Başağa, petrol gelirlerinin Dibeybe hükümetinden uzak tutulması çağrısı yaptı

Fethi Başağa, gelirlerin Dibeybe’ye ulaşmasını engellemeye ve onu iktidardan vazgeçirmeye çalışıyor.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanı Haddad ile görüştü. (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanı Haddad ile görüştü. (Başkanlık Konseyi)
TT

Başağa, petrol gelirlerinin Dibeybe hükümetinden uzak tutulması çağrısı yaptı

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanı Haddad ile görüştü. (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanı Haddad ile görüştü. (Başkanlık Konseyi)

Libya’da yeni İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa,Paranın geçici Birlik Hükümeti’ne ulaşmasını engelleme ve hükümeti iktidardan vazgeçmeye zorlama girişimi çerçevesinde, Petrol Şirketi’ni ‘gelirlerini koruma mekanizmaları hakkında öneriler sunmaya’ çağırdı.
Başağa geçen çarşamba akşamı Petrol Şirketi Başkanı Mustafa Sanallah’a hitaben yazdığı bir mesajda, petrol üretimi ve ihracatının mümkün olan en kısa sürede yeniden başlatılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca hükümetinin, petrolün korunmasıyla ilgili mekanizmaları benimsemek için gerekli tüm prosedürleri tamamlamaya hazır olduğunu ifade etti. Fethi Başağa, Petrol Hilali bölgesindeki eylemcilerin taleplerinin ‘meşru’ olduğunu ve petrol satış gelirlerinin kullanılması için şu an benimsenen mekanizmalara itiraz etme hakları bulunduğunu vurguladı.
Ancak petrol sahalarının ve limanlarının kapatılmasının sorunu çözmeyeceğini, aksine şirketin çalışmalarını aksatacağını ve üretimi olumsuz etkileyeceğini dile getirdi.
Başağa, hükümetinin ‘petrol üretimini ve ihracatını askıya alma krizini ve bunun Libya devletinin mali durumu ve petrol sektörünün altyapısı üzerinde neden olduğu ciddi zararı sona erdirme çabaları kapsamında’ birçok tarafla temaslarını sürdürdüğünü söyledi. Petrol Hilali bölgesindeki protestocuların, petrol geliri fonlarının harcanmasına yönelik mekanizmalara ve bu fonların dağıtımında, istihdamında ve yönetiminde hiçbir yasal dayanak olmaksızın şeffaflığın olmamasına yönelik itirazları da dinleyen Başağa şunları söyledi:
“Durum, petrol gelirlerinin Ulusal Petrol Şirketi’nin hesaplarında tutulmasını ve Temsilciler Meclisi tarafından bütçe kanunu çıkarılıncaya kadar transfer edilmemesini sağlayan özel ve disiplinli mekanizmalar üzerinde anlaşmayı gerektiriyor.”
Fethi Başağa ayrıca hükümetin ‘gelirleri korumak, iyi bir şekilde yönetilmesini sağlamak, bunları siyasi olarak kullanmamak ve sömürmemek’ ile ilgili mekanizmaların benimsenmesini uygulamak amacıyla gerekli tüm prosedürleri tamamlamaya tam olarak hazır olduğunu vurguladı.
Başağa ayrıca Sanallah’tan maaş ve benzeri ödemelerin devamlılığını sağlayarak ve vatandaşın menfaatini koruyarak, bu krizi sona erdirmek için acilen gerekli mekanizma hususundaki önerilerini sunmasını istedi.
ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, geçen ay bu konuda bir ilerleme sağlamıştı. Öyle ki Dibeybe ve Başağa hükümetleri arasındaki iktidar krizinin genişlemesini önlemek için ‘petrol gelirlerinin merkez bankasına aktarılması ve harici bir banka hesabında tutulması sürecini organize eden kısa vadeli bir mekanizmaya’ dikkat çekmişti.
Petrol sahalarına ve limanlara yakın bölgelerde ikamet eden halk, Petrol Şirketi’nin Birlik Hükümeti’ne 6 milyar dolar transfer etmesine itiraz ederek bu sahaların kapatıldığını duyurdu ve Dibeybe’ye yönetimi Başağa’ya devretmesi çağrısı yaptı.
Diğer yandan Libya Ordusu Yüksek Komutanı sıfatıyla Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birlik Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı’na, ‘kendisine verilen görevleri yerine getirebilmesi ve Libya’nın tüm bölgelerinde istikrarın yayılmasına katkıda bulunması’ için tam desteğini dile getirdi.
Menfi, geçen çarşamba akşamı başkent Trablus’ta Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ile bir araya geldiğini açıkladı. Aktarılana göre Haddad, görüşme sırasında vatanı korumaya muktedir organize ve nitelikli bir ordu hazırlamak amacıyla, ‘askeri durum ve örgütün çalışmalarının örgütsel yönleri hakkında’ Menfi’ye kapsamlı bir brifing verdi.
Dibeybe hükümetinin sözcüsü olan Muhammed Hammude, Dibeybe’nin ‘Savunma Bakanı’ sıfatıyla Haddad’ı görevden almak üzere bir kararname yayınladığı söylentisini yalanladı. Hammuda, 28 Nisan’da sabahın erken saatlerinde yaptığı kısa bir açıklamada, yayınlananların ‘yanlış ve gerçek dışı’ olduğunu belirtti.
Ancak yerel medya organları, Dibeybe’nin Başkanlık Konseyi ile istişare ederek Haddad’ı görevinden almaya çalıştığını savundu. Medya organları bazı bakanlara bağlı platformların, yayından kaldırıldığı iddia edilen kararı sızdırdığına dikkat çekti. Ayrıca Dibeybe’nin Haddad’ın görevlerini kendisine devretmek ve’ petrol üretimini ve ihracatını eski haline getirmek’ üzere bir operasyon odası kurmak için başka bir liderle görüştüğü iddia edildi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24