Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriyeli mevkidaşı Mikdad ile ‘Tel Aviv’in eylemlerini' görüştü

Görüşmenin gündeminde ‘Batı’nın provokasyonlarıyla mücadele için koordinasyon’ meseleleri de vardı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriyeli mevkidaşı Mikdad ile ‘Tel Aviv’in eylemlerini' görüştü

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçen perşembe günü Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad ile yaptığı telefon görüşmesi sırasındaki üslubu, Suriye’deki ‘İsrail eylemlerine’ karşı gözle görülür bir tepkiye işaret ediyordu. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın daha önce yaptığı açıklamanın tonu da dahil bu üslup, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşla ilgili tavırlardan duyduğu memnuniyetsizliğin arka planında Tel Aviv’e karşı önemli bir işaret gönderdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Lavrov’un Mikdad ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek, ‘Ukrayna’daki krizin küresel yansımalarını ve İsrail’in Suriye’ye yönelik yeni saldırılarını’ ele aldığı belirtildi. İki bakanın, ‘Batı’nın Ukrayna’da topluca yarattığı krize ve bunun küresel yansımalarına’ odaklanarak, uluslararası arenadaki acil sorunları görüştüğü ifade edildi.
Ukrayna’daki savaşa yönelik ilgi, özellikle de Ukrayna ve Suriye’deki koşullar doğrultusunda Moskova’nın doğrudan dahil olduğu konuların birbirleriyle bağlılık derecesini yansıtıyordu. Öyle ki açıklamaya göre Lavrov, Moskova’nın ‘Rusya’nın sağlam adımlarını desteklemekteki tutarlı tavrından dolayı Şam’a’ ve ‘Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü’ne dayalı dünya düzenini savunmayı amaçlayan Rus dış politikalarıyla dayanışmasına’ minnettarlığını dile getirdi.
Diğer yandan Rus çevreleri, Tel Aviv’de Rusya’nın Ukrayna’da ‘savaş suçları’ işlediği yönünde çıkan suçlamalara dair Rus memnuniyetsizliğine karşı son günlerde tekrarlı uyarılar yaptı. Tel Aviv ayrıca, devam eden savaşta Ukrayna’nın yanında olduğunu ilan etti.
Yapılan açıklamaya göre iki bakan, İsrail’in Suriye topraklarına düzenlediği hava saldırılarını kabul edilemez ve tehlikeli uygulamalar olarak şiddetle kınadı. Ayrıca Lavrov, 26- 27 Nisan gecesi ‘gerekçesiz yeni bir İsrail saldırısı’ sonucunda 4 Suriyeli askerin ölmesi nedeniyle Mikdad’a başsağlığı da diledi. Rusya, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin ardından Suriye tarafına daha önce taziyede bulunmamıştı.
Açıklamada iki bakanın Suriye ve çevresindeki duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunduğu, özellikle ‘Astana formülü’ çerçevesinde Suriye’de siyasi çözüm yolunda ilerlemeye devam etme hedefleri üzerinde durulduğu aktarıldı. Cenevre’deki Anayasa Komitesi bünyesinde Suriyeliler arasında yapıcı bir diyalogların geliştirilmesi gerektiğini söyleyen iki bakan, Suriye’deki insani durumla ilgili konuları da ele aldı.
Açıklamaya göre görüşme sırasında ayrıca, Rusya ile Suriye arasındaki çok taraflı ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğinin daha da geliştirilmesine dair bazı acil başlıklar da masaya yatırıldı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı daha önce, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam eteklerine düzenlediği füze saldırılarını kınayan sert bir açıklama yapmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Edinilen bilgilere göre 27 Nisan gecesi İsrail Hava Kuvvetleri, hedeflere ve yerleşim bölgelerine füze saldırısı düzenledi. Hava saldırısında 4 Suriye askeri öldü, 3 asker yaralandı ve önemli maddi hasar meydana geldi. İsrail’in Suriye topraklarını bombalamaya devam etmesinin, uluslararası hukukun temel normlarını ihlal ettiğini ve kategorik olarak kabul edilemez olduğunu vurguluyoruz. Bu tür sorumsuz davranışları şiddetle kınıyoruz.”
Rus diplomat, bu tür saldırıların Suriye silahlı kuvvetlerinin savaş kabiliyetinde azalmaya yol açtığını ve bu durumun da Suriye topraklarındaki terörle mücadele çabalarının etkinliğini olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi. Sözcü, “İsrail tarafını bu şiddetli ve tehlikeli saldırıları durdurmaya çağırıyoruz” dedi.
Diğer yandan Moskova, Suriye’ye uluslararası yardım sağlama mekanizmasının şu anda yürürlükte olan formüle göre uzatılmasına karşı olduğunu açıkladı. Ayrıca Moskova’nın Ukrayna savaşıyla meşgul olmasının, Suriye meselesi başta olmak üzere Rusya’daki öncelikli konuları etkilemeyeceğine dikkati çekildi. Bu çerçevede Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, gelecek temmuz ayında sona erecek olan insani yardımların Suriye sınırından geçiş mekanizmasının uzatılması için herhangi bir gerekçe görmediklerini dile getirdi.
Nebenzia, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bir toplantısı sırasında, BM’nin tıbbi ve eğitim tesislerinin ve su şebekelerinin erken iyileştirilmesine yönelik 2022 yılı Suriye insani planının, ciddi bir finansman yetersizliğinden mustarip olduğunu vurguladı.
Daimi Temsilcisi, “İmar projelerinin uygulanması, bağışçıların başlangıçtaki siyasi şartlarına tabidir” dedi.
Rus temsilciye göre bu sebepler, şu ana kadar Suriyelilerin yarısından fazlasının ‘mayınların temizlenmesi gereken bölgelerde’ yaşamasında büyük bir rol oynuyor. Nebenzia, BMGK’nın ‘Suriye’ye insani yardımın Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden geçişini’ uzatma kararından bu yana geçen 9 ayda durumun değişmediğini söyleyerek bu kararın amacının, yardımın Suriye’nin her yerine ulaşması ve erken iyileşme için çalışmak olduğunu hatırlattı.
Vassily Nebenzia ayrıca, “Bu süre zarfında yalnızca üç konvoy İdlib’e geçmeyi başardı ve ülkenin kuzeyine Şam’dan kesinlikle ikmal yok” dedi.
Zaman zaman gerekli koordinasyonun eksikliğine ilişkin mazeretler ve insani yardım görevlilerinin faaliyetleri için güvenli olmayan koşullar hakkında söylentiler duyduğunu vurgulayan BM Temsilcisi sözleirnin sonunda şunları söyledi:
“Tüm bunları, İdlib de dahil olmak üzere Şam’dan gelen insani yardım sorununu çözme konusunda bir isteksizlik olarak görüyoruz. Dürüst olmama izin verin, bu koşullar ortasında sınır ötesi yardım sağlama kararının uzatılması için pratikte herhangi bir neden yok.”



Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in dün gerçekleştirdiği görüşmede, ertelenen genel seçimler, paralı askerler, yabancı savaşçılar, ortak deniz sınırları ve Sudan’daki durum başlıca gündem maddeleri oldu.

gt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti, 8 Aralık 2025. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sisi, Hafter’i Kahire’de kabul etti. Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı ve siyasi analist Halid et-Tercuman, ziyaretin ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği bir zamanda gerçekleşmesi nedeniyle özel önem taşıdığını belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin görüşmede ‘Mısır’ın Libya’nın egemenliğine, istikrarına, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini’ vurguladığını aktardı. Şenavi, Sisi’nin ‘LUO Genel Komutanlığı’nın bu süreçteki temel rolünü takdir ettiğini’ belirterek, ‘her türlü dış müdahaleye karşı durulması ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması gerektiğini’ ifade ettiğini söyledi. Açıklamaya göre Sisi, Mısır’ın ‘özellikle eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hedefleyen girişimler başta olmak üzere, Libya krizinin çözümüne yönelik tüm inisiyatiflere desteğini’ yineledi.

Sisi ayrıca, iki ülke arasındaki köklü ve özel ilişkileri hatırlatarak, ‘Mısır’ın Libya ordusuna ve ulusal kurumlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini’ vurguladı.

sdfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ortak deniz sınırı konusunda anlaşmaya vardı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Görüşmelere, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter ve Genelkurmay Başkanı Halid Hafter de katıldı. Toplantıda iki ülke arasındaki deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin son gelişmeler ele alındı.

Şenavi, deniz sınırı dosyasında ‘iki taraf arasında uzlaşı sağlandığını ve iş birliğinin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, her iki ülkenin çıkarlarını koruyacak şekilde sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını’ aktardı.

Sisi, Aralık 2022’de yayımladığı kararla ülkenin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarını belirlemişti. Kararın metni ve sınır koordinatları Resmî Gazete’de yayımlanmış, ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne de bildirilmişti.

Libya, Mısır ve Yunanistan ile Türkiye arasında deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmazlık ise devam ediyor.

cdfgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e eşlik etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, bir bildiride, Libya’nın ‘bir dizi deniz yetki anlaşması ve uygulamasına’ kesin olarak karşı çıktığını duyurmuştu. Benzer şekilde Libya da BM’ye bir protesto notası göndererek, Yunanistan ile Mısır arasında 2020’de imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşmasını ‘uluslararası hukuk ve deniz hukuku ile çeliştiği için hükümsüz ve geçersiz’ ilan etti.

Mısır, Ağustos 2020’de Yunanistan ile deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin bir anlaşma imzalamış, tarafların yıllar süren görüşmeleri sonunda iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen metin açıklanmıştı. Türkiye ise söz konusu anlaşmaya o dönemde itiraz etmişti.

Mareşal Halife Hafter, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde Mısır’ın ve siyasi liderliğinin oynadığı ‘kilit rolü’ takdir ettiğini belirterek, krizin başlangıcından bu yana Libya halkına verilen sürekli desteğe dikkat çekti. Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı ile Libya ve bölgesel gelişmeler konusunda koordinasyon ve görüş alışverişini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Siyasi analist Halid et-Tercuman, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hafter’in ziyaretinin ‘Libya krizine ilişkin tutumların ve bölgesel durumlara dair görüşlerin paylaşılması, özellikle de Sudan’daki gelişmeler ve Libya’ya doğru artan göç hareketi bağlamında önem taşıdığını’ söyledi. Et-Tercuman, Mısır’ın Libya’nın terörle mücadelesinde ‘gerçek bir destek’ sunduğunu, bugün ise Libya şehirlerinde yeniden imar çalışmalarını yürüten şirketleriyle ülkenin yeniden inşasına katkı verdiğini kaydetti. Mısır’ın bölgesel güvenliği önemsediğini belirten et-Tercuman, “Libya, Mısır’ın ulusal güvenliğinin doğal bir uzantısıdır; aynı şekilde Mısır da bizim güvenliğimizin doğal bir uzantısıdır” dedi.

Mısır ve Libya’yı çevreleyen bölgesel gelişmeler de Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde gündeme geldi. Şenavi, toplantıda ortak ilgi alanındaki bölgesel dosyaların ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların, özellikle de Sudan’daki son gelişmelerin ele alındığını açıkladı.

Şenavi, iki tarafın ‘Sudan’ın istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için uluslararası ve bölgesel çabaların artırılmasının öneminde mutabık kaldığını’ aktararak, Sudan’daki istikrarın ‘Mısır ve Libya’nın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğuna’ vurgu yapıldığını belirtti.

Mısır’ın resmi tutumu, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için ‘her türlü dış müdahale ve dayatmadan uzak, Libyalı taraflar arasında siyasi bir çözümün’ tek yol olduğu yönünde. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Kahire’de BM temsilcisi Hanna Tetteh ile yaptığı son görüşmede de dile getirildi.

Mısır, BM tarafından belirlenen ‘yol haritasının’ uygulanmasında ilerleme sağlanmasının önemine sürekli vurgu yapıyor. Bu çerçevenin başında, eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hazırlamakla görevli ‘yeni ve birleşik bir hükümetin’ kurulması yer alıyor. Kahire, siyasi sürecin güvenilirliği açısından ilan edilen takvime bağlı kalınmasının zorunlu olduğunu da hatırlatıyor.

Hafter’in iki oğlunun da son dönemde Mısır’a ziyaretler gerçekleştirdiği biliniyor. Genelkurmay Başkanı Halid Hafter, geçen hafta Kahire’de düzenlenen EDEX 2025 Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı.


Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
TT

Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaklaşan ABD ziyareti kapsamında bazı ek görüşmeler yapılması bekleniyor. Netanyahu'nun 29 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump ile Florida'daki tatil beldesinde bir araya gelmesi ve bazı üst düzey toplantılara katılması planlanıyor. İsrail televizyonu Kanal 12’nin haberine göre bu ziyaret, ABD yönetiminin Gazze Şeridi için bir barış planında ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası.

Pazartesi günü yayınlanan habere göre Beyaz Saray, İsrail'in Gazze ile ilgili Kahire ile stratejik bir anlaşmayı onaylamasını sağlamak için Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Florida'daki toplantıya davet etmeye çalışıyor.

Netanyahu'nun Florida'da sekiz gün kalması ve Trump ile iki görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşmeler yapacak.

Kanal 12, ABD'li yetkililerin Tel Aviv'e, Trump'ın Noel'den önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta sivil yönetim prototipini de içeren Gazze'deki barış planının ikinci aşamasına geçişi duyurmayı hedeflediğini bildirdiklerini aktardı.

Axios haber sitesi pazar günü, ABD’li ve İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın iki yıldan fazla bir süre önce Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana hiçbir temas kurmayan Sisi ve Netanyahu arasında bir zirveye aracılık etmeye çalıştığını bildirdi.

Ancak ABD'li yetkililer, Netanyahu'nun önce İsrail ile Mısır arasında stratejik bir doğalgaz anlaşmasını kabul etmesi ve Sisi'yi bir görüşmeye ikna edecek diğer adımları atması gerektiğini belirtiyor.

Axios, ABD'nin Lübnan ve Suriye dahil olmak üzere Arap ülkelerine teknoloji ve enerji gibi alanlarda ekonomik teşvikler sunarak İsrail ile ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlayan benzer girişimleri değerlendirdiğini doğruladı.

ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturma ve barış sürecini ilerletme çabalarıyla paralel olarak bunu başarmayı umuyor.

Axios, ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in Netanyahu’ya İsrail’in ‘barış sürecinde ekonomik diplomasiye ve özel sektörün katılımına’ ihtiyacı olduğunu söylediğini aktardı.

Netanyahu, daha önce ekim ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen ve Trump’ın desteğiyle koordine edilen Gazze’de Barış Zirvesi’ne katılmamıştı.


Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
TT

Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin herhangi bir mezhebe karşı ihlallerin tekrarlanmaması için çalışacağını belirtirken geçiş dönemi adaletinin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

Şam'daki Konferans Sarayı'nda Esed rejiminin düşüşünün birinci yıldönümü kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada Şara, bir yıl önce Şam'a geldiğinde giydiği yeşil askeri üniformasıyla kalabalığın karşısına çıktı.

Despotizm ve zulüm dönemiyle tarihi bir kopuşu ve adalet, iyilik, vatandaşlık ve bir arada yaşama temelli yeni bir şafağı ilan eden Şara, halkın bilgi ve hesap verme hakkı ile ardından hesaplaşma veya uzlaşma hakkının devletin istikrarının temeli olduğunu ve ihlallerin tekrarlanmayacağının garantisi olduğunu vurguladı.

Çok sayıda destekçisinin önünde yaptığı konuşmada Şara, ‘güçlü bir Suriye’ inşa etmek ve ‘halkının fedakarlıklarına layık’ bir gelecek için Suriyelilerin ortak çabasının önemini vurguladı. Şara, Suriye halkına karşı suç işleyen ve yasaları ihlal edenlerin hesap vermesi, mağdurların haklarının korunması, adaletin sağlanması ve halkın bilgi, hesap verebilirlik ve şeffaflık haklarının korunması için geçiş dönemi adaleti ilkesine bağlı kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çizdi.

Öte yandan ABD Kongresi uzun süren tartışmaların ardından Suriye’ye uygulanan Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarını kalıcı olarak kaldırma kararı aldı. Böylece, beş yılı aşkın bir süredir Esed rejimine uygulanan ağır yaptırımların yükü altında ezilen ülke için geçmişin sayfaları kapatıldı ve umut dolu yeni bir sayfa açıldı.

ABD Temsilciler Meclisi İçtüzük Komisyonu, gelecek yıl için nihai savunma bütçe tasarısının metnini yayınladı. Tasarıda, yaptırımları bağlayıcı koşullar olmadan veya yeniden uygulanması için koşullar eklemeden kaldıran bir hüküm yer alıyordu.

Bazı muhalif temsilcilerin yaptırımları koşulsuz olarak kaldırmaya ikna etmek için aylarca süren yoğun siyasi çabaların ardından yaptırımlar kaldırıldı.