Filistin lideri Abbas sükunetin sağlanması ve siyasi sürecin başlatılması için baskı yapıyor

Filistinliler Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın Washington ziyaretinden büyük bir yardım bekliyorlar.

Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
TT

Filistin lideri Abbas sükunetin sağlanması ve siyasi sürecin başlatılması için baskı yapıyor

Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)
Kral 2. Abdullah ve Başkan Mahmud Abbas çarşamba günü Amman’daki Hüseyniye Sarayı’nda bir araya geldi (WAFA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Kudüs de dahil olmak üzere Filistin topraklarındaki gerginliğin azaltılması için baskı yapıyor. Görüşmelere yakın kaynaklara göre, geçici güvenlik çözümlerinin arzu edilen çözümler olmadığı ilkesinden hareketle daimî ve kapsamlı barışı tesis etmek için sükuneti sağlayacak tek çözüm olan siyasi sürecin başlatıldığını bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Abbas ile Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın, bölgede siyasi sürecin ilerletilmesi konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. Abbas ve Abdullah’ın, Filistin devletinin kurulmasını, İsrail de dahil olmak üzere bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasının tek garantörü olarak gördüğünü aktaran kaynaklar, Abbas’ın aynı düşünceleri geçen hafta Ramallah’ta İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar ile yaptığı görüşmede de dile getirdiğini kaydetti. Kaynaklar, Abbas’ın bu düşünceleri Abdullah ve Bar görüşmesinden önce gerginliğin tırmandığı dönemlerde kendisiyle iletişim kuran ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e de aktardığını belirtti.
Abbas, önceki gün (çarşamba) Ürdün’ün başkenti Amman’ı ziyaret ederek Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüştü. Ürdün resmi haber ajansı PETRA’ya göre Abbas’ın Amman ziyareti, Kral Abdullah ve eşi Kraliçe Rania’nın ABD’ye gerçekleştireceği özel ve akabindeki çalışma ziyaretinden önce geldi. İki lider İsrail’in son dönemde Kudüs’te yarattığı gerginliği ve barış sürecini görüştü. Abbas, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti topraklarındaki işgale son verilmesini sağlayacak bir siyasi sürece dönülmesi gerektiğini ifade etti.
Kral Abdullah, Filistin’in başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkının yanında olduğunu vurguladı. Görüşmede ayrıca Kudüs’teki gelişmeler, kutsal mekanların durumu, sükuneti sağlama yolları ve Kudüs’ün tarihi statüsünü koruma meseleleri ele alındı. Ürdün, Kudüs'teki Müslüman ve Hristiyanlara ait olan kutsal mekanların vasisi konumunda bulunuyor. 1994’te Amman ile barış anlaşması imzalayan İsrail de Ürdün’ün bu konumunu tanıyor.
Kral Abdullah, Abbas ile görüşmesinden önce Mısır’ın başkenti Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in katılımıyla gerçekleşen üçlü zirvede bulunmuştu. Filistin meselesi ve siyasi sürecin ileriye taşınması noktasında Ürdün ve Mısır arasında yüksek düzeyli bir koordinasyon bulunuyor.
Kaynaklar, Abbas’ın son dönemde gerginliğin yeniden tırmanmasının ardından İsrailli ve ABD’li muhataplarına ‘siyasi çözüm olmadığı sürece şiddet sarmalının devam edeceği’ mesajını verdiğini bildirdi.
Siyasi süreç başlatma girişimi, ABD’nin mevcut Başkanı Joe Biden yönetimi iktidara gelene kadarki süreçte pratikte Mısır-Ürdün-Filistin koordinasyonuyla başlamıştı. Fakat beklentilerin aksine Washington siyasi bir süreç başlatmak için herhangi bir girişimde bulunmadı, donukluğu kırmak ve güven inşa etmek amacıyla bu yöndeki girişimleri sadece ekonomik yönden desteklemekle yetindi. Filistinliler ise ABD’nin bu politikasının siyasi sürece alternatif olmasını reddediyor ve ABD’nin, Filistinliler ile İsrailliler arasında doğrudan müzakerelerin başlatılmasına öncülük edecek ve bölgenin tamamında kapsamlı bir sükunet ortamı sağlayacak yeni bir siyasi süreci başlatması için doğrudan destek vermesini istiyorlar.
Filistin Yönetimi daha önce çok taraflı uluslararası bir mekanizmanın himayesinde siyasi sürecin başlatılmasını teklif etmişti. Filistinliler Kral Abdullah’ın, denklemi değiştirmesi ve çatışmaya daha derin bir şekilde müdahale etmesi için mevcut ABD yönetimini ikna etmede büyük yardımının dokunmasını bekliyor. Abbas ise İsrail hükümetinin gerginliği tırmandırıcı pozisyonunda bir değişiklik yaratmak amacıyla İsrailli yetkililerle görüşüyor. Nitekim bu kapsamda Abbas, geçen hafta Ramallah’ta İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar ile görüştü. Bu görüşme dün İsrail medyası tarafından duyuruldu. Abbas ile Bar arasındaki görüşme, Ramazan ayı ve Yahudilerin Pesah Bayramı ile eşzamanlı olarak Harem-i Şerif’te şiddetli protestoların çatışmaların yaşandığı bir dönemde gerçekleşti.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Abbas ve Bar arasındaki görüşmede Ramazan ayının sonuna yaklaşılmasıyla birlikte sükuneti sağlamanın ve gerginliği azaltmanın yolları ele alındı. İsrail Ordu Radyosu, Bar’ın Ramallah’taki Devlet Başkanlığı konutuna gittiği ve Abbas ile ikili görüşme gerçekleştirdiğini bildirdi. Radyonun haberine göre Bar, Abbas’a güvenlik durumları, Hamas’ın Batı Şeria’da ‘istikrarı sarsan girişimleri’ ve gerginliğin Harem-i Şerif ile Filistin şehirlerine uzanması halinde Filistin Yönetimi için oluşturacağı tehlikeler hakkında bilgi verdi.
Bar, bu durumun Filistin Yönetimi üzerinde ve İsraillilerin günlük yaşamları üzerinde risk oluşturacağını ifade etti. Radyonun haberine göre ikili ayrıca Filistin Yönetimi ile İsrail arasındaki güvenlik koordinasyonuyla ilgili bazı meseleleri de görüştü.
Abbas ve Bar arasındaki toplantının en önemli tarafının sonuçları olduğunu belirten İsrail medyası, bu toplantıdan sonra Batı Şeria’daki Filistin kentlerinde gösteriler kontrol altına alındığı değerlendirmesinde bulundu.
Abbas, Naftali Bennett başkanlığındaki hükümetin yaklaşık bir yıl önce yemin ederek göreve başlamasından bu yana bir dizi üst düzey İsrailli yetkiliyle görüştü. Bu yetkililer arasında Kasım 2021'de İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’in (Şabak) başına getirilen Bar da bulunuyor. Abbas ayrıca İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile iki kez görüştü. İsrail tüm bunlara rağmen bu görüşmeleri Nisan 2014’te durdurulan müzakerelerin bir parçası olarak nitelendirmekten uzak duruyor. Aynı şekilde İsrail tarafının yeni bir siyasi süreç başlatma teklifini kabul edebileceğine dair herhangi bir işaret yok.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
TT

İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).

İsrailli yetkililer dün, Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın seçkin birliğinin 7 Ekim 2023 saldırısındaki rolleri nedeniyle 100 üyesinin idam edilmesine yol açacak koşulların ve suçlamaların yapılması ve özel bir askeri mahkeme kurulması için baskı yaptı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Adalet Bakanı Yariv Levin, savaşın başlangıcından bu yana İsrail tarafından tutuklanan 450 Hamas üyesinin yargılanması için özel bir mahkeme kurulması olasılığını görüştüler.

Dava hakkında bilgi sahibi yetkililer, İbranice yayın yapan medya kuruluşlarına, "Ciddi suçlarla suçlananlardan 100'ünün askeri savcılık tarafından idam cezasıyla karşı karşıya kalacağını" söyledi.

İsrail ordusu ve Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililer, Başsavcı Itai Ofir de dahil olmak üzere, seçkin birliğin üyelerinin yargılanması için özel bir yasal çerçeve oluşturulmasını görüşmek üzere bir araya geldi. Katz, "İsrail, saldırının faillerini kesin bir şekilde cezalandırmaya kararlıdır: İsrail sivillerine zarar veren herkes tam olarak hesap verecektir" dedi. İsrailli yetkililere göre, Tıp Birliği'nin zehirli iğne fikrini reddetmesinin ardından, askeri savcılık muhtemelen kurşuna dizilerek idam cezası isteyecektir.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 14’ten aktardığı habere göre "Yetkili makamlar bu kişileri ağır güvenlik önlemleri altında özel bir askeri tesiste tutuyor ve gözaltı koşulları uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini uyandırıyor."