Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriyeli mevkidaşı Mikdad ile ‘Tel Aviv’in eylemlerini' görüştü

Görüşmenin gündeminde ‘Batı’nın provokasyonlarıyla mücadele için koordinasyon’ meseleleri de vardı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriyeli mevkidaşı Mikdad ile ‘Tel Aviv’in eylemlerini' görüştü

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçen perşembe günü Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad ile yaptığı telefon görüşmesi sırasındaki üslubu, Suriye’deki ‘İsrail eylemlerine’ karşı gözle görülür bir tepkiye işaret ediyordu. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın daha önce yaptığı açıklamanın tonu da dahil bu üslup, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşla ilgili tavırlardan duyduğu memnuniyetsizliğin arka planında Tel Aviv’e karşı önemli bir işaret gönderdi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Lavrov’un Mikdad ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek, ‘Ukrayna’daki krizin küresel yansımalarını ve İsrail’in Suriye’ye yönelik yeni saldırılarını’ ele aldığı belirtildi. İki bakanın, ‘Batı’nın Ukrayna’da topluca yarattığı krize ve bunun küresel yansımalarına’ odaklanarak, uluslararası arenadaki acil sorunları görüştüğü ifade edildi.
Ukrayna’daki savaşa yönelik ilgi, özellikle de Ukrayna ve Suriye’deki koşullar doğrultusunda Moskova’nın doğrudan dahil olduğu konuların birbirleriyle bağlılık derecesini yansıtıyordu. Öyle ki açıklamaya göre Lavrov, Moskova’nın ‘Rusya’nın sağlam adımlarını desteklemekteki tutarlı tavrından dolayı Şam’a’ ve ‘Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü’ne dayalı dünya düzenini savunmayı amaçlayan Rus dış politikalarıyla dayanışmasına’ minnettarlığını dile getirdi.
Diğer yandan Rus çevreleri, Tel Aviv’de Rusya’nın Ukrayna’da ‘savaş suçları’ işlediği yönünde çıkan suçlamalara dair Rus memnuniyetsizliğine karşı son günlerde tekrarlı uyarılar yaptı. Tel Aviv ayrıca, devam eden savaşta Ukrayna’nın yanında olduğunu ilan etti.
Yapılan açıklamaya göre iki bakan, İsrail’in Suriye topraklarına düzenlediği hava saldırılarını kabul edilemez ve tehlikeli uygulamalar olarak şiddetle kınadı. Ayrıca Lavrov, 26- 27 Nisan gecesi ‘gerekçesiz yeni bir İsrail saldırısı’ sonucunda 4 Suriyeli askerin ölmesi nedeniyle Mikdad’a başsağlığı da diledi. Rusya, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin ardından Suriye tarafına daha önce taziyede bulunmamıştı.
Açıklamada iki bakanın Suriye ve çevresindeki duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunduğu, özellikle ‘Astana formülü’ çerçevesinde Suriye’de siyasi çözüm yolunda ilerlemeye devam etme hedefleri üzerinde durulduğu aktarıldı. Cenevre’deki Anayasa Komitesi bünyesinde Suriyeliler arasında yapıcı bir diyalogların geliştirilmesi gerektiğini söyleyen iki bakan, Suriye’deki insani durumla ilgili konuları da ele aldı.
Açıklamaya göre görüşme sırasında ayrıca, Rusya ile Suriye arasındaki çok taraflı ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliğinin daha da geliştirilmesine dair bazı acil başlıklar da masaya yatırıldı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı daha önce, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam eteklerine düzenlediği füze saldırılarını kınayan sert bir açıklama yapmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Edinilen bilgilere göre 27 Nisan gecesi İsrail Hava Kuvvetleri, hedeflere ve yerleşim bölgelerine füze saldırısı düzenledi. Hava saldırısında 4 Suriye askeri öldü, 3 asker yaralandı ve önemli maddi hasar meydana geldi. İsrail’in Suriye topraklarını bombalamaya devam etmesinin, uluslararası hukukun temel normlarını ihlal ettiğini ve kategorik olarak kabul edilemez olduğunu vurguluyoruz. Bu tür sorumsuz davranışları şiddetle kınıyoruz.”
Rus diplomat, bu tür saldırıların Suriye silahlı kuvvetlerinin savaş kabiliyetinde azalmaya yol açtığını ve bu durumun da Suriye topraklarındaki terörle mücadele çabalarının etkinliğini olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi. Sözcü, “İsrail tarafını bu şiddetli ve tehlikeli saldırıları durdurmaya çağırıyoruz” dedi.
Diğer yandan Moskova, Suriye’ye uluslararası yardım sağlama mekanizmasının şu anda yürürlükte olan formüle göre uzatılmasına karşı olduğunu açıkladı. Ayrıca Moskova’nın Ukrayna savaşıyla meşgul olmasının, Suriye meselesi başta olmak üzere Rusya’daki öncelikli konuları etkilemeyeceğine dikkati çekildi. Bu çerçevede Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, gelecek temmuz ayında sona erecek olan insani yardımların Suriye sınırından geçiş mekanizmasının uzatılması için herhangi bir gerekçe görmediklerini dile getirdi.
Nebenzia, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bir toplantısı sırasında, BM’nin tıbbi ve eğitim tesislerinin ve su şebekelerinin erken iyileştirilmesine yönelik 2022 yılı Suriye insani planının, ciddi bir finansman yetersizliğinden mustarip olduğunu vurguladı.
Daimi Temsilcisi, “İmar projelerinin uygulanması, bağışçıların başlangıçtaki siyasi şartlarına tabidir” dedi.
Rus temsilciye göre bu sebepler, şu ana kadar Suriyelilerin yarısından fazlasının ‘mayınların temizlenmesi gereken bölgelerde’ yaşamasında büyük bir rol oynuyor. Nebenzia, BMGK’nın ‘Suriye’ye insani yardımın Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden geçişini’ uzatma kararından bu yana geçen 9 ayda durumun değişmediğini söyleyerek bu kararın amacının, yardımın Suriye’nin her yerine ulaşması ve erken iyileşme için çalışmak olduğunu hatırlattı.
Vassily Nebenzia ayrıca, “Bu süre zarfında yalnızca üç konvoy İdlib’e geçmeyi başardı ve ülkenin kuzeyine Şam’dan kesinlikle ikmal yok” dedi.
Zaman zaman gerekli koordinasyonun eksikliğine ilişkin mazeretler ve insani yardım görevlilerinin faaliyetleri için güvenli olmayan koşullar hakkında söylentiler duyduğunu vurgulayan BM Temsilcisi sözleirnin sonunda şunları söyledi:
“Tüm bunları, İdlib de dahil olmak üzere Şam’dan gelen insani yardım sorununu çözme konusunda bir isteksizlik olarak görüyoruz. Dürüst olmama izin verin, bu koşullar ortasında sınır ötesi yardım sağlama kararının uzatılması için pratikte herhangi bir neden yok.”



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.