Cibran Basil’in Lübnan’ın kuzeyine yaptığı ziyaret protestolara yol açtı

Cibran Basil (Reuters)
Cibran Basil (Reuters)
TT

Cibran Basil’in Lübnan’ın kuzeyine yaptığı ziyaret protestolara yol açtı

Cibran Basil (Reuters)
Cibran Basil (Reuters)

Lübnan’da 15 Mayıs’ta yapılacak olan genel seçimler yaklaşırken, ülkede gerilim de artıyor.
Lübnan ordusu, Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi lideri Cibran Basil’in Akkar şehrinde ziyareti vesilesiyle toplanan destekçiler ile ziyarete itiraz ederek yolları kapatan muhalifler arasında patlak veren arbedenin büyümesini önlemek için şehirde yoğun bir şekilde konuşlandı.
Akkar’da Rahba kasabasında ziyaret nedeniyle kutlama yapan Özgür Yurtsever Hareketi’ne karşı dün protesto hareketleri başladı.
Protestocular, Basil’in bölgeyi ziyaretini protesto etmek için Akkar’da bulunan Halba Meydanı’ndaki yolu trafiğe kapattı.
Lübnan medyasına göre, Basil’in bölgeye ulaşmasını engellemek için yolların kapatılması sonucu Rahba kasabası kavşağında hareketin destekçileri ile çok sayıda protestocu arasında çıkan tartışma, sopa ve taşlı bir çatışmaya dönüştü. Çıkan çatışmada her iki taraftan da yaralananlar oldu.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklara göre, Lübnan ordusu çatışmanın büyümesini önlemek için Rahba kasabasına giden yol boyunca geniş bir şekilde konuşlandı.
Basil ise bölgeye gelmesinin ardından yaptığı konuşmada tüm bölgeleri ziyaret edeceğini söyleyerek, güvenliği sağlama sorumluluğunun hükümet ve İçişleri Bakanlığı’nda olduğunu dile getirdi.
Destekçilerine hitap eden Basil şu ifadeleri kullandı;
“Lübnan genelinde seçimlere katılıyoruz. Halkın güvenliğini sağlamaktan hükümet ve güvenlik güçleri sorumludur. Yaşananlardan sonra, bu ziyaretin gerçekleşmesi, başarımızın ve Özgür Yurtsever Hareketi’nin Lübnan’ın her bölgesinde mevcut olduğu konusundaki ısrarımızın bir göstergesidir. Lübnan topraklarının her bölgesini, yoldaşlarımızı ve halkımızı ziyaret etmemize kimse engel olamaz. Seçim çalışmaları kapsamında bir bölgeyi ziyaret etmek istediğimizde sorun çıkması kabul edilebilir mi? Hareketin müttefikleri ile üç milletvekili kazanabileceği bir bölgeyi ziyaret edemezsek seçimlerde fırsat eşitliği nerede?”
Basil konuşmasında ayrıca, “Bugün Akkar’dayız, yarın Aley, Chouf ve Cezzine’de olacağız. Öbür gün Bekaa’da, daha sonra Beyrut’ta olacağız. Ya tüm vatandaşlarla birlikte hareket edeceğiz ya da yetkililer seçimleri yapamayacak. O zaman seçimlere katılımımızı askıya alacağız” diyerek uyardı.
Konuşmasında Suriyeli mültecilere değinen Basil, “Yerinden edilenlerin Suriye’ye dönmesini istiyoruz çünkü Lübnan küçük bir bölge, imkanları kısıtlı. Yerinden edilme iltica gibidir, devam ederse yerleşime dönüşecek ve ülkede büyük bir dengesizlik yaratacaktır” diyerek, Suriye ile daha iyi ilişkiler kurmak istediklerini vurguladı.
Basil konuşmasının sonunda, “Kapsamlı idari ve mali yerelleşmeye sahip bir sivil devlet inşa edebiliriz. Ancak Lübnan’ı 30 yılı aşkın bir süredir kontrol eden yolsuzluk sistemi ve milis zihniyeti bizi, değişim ve reform fikrini kabul etmedi” dedi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.