Filistin lideri Abbas sükunetin sağlanması ve siyasi sürecin başlatılması için baskı yapıyor

Filistinliler Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın Washington ziyaretinden büyük bir yardım bekliyorlar.

Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
TT

Filistin lideri Abbas sükunetin sağlanması ve siyasi sürecin başlatılması için baskı yapıyor

Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Kudüs de dahil olmak üzere Filistin topraklarındaki gerginliğin azaltılması için baskı yapıyor. Görüşmelere yakın kaynaklara göre, geçici güvenlik çözümlerinin arzu edilen çözümler olmadığı ilkesinden hareketle daimî ve kapsamlı barışı tesis etmek için sükuneti sağlayacak tek çözüm olan siyasi sürecin başlatıldığını bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Abbas ile Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın, bölgede siyasi sürecin ilerletilmesi konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. Abbas ve Abdullah’ın, Filistin devletinin kurulmasını, İsrail de dahil olmak üzere bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasının tek garantörü olarak gördüğünü aktaran kaynaklar, Abbas’ın aynı düşünceleri geçen hafta Ramallah’ta İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar ile yaptığı görüşmede de dile getirdiğini kaydetti. Kaynaklar, Abbas’ın bu düşünceleri Abdullah ve Bar görüşmesinden önce gerginliğin tırmandığı dönemlerde kendisiyle iletişim kuran ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e de aktardığını belirtti.
Abbas, önceki gün (çarşamba) Ürdün’ün başkenti Amman’ı ziyaret ederek Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüştü. Ürdün resmi haber ajansı PETRA’ya göre Abbas’ın Amman ziyareti, Kral Abdullah ve eşi Kraliçe Rania’nın ABD’ye gerçekleştireceği özel ve akabindeki çalışma ziyaretinden önce geldi. İki lider İsrail’in son dönemde Kudüs’te yarattığı gerginliği ve barış sürecini görüştü. Abbas, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti topraklarındaki işgale son verilmesini sağlayacak bir siyasi sürece dönülmesi gerektiğini ifade etti.
Kral Abdullah, Filistin’in başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkının yanında olduğunu vurguladı. Görüşmede ayrıca Kudüs’teki gelişmeler, kutsal mekanların durumu, sükuneti sağlama yolları ve Kudüs’ün tarihi statüsünü koruma meseleleri ele alındı. Ürdün, Kudüs'teki Müslüman ve Hristiyanlara ait olan kutsal mekanların vasisi konumunda bulunuyor. 1994’te Amman ile barış anlaşması imzalayan İsrail de Ürdün’ün bu konumunu tanıyor.
Kral Abdullah, Abbas ile görüşmesinden önce Mısır’ın başkenti Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in katılımıyla gerçekleşen üçlü zirvede bulunmuştu. Filistin meselesi ve siyasi sürecin ileriye taşınması noktasında Ürdün ve Mısır arasında yüksek düzeyli bir koordinasyon bulunuyor.
Kaynaklar, Abbas’ın son dönemde gerginliğin yeniden tırmanmasının ardından İsrailli ve ABD’li muhataplarına ‘siyasi çözüm olmadığı sürece şiddet sarmalının devam edeceği’ mesajını verdiğini bildirdi.
Siyasi süreç başlatma girişimi, ABD’nin mevcut Başkanı Joe Biden yönetimi iktidara gelene kadarki süreçte pratikte Mısır-Ürdün-Filistin koordinasyonuyla başlamıştı. Fakat beklentilerin aksine Washington siyasi bir süreç başlatmak için herhangi bir girişimde bulunmadı, donukluğu kırmak ve güven inşa etmek amacıyla bu yöndeki girişimleri sadece ekonomik yönden desteklemekle yetindi. Filistinliler ise ABD’nin bu politikasının siyasi sürece alternatif olmasını reddediyor ve ABD’nin, Filistinliler ile İsrailliler arasında doğrudan müzakerelerin başlatılmasına öncülük edecek ve bölgenin tamamında kapsamlı bir sükunet ortamı sağlayacak yeni bir siyasi süreci başlatması için doğrudan destek vermesini istiyorlar.
Filistin Yönetimi daha önce çok taraflı uluslararası bir mekanizmanın himayesinde siyasi sürecin başlatılmasını teklif etmişti. Filistinliler Kral Abdullah’ın, denklemi değiştirmesi ve çatışmaya daha derin bir şekilde müdahale etmesi için mevcut ABD yönetimini ikna etmede büyük yardımının dokunmasını bekliyor. Abbas ise İsrail hükümetinin gerginliği tırmandırıcı pozisyonunda bir değişiklik yaratmak amacıyla İsrailli yetkililerle görüşüyor. Nitekim bu kapsamda Abbas, geçen hafta Ramallah’ta İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar ile görüştü. Bu görüşme dün İsrail medyası tarafından duyuruldu. Abbas ile Bar arasındaki görüşme, Ramazan ayı ve Yahudilerin Pesah Bayramı ile eşzamanlı olarak Harem-i Şerif’te şiddetli protestoların çatışmaların yaşandığı bir dönemde gerçekleşti.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Abbas ve Bar arasındaki görüşmede Ramazan ayının sonuna yaklaşılmasıyla birlikte sükuneti sağlamanın ve gerginliği azaltmanın yolları ele alındı. İsrail Ordu Radyosu, Bar’ın Ramallah’taki Devlet Başkanlığı konutuna gittiği ve Abbas ile ikili görüşme gerçekleştirdiğini bildirdi. Radyonun haberine göre Bar, Abbas’a güvenlik durumları, Hamas’ın Batı Şeria’da ‘istikrarı sarsan girişimleri’ ve gerginliğin Harem-i Şerif ile Filistin şehirlerine uzanması halinde Filistin Yönetimi için oluşturacağı tehlikeler hakkında bilgi verdi.
Bar, bu durumun Filistin Yönetimi üzerinde ve İsraillilerin günlük yaşamları üzerinde risk oluşturacağını ifade etti. Radyonun haberine göre ikili ayrıca Filistin Yönetimi ile İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonuyla ilgili bazı meseleleri de görüştü.
Abbas ve Bar arasındaki toplantının en önemli tarafının sonuçları olduğunu belirten İsrail medyası, bu toplantıdan sonra Batı Şeria’daki Filistin kentlerinde gösteriler kontrol altına alındığı değerlendirmesinde bulundu.
Abbas, Naftali Bennett başkanlığındaki hükümetin yaklaşık bir yıl önce yemin ederek göreve başlamasından bu yana bir dizi üst düzey İsrailli yetkiliyle görüştü. Bu yetkililer arasında Kasım 2021'de İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’in (Şabak) başına getirilen Bar da bulunuyor. Abbas ayrıca İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile iki kez görüştü. İsrail tüm bunlara rağmen bu görüşmeleri Nisan 2014’te durdurulan müzakerelerin bir parçası olarak nitelendirmekten uzak duruyor. Aynı şekilde İsrail tarafının yeni bir siyasi süreç başlatma teklifini kabul edebileceğine dair herhangi bir işaret yok.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.