. Ayrıca İran’ın Erbil’i roketlerle bombalamasına Sadr tarafından verilen tepkinin Barzani’nin arzuladığı seviyede olmadığı ifade ediliyor. Sünni cepheye gelince, Sadr’ın yargının Halbusi’nin rakibi Sünni isimler hakkında verdiği beraat kararlarının ardından Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki Şii siyasi hasımlarını eleştirdiği tweet’i istisna edilirse Halbusi’yi destekleyen mesajlar vermemesi dikkati çekti. Nitekim Halbusi, Şii silahlı grupların kendisine yönelttiği tehditlerin ardından Twitter hesabından paylaştığı mesajda Sadr’ın bu tehditlere karşı kararlı bir duruş sergilememesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Halbuki Sadr, Halbusi ve Barzani ile ittifak kurduğu ilk dönemlerde yaptığı açıklamada ortaklarını Şii silahlı grupların faaliyetlerinden koruyacağını ilan etmişti.



Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
TT

Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a karşı başlattığı saldırıdan önce, ABD, İsrail, Hamas ve İran arasında Gazze konusunda geniş kapsamlı müzakereler yürütüldüğünü açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Gazze'de tutulan rehinelerin durumuyla ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini doğruladı.

Ancak İsrail'in İran'a sert bir askeri darbe indirmesi, Gazze meselesinin çözülmesine ve ateşkes anlaşmasına varılmasına katkıda mı bulunacak, yoksa bölgedeki ateşkes müzakerelerini olumsuz yönde mi etkileyecek?

Darbe öncesi çabalar

İsrail, İran'ı 7 Ekim 2023 saldırılarını finanse etmekle suçluyor. Bu suçlamayı dayandırdığı nedenlerden biri Hamas Hareketi’nin Tahran'ın bölgedeki uzantılarından biri olarak görmesi ve Hamas ile İran arasında uzun soluklu ve güçlü ilişkiler olmasıdır.

Mevcut bilgilere göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Filistin asıllı Amerikalı akademisyen ve siyasi aktivist Bishara Bahbah, İsrail İran'a ağır bir darbe indirmeden önce, ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle eş zamanlı olarak Gazze konusunda bir anlaşma metni üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu çabalar, ABD ile İran arasındaki müzakerelerle eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısı öncesinde, arabulucular Katar ve Mısır, ABD ile Gazze ve İran meselelerine dair görüşmeler yaptılar. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelerin gelişmeleri ve Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için Witkoff ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Tüm bu çabalar, Katar'ın Witkoff'un ateşkes önerisine ilişkin yenilikçi ve değiştirilmiş bir formül sunmasının ardından gerçekleşti. O sırada Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya, "Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik bir dizi fikir aldık. Witkoff'un önerisine açığız. Ancak savaşı kalıcı olarak sona erdirmek ve İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini sağlamak için daha güçlü güvenlik garantileri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre bu çabalar Tahran'ın doğrudan bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Trump, ilk kez Gazze'de ateşkes dosyasına doğrudan müdahale ederken bunu, “Gazze şu anda bizim, Hamas ve İsrail arasında yürütülen büyük müzakerelerin ortasında ve İran da bu müzakerelere katılıyor. Gazze'de neler olacağını göreceğiz. Rehineleri geri almak istiyoruz” şeklindeki heyecan verici açıklamasıyla duyurdu.

Ardından Netanyahu, esir takası ve Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde önemli ilerleme kaydedildiğini söyledi ve ardından üst düzey bakanlarıyla bir toplantı yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, rehinelerle ilgili anlaşmayı sağlamaya kararlı olduklarını ve ilerleme kaydedildiğini söyledi.

İsrail şartlarını koyuyor

Ancak İsrail'in İran'a saldırmasının ardından Gazze dosyasıyla ilgili tüm bu gelişmelere endişeyle bakılırken, Hamas bu eksene olan bağlılığını yeniden teyit etti ve tutumunda değişiklik yapmadı. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının tehlikeli olduğunu, bölgede patlamaya yol açabileceğini ve bunun Netanyahu'nun bölgeyi açıkça bir savaşa sürükleme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi.

İsrail'in saldırısı, Gazze'deki savaşın gidişatını etkiliyor. Siyasi ve askeri gözlemciler, savaşın gidişatı ve ateşkesin Tahran ile Tel Aviv arasındaki askeri gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini ve bir anlaşmaya varılabileceği gibi, tarafların tutumlarının sertleşebileceğini belirtiyorlar.

Siyasi araştırmacı Macid Ebu Herbid, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“İsrail, bölgede zaferler kazandığına ve İran'a karşı ezici bir galibiyet elde ettiğine inanıyor. Bu durum Netanyahu'yu, kazanan tarafın şartları belirlediği kuralına göre şartlarını ve taleplerini sertleştirmeye iten bir coşkuya kapılmasını sağlarken Gazze konusunda yenilgiye uğradığına inandığı Hamas'ın bu şartlara uyması gerektiğini düşünüyor.”

Ebu Herbid, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hamas her şeyi kaybettiğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden tek seferde kapsamlı bir anlaşma imzalamakta ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Bu durum toprak üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra kaybedecek başka bir şeyi kalmadığından kaynaklanıyor."

Ebu Herbid'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırıları Gazze dosyası üzerinde hızla etkili olmayacak. Yani ne Hamas ateşkes için acele edecek ne de İsrail anlaşmaya varmak ve rehinelerin serbest bırakılması için acele edecek. Siyasi araştırmacı, her iki tarafın da önceliklerini değiştirmek için Tahran'daki çatışmalardaki gelişmeleri beklediğini belirtti.

“İran ateşkesi engelleyebilir”

Askeri bilimler alanında öğretim görevlisi Muaviye Vasif ise İsrail ile İran arasındaki gerginliğin Gazze'deki ateşkes sürecine hizmet etmediğini söyledi. Vasif’e göre Netanyahu, Tahran'ı vurma planlarıyla meşgulken, Hamas durumu izliyor ve müzakere edecek birini bulamıyor. Bu yüzden Gazze'deki durum olduğu gibi kalabilir.

Vasif, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın açıkladığına göre İran, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda yürütülen görüşmelere dahil olduğundan, herhangi bir öneriyi reddederek Hamas’ı etkileyecektir. Ayrıca ABD ile yürüttüğü görüşme ve müzakerelerde şartlarını sertleştiriyor ve bunları hiçbiri, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese varılmasını isteyen Gazze halkının yararına olmayacak.”

Hamas'ın şu anda zayıf bir konumda olduğunu ve Tel Aviv'in İran'la savaşla meşgul olması nedeniyle İsrail'e Gazze'de ateşkes için baskı yapamayacağını söyleyen Vasif, Tahran'daki gerginliğin Gazze'deki çatışmaları hafifletebileceğini, ancak Netanyahu'nun şu anda zafer kazandığına inandığı için ateşkes görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtti.

Güvenlik araştırmacısı Vail el-Mubeyyed ise farklı bir görüşe sahip. İsrailli bakanların İran'a yönelik saldırıyla meşgul oldukları bir ortamda Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkes dosyasını gündeme getirebileceğini söyleyen Mubeyyed, “Tel Aviv hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar İsrail'in Tahran'a yönelik saldırılarıyla meşguller ve şu an Gazze ile ilgili hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Bu yüzden yakında Gazze'de bir ateşkes sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas ne düşünüyor?

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları yok oluyor. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının Gazze'deki sükuneti bozduğunu, Netanyahu'nun kibirli bir tavır sergilediğini ve Gazze'deki krizi kasıtlı olarak derinleştirerek bölgedeki gelişmelerle ilişkilendirdiğini söyledi.

İran’a yönelik saldırının Gazze'ye bazı yansımaları söz konusu ve Netanyahu, Hamas'ın müzakere turlarında gösterdiği esnekliğe rağmen savaşı sona erdirmek istemiyor. İsrail'e göre Gazze'deki savaşın sona ermesi bölgesel meselelerle ilişkili ve Tel Aviv bölge haritasını kendi istediği şekilde yeniden çizmeyi planlıyor. Gazze'de olanlar da bu planın sadece bir parçası.