Lübnan’ın Ramazan simgesi: İftar ve imsak topu

Trablusşam'daki Ramazan topu, halkının isteği üzerine kaleye geri getirildi

Ramazan topu, Trablus gibi Lübnan şehirlerinde etkisi devam eden eski bir gelenek
Ramazan topu, Trablus gibi Lübnan şehirlerinde etkisi devam eden eski bir gelenek
TT

Lübnan’ın Ramazan simgesi: İftar ve imsak topu

Ramazan topu, Trablus gibi Lübnan şehirlerinde etkisi devam eden eski bir gelenek
Ramazan topu, Trablus gibi Lübnan şehirlerinde etkisi devam eden eski bir gelenek

Lübnan'da Ramazan ayına iftar ve imsak vakitlerinde, Ramazan topunun patlatılması gibi farklı gelenekler eşlik ediyor. Ülkenin ikinci büyük kenti Trablusşam’da devam edegelen bu gelenek, Sayda ve Beyrut gibi diğer kıyı şehirlerde de uygulanıyor.
Trablusşam'da Ramazan topunun yerinde değişiklik yapılmış. Bugün top tarihi Trablusşam Kalesi'nde denize bakan kuzey kulesinde yer alıyor.
Trablusşam Belediyesi Eski Eserler ve Turizm Komitesi başkanı ve Lübnan Üniversitesi'nden Prof. Dr. Halid Ömer Tedmuri'ye göre, bu gelenek Memlüklüler döneminden beri devam ediyor. Bugün de iftar, imsak vaktinde ve Ramazan Bayramı'nın ilk gününün ilan edilmesi için Lübnan ordusu tarafından kaleden top atılıyor.
Top, daha geniş alanlara ulaşması için bir süre önce şehirdeki Raşid Karami Uluslararası Sergi Merkezi'ne taşınmıştı. Tedmuri, Şarku'l Avsat'a şöyle konuştu: “Top bu yıl, Memlükler döneminden günümüze kadar yaklaşık 730 yıl öncesine dayanan bu geleneğin devamı nedeniyle Trablus Kalesi'ne iade edildi”.
İkamet ettikleri yerin kaleye yakınlığı nedeniyle şehir halkının bir kısmı topun sesinden rahatsız olduğunu dile getirilirken, bir kısmı da topu mutluluk kaynağı ve insanları memnun eden bir gelenek olarak görüyor.
 “Top, Raşid Karami Uluslararası Fuarı'na götürüldüğünde topun sesini özleyen çok sayıda insan kaleye iade edilmesini talep ettiler. Onlara göre, top Ramazan Ayı geleneklerinin merkezinde yer alıyor ve değiştirmesini istemiyorlar” dedi.
Tarihi rivayetlere göre, Ramazan topunun hikayesi, Memluk Sultanı'nın yeni bir top satın alıp test etmek istediği Kahire şehrine kadar uzanıyor. Hicri 865 yılında eskerlerden birinin topun tesadüfen iftar vaktine denk gelecek şekilde patlatmasıyle topun sesi tüm Kahire’de yankılandı. Halk bunu iftar vaktinin şehrin her yerinde duyulması için Sultan tarafından yaptığını zannetti. O zamanlar Kahire'deki çok sayıda cami olmasına rağmen, ezan sesi uzaklara kadar ulaşmıyordu.
Tedmuri, “Bu adeti beğenen insanlar sultana teşekkür etmeye giderler. Sultan bu duruma şaşırsa da halkın gösterdiği tepkiden etkilenir ve Ramazan Ayı boyunca top atılmasına karar verir. Böylelikle iftar ve imsak vakitlerinde ve gelişini kutlamak için bayram günlerinde topun patlatılması kararı alındı” diyor. Trabluslular Ramazan Ayında topun sesini duymaktan memnunlar. İftar ve imsak vakitlerinde top patlatılmasının yanı sıra, bayram hilali görüldüğünde 11 pare top atılıyor.
Tedmuri, bu konudaki anılarını şöyle anlatıyor: “Eskiden sosyal medya yoktu, normal telefon bile yoktu. İnsanlar, top sesini duyana kadar Ramazan Bayramı'nın geldiğini bilmiyorlardı. Lübnan savaşı döneminde ise elektrik kesintisi yaşıyorduk. Bayram tarihini bildirecek radyo, televizyon veya başka bir şey yoktu. Topun sesiyle evler neşeyle dolar, çarşılar dört bir yandan insanlarla dolup taşar, alış veriş yapar. ihtiyaçlarını alırlardı”.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.